CHP’nin eski İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında Meclis soruşturması açılması ile ilgili verdiği önergesi TBMM Genel Kurulu’nda reddedildi.
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran ve 57 milletvekilinin, “Başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere, muhalefeti etkisiz kılmaya, muhalefet partisi üyelerinin parlamenter denetim haklarını engellemeye ve bunları karalamaya yönelik girişimlerde bulunduğu, muhalefeti karalayarak suç işleyen medya kuruluşları mensuplarını kayırdığı ve bu eylemlerinin Türk Ceza Kanunu’nun 114, 257, 283 ve 311’inci maddelerine uyduğu” iddiasıyla, eski İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında bir Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önerge verdi. Yapılan oylamada 291 milletvekili oy kullanırken, 237 ret, 48 kabul oyu çıktı. 7 oy geçersiz sayılırken 2 oy ise boş çıktı. Bu sonuca göre CHP’nin önergesi kabul edilmemiş oldu.
“1 NİSAN ŞAKASI GİBİ”
Hakkında verilen önerge ile ilgili kendisini savunmak için Genel Kurul kürsüsüne gelen eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, demokrasilerde iktidarların Meclis denetimine tabi olduğunu, muhalefete de yaptırımların olduğunu kaydederek, bir muhalefet partisinin birkaç seçimi kaybetmesi durumunda demokrasiye göre yönetiminin, genel başkanının ve teşkilatının yenilenmesi gerektiğini belirtti. “3 genel seçim, 3 yerel seçim, 2 referandum, 1 Cumhurbaşkanlığı seçimi kaybetmiş bir muhalefet bunların tamamını kazanmış iktidara sorular soruyor; sorulacak tabii” ifadelerini kullanan Efkan Ala, eleştirilerin kendilerini güçlendireceğini kaydetti.
Sorulan soruyu fırsat olarak değerlendirdiklerini belirten Ala, “O soruları fırsat bilip milletimize yaptıklarımızı anlatırız. Ama enteresan bir durum var, Sayın Milletvekilimiz Zozani de söylediler, gerçekten 1 Nisan şakası gibi, çünkü basına neden müdahale etmediğime ilişkin bir soru önergesi, bir önerge var. Tabii, bunun bizim zaviyemizden izahını yapmak oldukça güçtür ama ‘biz iktidara geldiğimizde bu gazeteleri kapatacağız’ diyen bir genel başkan yardımcısına sahip bir partinin bu önergeyi vermesinden daha doğal bir şey olamaz. Ama biz demokrasiyi içselleştirmiş, zihinsel kodları 1940’larda kalmamış bir partiyiz” dedi.
“HADDİNİ BİLMEYENE DE HADDİNİ BİLDİRİYORUZ”
Basın özgürlüğüne yönelik tehditleri ortadan kaldırmayı vazife edindiklerinin altını çizen Ala, “Böyle siyasi kuraklık içerisinde politik çölleşme yaşamak bize yakışmıyor. Biz ana muhalefet partimizin de son derece gelişmiş projeler üreten, bizi sorularıyla sıkıntıya sokacak derecede çalışan ve milletimizin derdine deva olacak çözüm önerilerinde bulunan bir parti olmasını canı gönülden arzu ederiz çünkü milletimize kakının yolu budur. Ama bir yerde haklısınız değerli arkadaşlarım; neden CHP’yi savunmamışım ve neden müdahale etmemişim? ‘Bizi de savunun’ diyorsunuz. Haklısınız, çünkü biz savunmayı çok iyi biliyoruz. Biz 1960’ta, 1971’de, 1980’de demokrasiyi savunduk. Biz 28 Şubatta değerlerimizi savunduk. Biz bir hareketiz. Biz 27 Nisanda millet iradesinin ne olduğunu hükümet bildirisiyle bildirdik. Biz 367 saçmalığında hukuku savunduk. Biz kapatma davasında partimizi ve Meclisimizi savunduk. Biz 17-25 Aralıkta devletimizi, milletimizi savunduk. Yani, tarih şahittir ki, siz de öğrenmişsiniz, biz savunmayı iyi biliyoruz. Haddini bilmeyene de haddini bildiriyoruz. 1960’da neredeydiniz? 28 Şubatta neredeydiniz? 17-25 Aralıkta neredeydiniz? 27 Nisanda biz bildiriyi, bildiriyi verenlerin başına geçirirken neredeydiniz?” diye konuştu.