Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Çorlu Atatürk Meydanında düzenlenen mitingle partililere hitap etti.
Yaklaşık 3 bin kişinin dinleyici olarak katıldığı miting öncesi emniyet güçleri herhangi bir olumsuzluğun yaşanmaması için geniş güvenlik önlemleri aldı. Mitin alanına girişler 3 noktadan gerçekleştirilirken, polis ekipleri yasa dışı pankart ve terör örgütünü simgeleyen pankart ve bayrakların mitin alanına sokulmasına izin vermedi.
HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ’ın konuşması öncesi Tekirdağ Milletvekilleri adayları partililere hitap etti. Ardından söz alan Yüksekdağ, HDP’nin Türkiye’nin yeni geleceği olduğunu ifade etti. Yüksekdağ, “Bugün burada Tekirdağ`da emeğin ve toprağın bereketinde yaşam çağrısı yapıyoruz. Türkiye’ye adaletin ne olduğunu bizler göstereceğiz. 7 Haziran günü sandıklardan başarı ile çıkacağız” dedi.
Türkiye’de barış, kardeşlik ve hukukun temellerini atacaklarını kaydeden Yüksekdağ, “Güçleri yetiyorsa mertçe yarışıp demokratik bir yarışa girsinler. HDP karşısında bütün devlet kurumları yan yana gelerek bizleri karalama kampanyası başlattılar. Her gün daha da çoğalacak, onlar da tükenecekler” dedi.
"KENAN EVREN’İN YARGILANMADAN BU DÜNYADAN GÖÇÜP GİTMESİ TRAJİKTİR"
Yaklaşık 1 saat süren konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yüksekdağ, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in vefatı ile ilgili, “Arkasından konuşmak zorunda kalıyoruz. O yaşarken onun işlediği suçlar ile ilgili konuşma şansımız olmadı. Kendisine gelince darbeci bir general olmasından kaynaklanan işlediği suçların hesabını vermeden, yargılanmadan bu dünyadan göçüp gitti. Bu ülkede birçok şey yarım kalıyor. Birçok hesaplaşma, adaletin tecelli etme süreci hep yarım kaldı. Kenan Evren`in ölümüyle de yine bir yarım kalmışlık söz konusu. Biz o nedenle Kenan Evren`in her hangi bir yargılama süreci yaşamadan bu dünyadan göçüp gitmesine hem bizim açımızdan hem de bütün Türkiye bakımından trajik olarak görüyorum. Bir insanın ölümünün ardından sadece Allah rahmet eylesin demek gerekiyor ama biz sadece bunu deyip geçemiyoruz. Ölümüne yol açtığı binlerce, on binlerce insanın hesabını vermedi. Geçen sene vefat eden Cumartesi annesi olan Berfu anne Kenan Evren’in yüzüne bakıp hesap soracağım diyordu. Darbe dönemlerinde oğullarını kaybetmiş on binlerce anne hesap soramadan Kenan Evren vefat etti” dedi.
Yüksekdağ basın mensuplarının HDP’nin AK Parti veya CHP ile koalisyon içerisinde olup olmayacağına ilişkin sorusuna da, “Bu söylemlerin hepsi iktidardan da muhalefete de bize gelen söylemler. HDP’nin kendilerinden bağımsız bir şekilde bu duruma gelmesini kabullenemiyorlar. Ya bünyeleri taşımıyor, ya da çarpıtıyorlar. Bu kadar hızlı büyümemizi bünyeleri kaldırmadı. İktidara sorarsanız HDP ile CHP ittifak yapıyor. Muhalefete sorarsanız biz AKP ile ittifak yapıyoruz. Gerçek cevap şu; Biz ikisiyle de ittifak yapmıyoruz, yapmayacağız. HDP nasıl üçüncü bir merkez olarak, bağımsız bir halk siyasi gücü olarak yola çıktıysa bundan sonra da yola öyle devam edecek. Herkesin artık bu gerçeği kabullenmesi ve içine sindirmesi gerekiyor” diyerek yanıtladı.
"HÜKÜMETİN SORUMSUZ POLİTİKALARI ÇÖZÜMÜ ÇOK CİDDİ RİSKLERE SOKTU"
Çözüm sürecinin AK Parti hükümeti tarafından seçim malzemesi haline getirildiğini savunan Yüksekdağ, “Bunu sadece Başbakan yapmıyor, Cumhurbaşkanı da çözüm sürecini siyasi malzeme haline getiriyor. Yazık ederler. Seçim meydanlarında söylüyoruz. Bu sürece kolay gelinmedi. Nice can verildi, nice kan döküldü. Bu memleketin Cumhurbaşkanı, bütün siyasi partilere eşit mesafede yaklaşması gereken biri çıkıp çözüm sürecini bitirme tehdidini ortaya koyuyorsa bu işte çok büyük bir çarpıklık var demektir. Türkiye toplumunun hassasiyetleriyle, ayarlarıyla bu kadar oynamaya kimsenin hakkı yok. Bütün Türkiye barış moduna geçmiştir. Ekonomik olarak da politik olarak da önünün açılabilmesi için çözüm sürecinin tamamına erdirmemiz gerekiyor. Hükümet bu sürecin önünde engel olmaktan vazgeçmesi gerekiyor. Hükümetin sorumsuz politikaları çözümü çok ciddi risklere soktu ama kararlılığımız bu krizi aşacak düzeydedir” dedi.
“BAŞBAKAN AHMET DAVUTOĞLU GERÇEK BİR BAŞBAKAN GİBİ DAVRANAMADI”
Basın mensuplarının Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun AK Parti tek başına iktidara gelmemesi durumunda istifa edeceği şeklindeki beyanatını hatırlatması üzerine Yüksekdağ, “Demokrasilerde olması gereken tutum budur. Ben Başbakanı destekliyorum. Yakın zamanda İngiltere`de seçimler yapıldı. Partisinin başarısını sağlayamayan liderler istifa etti. 7 Haziran seçimlerinde başarısız olacaklar. Bu başarısızlığı yaşadıktan sonra bir başbakan olarak bence istifa etmelidir. Başbakan Ahmet Davutoğlu göreve geldikten bugüne kadar hiçbir zaman gerçek bir başbakan gibi davranamadı. Sürekli Cumhurbaşkanının müdahalesi ile Cumhurbaşkanının AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan gibi davranması nedeni ile başbakan Davutoğlu bu süre içerisinde Başbakan rolü oynayamadı. Bu tabi ki üzücü bir durum. Siyasi kültürümüzde ana muhalefet partisi ya da muhalefet partisi liderlerinin de başarısızlık durumunda istifa etmesi gerekir. Mutlak bir zorunluluk değildir ama kültürdür” şeklinde konuştu.
“HDP BARAJ ALTINDA KALIRSA ŞUNA EMİN OLUN BU DEMOKRATİK BİR YENİLGİ OLMAZ”
"HDP baraj altında kalırsa emin olun bu demokratik bir şekilde olmaz" diyen Yüksekdağ, "Bilinen istifa kuralları da bizim için geçerli olmayabilir. Ben dediğim gibi eş genel başkanımız değişebilir, istifa da edebiliriz. Görev değişikliğini yapabiliriz. HDP baraj altında kalırsa şuna emin olun bu demokratik bir yenilgi olmaz. Seçimler üzerinde dolaşan güvenlik sorunundan yola çıkarak bunu söylüyorum. Bizim her yerde seçim bürolarımız saldırıya uğrarken, her yerde seçmenlerimiz tehdit edilirken, sahte seçim pusulaları ortalıklarda dolaşırken ve Türkiye`deki AK Parti hükümetinin siyasi hırsızlık konusunda sicili bu kadar kabarıkken HDP`nin barajı aşamama ihtimali demokratik olarak gerçekleştirilen bir seçimin sonucu değildir. Barajı aşamazsak sandıklara yapılmış sivil bir darbe var demektir" dedi.
Eş Başkan Figen Yüksekdağ partilerle bir süre resim çektirdikten sonra partisinin Çerkezköy’deki programına katılmak üzere karayolu ile ilçeden ayrıldı.