Enerji Bakanı Taner Yıldız, Taksim’de bir kısım ağaçları bahane ederek hassasiyet gösteren çevrecilerin, aynı hassasiyeti Iğdır’a 16 kilometre mesafedeki Ermenistan’ın Metsamor santraline göstermediğini belirterek, "Niçin o hassasiyetinizi orada göstermiyorsunuz. O zaman benim aklıma başka bir şey geliyor. Sırf çevre ile alakalı hassasiyet göstermekten ziyade çevrenin istismar edildiği bir alan haline geliyor" dedi.
21. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı İstanbul Fuar Merkezi’nde başladı. Fuarın açılışı Enerji Bakanı Taner Yıldız tarafından gerçekleştirildi.
Açılışta konuşan Bakan Yıldız, “Türkiye bir çok ülkenin aslında başlayıp da siyasi istikrar ile beraber garanti altına almadığı özelleştirme politikaları ile beraber yükselmiştir. Türkiye yalnızca elektrik dağıtım hizmetlerinden 13 milyar dolar, üretim tesislerinde bir o kadar ve diğer doğalgaz dağıtımlarını zaten özelleşen yapı ile kurgulamıştır. Artık enerji sektörü kamu üzerindeki yüklerini büyük ölçüde kaldırmıştır ve kaldırmaya da devam edecektir. Bu doğru bir politikadır ama geçiş dönemlerindeki bir kısım sıkıntılar bizim dikkatli olmamız gereken yanlardır. Eğer bir usul hatası, üslup hatası yapılıyorsa bunu temel olarak özelleştirmelere karşı çıkmak olarak tercüme etmenin doğru olmadığı kanaatindeyim" diye konuştu.
Bakan Yıldız konuşmasında gezi parkı olaylarına da değinerek, "Aynen çevrecilerin Taksim’de bir kısım ağaçları bahane ederek göstermiş olduğu hassasiyetin, hemen Iğdır’a 16 kilometre ilerideki Metsamor santraline göstermedikleri gibi. Ben arkadaşlarıma bir tavsiyede bulunuyorum. Çevreyi bu kadar seviyorsunuz takdir edilecek bir şey. 1980 yapımı, ömrünü tamamlamış bir santral var ve bu Iğdır’a 16 kilometrelik bir yerde. Iğdır’da hep beraber Metsamor santrali ile alakalı çevre yürüyüşünde bulunalım. Niçin o hassasiyetinizi orada göstermiyorsunuz. O zaman benim aklıma başka bir şey geliyor. Sırf çevre ile alakalı hassasiyet göstermekten ziyade çevrenin istismar edildiği bir alan haline geliyor. Aynen demokrasi kavramının istismar edildiği gibi. Demokrasi adı altında silahlı güçlerle o ülkeye girildiği gibi. Samimi olacağız, dürüst olacağız ve açık olacağız. Bazen lehimize, bazen aleyhimize olabilir. Dürüstlüğü bedelini bir şeklide mutlaka ödüyor olmamız lazım" ifadelerini kullandı.