Seçim çalışmalarına memleketi Antalya’da kendi mahallesinden başlayan CHP Antalya 2’nci sıra milletvekili adayı Deniz Baykal, siyasetçiler arasında siyasi suçlamalarla bir algı oluşturmanın Türkiye’de yaygın bir uygulama olduğunu belirterek, artık Türkiye’de bunun sonuna geldiklerini ve kimin elinde ne delili ve iddiası varsa yetkili mercilere devrederek gereğini yaptırması gerektiğini söyledi.
CHP’nin ön seçim sonuçlarında Antalya’dan 2’nci sıradan milletvekili adayı olan CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal, seçim çalışmalarına kendi mahallesinden başladı. Konyaaltı Caddesi üzerindeki esnafla tek tek tokalaşan Baykal, esnafla ayaküstü sohbet edip sorunlarını dinledi ve destek istedi.
RAKİPLERİNİN SEÇİM OFİSLERİNİ ZİYARET ETTİ
Konyaaltı Caddesi boyunca sağlı sollu dükkanlara giren Baykal’a CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan, il ve ilçe yönetimi ile partilileri refakat etti. Esnaf ve vatandaşların Baykal’a ilgisi yoğun oldu. Bazı vatandaşlar Baykal’ı yoldan çevirip birlikte fotoğraf çekinirken bazıları ise başarı diledi. Baykal, yolu üzerinde bulunan siyasi rakiplerinin seçim ofislerini de ziyaret etmeden geçmedi. Antalya’dan bağımsız aday olan Hasan Subaşı’nın seçim ofisini ziyaret eden Baykal, burada bir süre sohbet edip ayrıldıktan sonra AK Parti’den Antalya 1’inci sıra milletvekili adayı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Eski Bakanı Lütfi Elvan’ın seçim ofisine geldi. Seçim ofisi görevlileri ile ayaküstü görüşen Baykal, buradan da fotoğraf çekiminin ardından ayrıldı.
CHP’Lİ AKAYDIN HAKKINDAKİ İDDİALARI DEĞERLENDİRDİ
Baykal, seçim gezisine son verdiği kent meydanındaki bir kafede Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in, önceki dönem Büyükşehir Belediye başkanı Akaydın hakkında dün açıkladığı dosyalar hakkında konuştu. Yolsuzluk iddialarıyla ilgili daha öncede görüş bildirdiğini belirten Baykal, “Siyasetçiler arasında siyasi suçlamalarla bir algı oluşturmak yaygın bir uygulama ama artık Türkiye’de bunun sonuna geldik. Kimin elinde ne delili ve iddiası varsa yetkili mercilere devretmeli ve gereğini yaptırmalı. Hadi muhalefetteki parti iktidarın yargıyı kontrol altına aldığını ve iddiaların sorgulanmadığı söyleyebilir. İktidardaki bir siyasi partinin muhalefet hakkındaki iddialara ilişkin yapması gereken belgeleri gerekli merciye devredip sorgulamayı yapması lazım. Karalama politikası yerine iddianın gereğini yapmalıdır” dedi.
HİDAYET KARACA HAKKINDA VERİLEN KARARI DEĞERLENDİRDİ
“Paralel Yapı”operasyonu kapsamında tutuklanan Hidayet Karaca ve 75 polisle ilgili İstanbul 32. Aslice Ceza Mahkemesi’nin tahliye kararı vermesini ancak verilen kararın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz ve İlamat Bürosu nöbetçi savcısı Orhan Güldiker, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nce mahkemeye iadesine karar vermesini eleştiren Baykal “Yargıya ilişkin yapılanları tek tek değerlendirmekten yorulduk. Bir an önce yargı güvenli hale getirilmelidir. Yaşanan olaylar bir hukuk tartışması olmaktan çıkmıştır” diye konuştu.
KAYNAK TARTIŞMALARINA BAYKAL ÇÖZÜMÜ
Siyasi partilerin seçim vaatlerinde sıraladığı ekonomik maddelerin gerçekleşmesi için yeterli kaynağın olmadığı tartışmalarına Baykal’da katıldı. Konunun önemli olduğuna vurgu yapan Baykal, Türkiye’de kaynak sorununun olduğunu söyledi. İç tasarrufların yetersiz olduğunu da belirten Baykal, çözüm önerisi sunarak şunları kaydetti:
“Türkiye’de bir kaynak sorunu vardır. Çünkü Türkiye’de iç tasarruflar yetersizdir. Dış kaynak girişi ve borçlanma sorunludur. O nedenle Türkiye’de kaynak sorunu vardır. Yeterince olmayan kaynakların harcanma yapısında da sorunlar vardır. Kaynakların harcanma düzeni de yanlıştır. Türkiye’nin kaynaklarını arttırması lazım. İç tasarrufları arttırmak ve borçlanmayı akıllıca kullanmak lazım. Bunlar olursa kaynaklar bollaşır. Bazen ülkelerin kendi tercihleri olmadan genel dünya şartları içinde kaynaklar bollaşır. 2002’den sonra yaşanan durum böyledir. Bu bir fırsattır bunu akıllıca kullanmak gerekirdi. Türkiye’de kaynaklar bizim harcama hedeflerimize göre yeterli değildir. Kalkınma ve sosyal amaçlı daha çok harcama yapmaya ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.