İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, SENBİS'i (Sendikalar Bilgi Sistemi) kullanması için sendika yöneticilerine kullanıcı yetkisi verileceğini söyledi. Soylu, "Sendika yöneticilerine kullanıcı yetkisi verilerek zorunlu bildirimleri SENBİS üzerinden kendilerinin yapabilmelerine imkan tanımak istiyoruz. Arkadaşlarımız yazılım geliştirme çalışmalarına başladılar" dedi.
Yol-İş Sendikası'nın 11'inci Olağan Genel Kurulu'na İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de katıldı. Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar, kapsam dışı bırakılan taşeron işçilerin kadroya alınması konusunu vurgulayarak işçilerin sorunlarını dile getirdi. Ağar, "Kıdem tazminatını yük olarak gören anlayışa karşı bugüne kadar mücadele ettik, bundan sonra da mücadele edeceğiz. Kıdem tazminatı konusu da önemli bir sorunumuzdur. Kıdem tazminatımıza kimse dokunamayacaktır. İşçinin kıdem tazminatına göz dikilmesin. Yetkililer artık kıdem tazminatı konusunu gündeme getirmekten vazgeçmelidir" dedi.
Türk-İş Sendikası Genel Başkanı Ergün Atalay da konuşmasında, kadro dışı bırakılan taşeron işçilerin kadroya alınmasını isteyerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan bu konuyla ilgili destek istedi. Atalay, terör örgütlerinin Türkiye üzerindeki oyunları olduğunu söyleyerek, "15 Temmuz bitti falan sanmayın. Hala devam ediyor gözaltılar. Bunların içinde bir biz yokuz, haberiniz olsun. Çünkü işçilerde bir şey yok" diye konuştu. 
'SENDİKALARIN BUNA İTİRAZ ETMESİ GEREKİRDİ'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, Türkiye'nin güvenlik, siyasal ve ekonomik istikrarını korumak için olağanüstü bir mücadele verildiğini belirterek, "Şu an yaşadığımız süreçler, herhangi bir devletin yönetebileceği süreçler değildir. Bir yandan terörle mücadele edeceksiniz, bir yandan küresel uyuşturucu kartellerine karşı kendinizi ve gençlerinizi savunacaksınız, bir yandan sınırınızın hemen yanı başında bir terör devleti kurmak isteyen batılı güçlerle mücadele edeceksiniz, bir yandan da içeride ölümden kaçmış 3,6 milyon insanı ağırlayıp, 40 yıldır uğraştığınız terör örgütünü bitirirken Pensilvanya imalatı bir yenisini de devletten kazımaya çalışacaksınız. Bunlar alelade süreçler değildir. Burada istikrarınızı koruyabilmek ve bütün bu süreçleri demokrasi ve hukuk içerisinde yürütmek, kolay bir iş değildir" dedi.
'MÜDAHALE ETMESEYDİK DEVLET KURULUYORDU'
"Bir belediyeye bir işçi girer de onun maaşına, onun alnının emeğine, onun alın terine göz koyan bir yapı olur mu?" diyen Soylu, şöyle devam etti:
"İçişleri Bakanı olarak buna itiraz ettim. Ama tüm sendikaların buna itiraz etmesi gerekirdi. Burada doğal olarak devlet ve sendikalar arasındaki hak mücadelesinin önemli bir bölümü burada yürümeliydi. Ne zaman ortadan kalktı bu? Burada çalışan işçilerin bir terör örgütünün derneğine zorla bağış yapmak zorunda kaldığı durumda bütün siyasi mekanizma ayağa kalkmak zorundaydı. Buna bir özgürlük, hürriyet bandajı atıldı. 'Aman bu işlere karışmayın' diye oluşturdukları mahalle baskısı ve uluslararası baskıyla beraber ülkemin yöneticilerini hareket edemez hale getirenlere karşı topyekün mücadeleyi ortaya koymalıydık. Şimdi o insanlar orada çalışıyorlar. Ve hiçbir terör örgütüne para yatırmıyorlar. Terör örgütüne aktarılan paraların gittiği yer bellidir. Eğer müdahale edilmemiş olsaydı Irak’ın kuzeyinde bu ülkede bir devlet kuruluyordu. Biz bu coğrafyada belki de ülkemizi tehdit edecek en büyük oyunu bozduk."
'SENBİS' ADINI VERDİĞİMİZ DİJİTAL ALTYAPI KURDUK'
Süleyman Soylu, sendikalaşma alanında yapılanları hatırlatarak "'SENBİS' adını verdiğimiz bir dijital altyapı hazırladık. Valiliklerimiz tarafından hem SENBİS altyapısına giriliyor hem de fiziken iletiliyor. Şimdi bunu bir adım daha ileriye taşımak istiyoruz. Sendika yöneticilerine kullanıcı yetkisi verilerek zorunlu bildirimleri SENBİS üzerinden kendilerinin yapabilmelerine imkan tanımak istiyoruz. Arkadaşlarımız yazılım geliştirme çalışmalarına başladılar. İnşallah kısa bir süre içinde bunu da gerçekleştirmiş olacağız" dedi.
'BU ÜLKEDE BİR DAHA 1960 DARBESİ YAŞATMAK İSTEMİYORUZ'
Soylu, Türkiye’nin kritik bir dönemden geçtiğini kaydederek, "Siyasal hayat, çalışma hayatı, sivil toplumculuk buna her şey dahildir. Türkiye zor dönemden geçiyor. Ama bu dönemden geçerken büyük işler gerçekleştirdik. 15 Temmuz’dan sonra Antalya’ya gelen turist sayısı 6 milyona düştü. Şimdi 12 milyon. Ülkenin 2-3 yılda kendini toparlayabilmesi kolay değildir. Ve şunu çok net şekilde paylaşmak isterim. Ufak tefek sıkıntılarımız olur. Fırat Kalkanı Harekatı'nda 2 bin kilometrekareye huzuru biz getirdik. Etrafımızdaki coğrafyanın huzurundan da mesulüz. Biz ülkede bir daha 1960 darbesi yaşatıp başbakan astırmak istemiyoruz" diye konuştu.