Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, “Alelacele kararnamelerle ordunun sistemini değiştirmek, ordunun yüzyıllardır olgunlaşan eğitim sistemini değiştirmek, esastan usulden külliyen yanlıştır”dedi.
Çiçek TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Çiçek, 2007’den itibaren bu örgütle ilgili uyarılar yaptığını belirterek, "Gerek İrtica Mücadele Eylem Planı dedikleri altına imzamı taklit ettikleri plan, gerekse Balyoz Harekat Planı dedikleri darbe planını birebir gözlerimizin içine baka baka, milletin medyasının gözü önünde cumhuriyet aydınlarına, bunlara karşı orduda, devlette direnenlere karşı icra ettiler. Masum subayların, askeri öğrencilerin evlerine patlayıcı, eroin, esrar koydular. Kendi savcı, polis, hakim kılıklı militanlarıyla yıllarca bu insanları mağdur ettiler. Balyoz Darbe Planı’nda ’ordu içinde bir cunta bu millete darbe yapacak, alçaktan uçaklar uçuracak, milleti bombalayacak, tanklarla milleti ezecek’ dediler, hepsine birebir 15 Temmuz gecesi yaşattılar. Sonuçta bunlar masum insanlara yapıştırılmaya çalışılan bütün hukuk dışı eylemleri millete yaşattılar. Hepsi bir ihbar niteliğindeydi" ifadelerini kullandı.
Batı dünyasının kanlı girişimin öz eleştirisini yapmadığını belirten Çiçek, on yıldır sapık zihniyeti anlatmaya çalıştıklarını kaydetti. Çiçek, “Bu mücadelede düne kadar, bugüne kadar bir şey yapmamıştır. Atatürk’ün Cumhuriyeti’nin temel ilkeleri var. Orduya, okula, siyaset girmesin. Hepsine soktular. Bunda AKP öncesi sağ iktidarların da rolü var ama en büyük suç bu iktidar tarafından yapıldı. Darbe girişiminin bastırılmasında insanlarımızın Cumhuriyete, demokrasiye sahip çıkması için sokağa davet edilmesi gayet doğal. Ama camilerden yapılması, bu çağrının camilerden yapılması çağdaş demokrasilerde, laik demokrasilerde olağan karşılanamaz” şeklinde konuştu.
Çiçek, şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanı ‘kanserli hücre’ diyor. Bunu Aralık ayında anlamıştı ama yakın çevresine anlatabilmişti. Bu kanlı terör örgütünün amacı, Cumhurbaşkanı ve çevresindekileri, Sayın İlker Başbuğ gibi derdest edip aldıktan sonra, iktidar partisindeki yönetimi ele geçirdikten sonra, yönetimlerini iktidarını devam ettirmek istemişlerdi. Bu son darbe girişiminde de böyle. Düşünmek lazım. İktidar partisi milletvekilleri, Bakanlar Kurulu niye hedef alınmadı.”
İki bine yakın Cumhuriyetçi subayın tasfiye edildiğini söyleyen Çiçek, "Bu boşluğu örgüt doldurdu. Bu boşluğu dolduran örgütün üzerinde atılan Cumhuriyetçi kesimin baskısı kalktı. Bırakan kimdi? Kumpas davalarının hakimiydi. Eli kanlı terör örgütünün gerçek yüzünü bize anlatıyorlar. Hüseyin Çelik bey, ’bunlar dini bütün insanlar, alnı secdeye gelen insanlar, bunlar imza taklit etmez, böyle sahtekarlık yapmaz, bir yanlışlık var. Babanızın durumunu tekrar incelesinler’ diyordu. Eğer Türkiye’de ise şimdi sormak lazım. Meclis’i bombalayan, insanları katleden bu örgüt imza taklit eder mi etmez mi" diye konuştu.
Çiçek, Ilıcak ile karşılaştığını ve ordunun içinde cemaate bağlı bir grubun olduğunu bir saat anlattığını belirtti. Çiçek, "Bu kadar zeki kadının karanlık örgütü keşfetmemesi mümkün mü? Özgür medya Türkiye için, demokrasi için dördüncü güç. Bunu kabul etmemek mümkün değil. Özgür medya olmazsa karanlıkların ortaya çıkması mümkün değil" ifadelerini kullandı.
Çiçek şöyle konuştu:
"Kararnamelerle Türkiye’nin geleceğine yönelik kanunlar çıkarılması kimsenin kabul edebileceği bir şey değil. Mete’den beri yüzyıllardır gelişe gelişe, olgunlaşa olgunlaşa gelen bir sistem var, bunu darmadağın ediyorsunuz. Niye? Darbe korkusundan. Her türlü cemaate destek verirseniz, aynı hataları yaparsanız, adına ’Milli Savunma Üniversitesi’ veya ’Adalet Fakültesi’ deyin aynı örgüt oralara da sızar. Hırsızın hırsızlık yöntemlerini ortadan kaldıracaksınız, hırsız olmasının gerekçelerini ortadan kaldıracaksınız. Yoksa evlerinde çalacağı eşyaları boşaltarak, evleri kapatarak, hırsızlığı önleyebilir misiniz? Bu yanlıştır. Bu konuda somut, samimi öneriler varsa, Meclisin komisyonları var. Getirirler yasa tasarısını, kurumları, uzmanları dinleriz. En doğru yasa tasarısını meclise sunarız, Meclis de kabul eder, yasalaşır. Alelacele kararnamelerle ordunun sistemini değiştirmek, ordunun yüzyıllardır olgunlaşan eğitim sistemini değiştirmek esastan usulden külliyen yanlıştır."