DIŞİŞLERİ Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in Türkiye'yi hedef alan ifadeleri ile ilgili, "ABD yönetiminin yeniden tehdit diline başvurmaya başladığını görüyoruz. Ancak bunun işlemediğini biz daha önce gördük. Ülkemize yönelik bu söylemi de kabul etmemiz mümkün değil. ABD’nin dayatmalarla sonuca ulaşamayacağını artık anlaması gerekiyor" dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, bakanlıktaki Fatin Rüştü Zorlu Salonu'nda basın toplantısı düzenledi. ABD ile Türkiye arasındaki sorunları çözmek amacıyla temasların sürdüğünü söyleyen Aksoy, ABD'den PYD, YPG ve FETÖ terör örgütleri başta olmak üzere, ülke güvenliğini ilgilendiren temel konularda somut adımlar atmasını beklediklerini dile getirdi.
'ABD YENİDEN TEHDİT DİLİNE BAŞVURDU'
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in, NATO toplantısı sırasında Türkiye'yi hedef alan ifadelerine ve öncesinde ABD makamları tarafından yapılan bazı açıklamalara işaret eden Dışişleri Sözcüsü Aksoy, "ABD yönetiminin yeniden tehdit diline başvurmaya başladığını görüyoruz. Ancak bunun işlemediğini biz daha önce gördük. Ülkemize yönelik bu söylemi de kabul etmemiz mümkün değil. ABD’nin dayatmalarla sonuca ulaşamayacağını artık anlaması gerekiyor. Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başkan Trump, yaptıkları görüşmelerde iki ülke arasındaki ilişkileri başta ticaret ve savunma olmak üzere her alanda güçlendirme arzularını dile getiriyorlar. İkili ticaret hacmimiz şu anda Amerika ile 20 milyar dolar civarında. Hedefimiz bunu 75 milyar dolara çıkarmak. Biz de ABD'nin üst düzey yetkililerinden, liderlerin ortaya koyduğu bu pozitif gündeme odaklanmalarını istiyoruz" dedi.
'GÜVENLİ BÖLGEDE ÖNCELİKLERİMİZ BELLİ'
ABD’nin Golan Tepeleri ile ilgili hukuk dışı kararından sonra ilk tepkiyi Türkiye’nin gösterdiğini, pek çok ülkeden ve uluslararası kuruluştan gelen benzer tepkiler nedeniyle de bu adımında yalnız kaldığını ifade eden Aksoy, Suriye’de güvenli bölge tesis edilmesine yönelik gelişmelere de değindi. ABD’nin Suriye’den tamamen çekilmeyeceği ve belli miktarda askeri gücünü orada bırakacağının anlaşıldığını kaydeden Aksoy, "Ancak bunun sahada güç boşluğuna yol açmaması lazım. Ayrıca bundan da önemlisi terör örgütlerini cesaretlendirmemeli. Öte yandan ABD ile Suriye'nin kuzeyinde güvenlik kaygılarımızı giderecek, bir güvenli bölge tesis edilmesine yönelik temaslarımız da devam ediyor. Bu konuda Şubat ayından bu yana 3 tane toplantı yapıldı, Güvenli Bölge Görev Gücü toplantıları. Bunun en sonuncusu da 22 Mart tarihinde bakanlığımızda düzenlendi. Bizim güvenli bölge konusundaki önceliklerimiz belli. Öncelikle bu bölgenin kontrolü bizde olacak. PYD, YPG bölgeden çıkarılacak ve güvenli bölgenin derinliği ortalama 20 mil yani 32 kilometre civarında olacak" diye konuştu.
"RUSYA İLE DEVRİYE FAALİYETİ YÜRÜTÜYORUZ"
İdlib'teki son durumu da değerlendiren Sözcü Aksoy, Türkiye'nin İdlib'de sağlanan ateşkesin kalıcı olmasına öncelik verdiğini ancak rejimin özellikle sivilleri hedef alan saldırıları başta gelmek üzere İdlib’e yönelik provakasyonlarını devam ettirdiğini belirtti. Rusya ile İdlib’te sükunetin sağlanması konusunda hemfikir olduklarını ifade eden Aksoy, "Rejimin saldırıları karşısında bu doğrultudaki mesajlarımızı, beklentilerimizi Rus muhataplarımıza aktarıyoruz. Ayrıca 8 Mart’tan bu yana da gerginliği azaltma bölgesi sınırlarında Rusya ile koordineli devriye faaliyetleri yürütüyoruz. Suriye itilafına ancak BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı temelinde bir siyasi çözüm ile son verilebileceğine inanıyoruz. Bu bakımdan da Anayasa Komitesi’nin kurulması çok büyük önem taşıyor. Zira siyasi çözüm sürecine ivme kazandıracak" dedi.
ÇAVUŞOĞLU'NUN IRAK ZİYARETİ
Toplantıda soruları da yanıtlayan Hami Aksoy, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 28-29 Nisan tarihlerinde gerçekleştireceği Irak ziyaretinin Bağdat, Erbil ve Basra’yı kapsadığını söyledi. Aksoy, "Sayın Bakanımızın Irak'ın farklı bölgelerini ziyaret edecek olması aslında Irak’ın tamamına verdiğimiz önemi de gösteriyor. Sayın Bakanımız bu ziyaret çerçevesinde Irak Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Dışişleri Bakanı, IKYB Başbakanı, Başbakan Yardımcısı ve Güvenlik Konseyi Başkanı ile görüşecek. Ve başta terörle mücadele, güvenlik ve ekonomi konuları olmak üzere ikili ilişkilerimiz tüm yönleriyle ele alınacak bu ziyarette. Sayın Bakanımız ayrıca Bağdat ve Erbil’de Türkmen toplumunun temsilcileri ile de biraraya gelecek ve onlara verdiğimiz desteği dile getirecek" dedi.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ENGELLEMEYE YÖNELİK GİRİŞİM
Aksoy, Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Anna Nağdalyan’ın Türkiye’yi inkarcılıkla suçlayan ifadeleri ile ilgili soruyu da şöyle yanıtladı:
"Aslında Ermenistan sözcüsünün üslubu ve kullandığı kelimeler, Ermenistan’ın henüz bir devlet geleneğine sahip olmadığını gösteriyor. 1915 olayları meşru bir tartışma konusudur. Avrupa hukuku bunu hükme bağladı. Öncelikle AİHM’in bir kararı var. Burada ne diyor? Ermeni tezlerinin Türklere dayatılmasının ifade özgürlüğü ile bağdaşmadığını söylüyor. Aynı zamanda Fransız Anayasa Mahkemesi de 'Türklerin kendi görüşlerini ifade etme hakkı korunmalıdır' dedi, hem de üç ayrı kararla. Hal böyleyken Türklere 'inkarcı' demek, aslında çağdışı bir zihniyetin işareti, ifade özgürlüğümüzü engellemeye yönelik bir girişim. Bir suç unsuru olarak bile değerlendirilebilir."  
Ermenistan arşivlerinin açık olduğu iddiasının doğru olmadığını, sadece Ermeni tezlerini doğrulayan bölümlerin açıldığını belirten Sözcü, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 24 Nisan’ı Anma Günü ilan etmesini unutmayacaklarını kaydederek, "Ayrıca Başbakan Edouard da Paris’teki radikal Ermenilere hitapta bulundu ve çok ağır ifadeler kullandı. Bunu da şiddetle kınıyoruz. Bir müttefik ülkenin yöneticisine yakışmayan bu tavrın da karşılıksız kalmayacağını belirtmek istiyorum" diye konuştu.
"HENÜZ BİR CEVAP ALAMADIK"
ABD ile yürütülen Suriye’de güvenli bölge oluşturulmasına yönelik müzakerelerin içeriği ile ilgili soruyu da yanıtlayan Aksoy, ortak bir anlayışa varmak amacıyla her 2 tarafın da yeni görüş ve öneriler getirmesinin gayet doğal olduğunu vurguladı. Aksoy "Ancak bu konudaki tutumumuz net. Sayın Bakanımızın, Milli Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede de aslında bilinen bu tezlerimiz hususunda kararlılık da teyit edildi" dedi.
Amerikan yönetiminin, F-35 programını Rusya’dan alınan S-400 hava savunma sistemi ile ilişkilendirmesini doğru bulmadıklarını her fırsatta dile getirdiklerini belirten Aksoy, bu konuda geri adım atılmayacağını söyledi. Türkiye’nin F-35 programı ile ilgili bir ortak komisyon kurulması önerisinin hatırlatılması üzerine Aksoy, "Sayın Bakanımız NATO’yu ziyaretinde Genel Sekreter’e açmıştı bu konuyu. Henüz buna bir cevap almadık. Amerika’nın F-35 konusunu her vesileyle bir tehdit unsuru olarak dile getirmesi de yakışıkalmıyor, müttefiklik ilişkilerimizle de uyuşmuyor" diye konuştu.
'TEK TARAFLI VE GERÇEKLERİ YANSITMIYOR'
Danimarka Parlamentosu’nda kabul edilen Türkiye aleyhindeki önergeyi yakından takip ettiklerini kaydeden Sözcü Aksoy, "Aslında bu önergenin hiçbir temeli yok. Ülkemizi suçlayıcı, tek taraflı, gerçekleri yansıtmayan bir şekilde kaleme alınmış bu ifadeleri kesinlikle reddediyoruz. Avrupa’da özellikle son zamanlarda Türkiye’ye saldırmak adeta moda oldu. Özellikle dost ve müttefik bildiğimiz ülkelerden bu tip saldırıların gelmesi gerçekten ikili ilişkilerimize son derece zarar veriyor. Danimarkalı parlamenterler de böyle popülist tavırlar yerine kendi ülkelerindeki yabancı düşmanlığı ve İslamofobi’ye karşı adımlar atmalılar" dedi.
ABD’nin İran yaptırımları ile ilgili soru üzerine İran’a yönelik yaptırımların bölgesel işbirliğine ve İran halkına zarar verdiğine dikkat çeken Hami Aksoy, "Bizim de ticari ilişkilerimize zarar veriyor. Bu konuda da her düzeyde ABD ile temaslarımız devam ediyor. Bu konuda Ticaret Bakanlığımız nezdinde bir çalışma yapıldığını söyleyebilirim" şeklinde konuştu.
GÜVENLİ BÖLGE İLE İLGİLİ KARARLILIK TEYİT EDİLDİ
Sudan ve Libya’daki gelişmeleri de değerlendiren Aksoy, Sudan’da geçiş sürecinde tüm kesimlerin ulusal uzlaşı çerçevesinde hareket etmesini ve bu sürecin hızla tamamlanmasını dilediklerini söyledi. Libya'daki çatışmaların, siyasi süreçte elde edilen kazanımları tehlikeye attığını belirten Aksoy, "Libya'da askeri yöntemlerle bir sonuca ulaşmak mümkün değil, bu ülkede kalıcı barış ve istikrar, ancak kapsayıcı bir siyasi çözüm ile elde edilebilir" dedi.
Milli Savunma Bakanı ile Dışişleri Bakanı’nın yaptıkları toplantı ile ilgili de Aksoy şu bilgileri verdi:
"Milli Savunma Bakanlığı’ndan bir açıklama yapıldı. Bizden Bakan Yardımcılarımız katıldı bu görüşmeye, Sayın Sedat Önal ve Sayın Yavuz Kıran. İlgili dairelerimizden daire başkanlarımız, genel müdürlerimiz de toplantıdaydı. Aslında milli güvenlik konularında Dışişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı’nın biraraya gelmesini doğal karşılamak lazım. Çeşitli konularda koordinasyonumuz devam ediyor. Güvenli bölge konusunda bilinen tezlerimiz hakkında kararlılık teyit edildi bu görüşmede. Ayrıca Ege ve Akdeniz ile ilgili gelişmelerin, her iki bakanlıkça koordineli olarak takip edilmeye devam edilmesi konusunda anlaşıldı."