Sağlık

Prof. Dr. Uzbay: 'Kumar ve bahis bağımlılığının kimyasal bağımlılıktan farkı yok'

SAMSUN (İHA) - Prof. Dr. Tayfun Uzbay, aile kurumuna zarar veren davranışlar arasında yer alan kumar ve bahis bağımlılığının, kimyasal madde bağımlılığından hiçbir farkı olmadığını söyledi.

Abone Ol

SAMSUN (İHA) - Prof. Dr. Tayfun Uzbay, aile kurumuna zarar veren davranışlar arasında yer alan kumar ve bahis bağımlılığının, kimyasal madde bağımlılığından hiçbir farkı olmadığını söyledi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde (OMÜ) 2025 Aile Yılı kapsamında düzenlenen '21'inci Yüzyılda Bağımlılık' konulu konferansta konuşan Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, madde ve davranışsal bağımlılıklar hakkında değerlendirmelerde bulundu.

'Kumar ve bahis bağımlılığının kimyasal bağımlılıktan farkı yok'

Her türlü bağımlılığın aile yapısına zarar verdiğini vurgulayan Prof. Dr. Tayfun Uzbay, 2000'li yıllarla birlikte bağımlılık türlerinin değişmeye başladığını belirtti. Uzbay, 'Davranışsal bağımlılıklar diye adlandırılan yeni bir kavram ortaya çıktı. Aslında 21'inci yüzyılda bağımlılığı iki gruba ayırıyoruz: Kimyasal maddelere bağlı bağımlılıklar ve kimyasal olmayan bağımlılıklar. Tütün, alkol, esrar, eroin ve kokain gibi maddeler kimyasal bağımlılıklardır. İnternet, akıllı telefon, sosyal medya, oyunlar, kumar ve bahis ise kimyasal olmayan bağımlılıklar olarak karşımıza çıkıyor. Kumarın şekil değiştirmesi, yaygınlaşması ve kolay ulaşılabilir hale gelmesi ciddi bir tehdit oluşturuyor. Aile yapısını tehdit etme açısından kimyasal bağımlılıklarla diğer bağımlılıklar arasında hiçbir fark yok' dedi.

'Fazla kolaycılık bilişsel becerileri zayıflatıyor'

Kolaycılığın gençler üzerindeki olumsuz etkilerine de değinen Uzbay, internetin yaygınlaşmasıyla birlikte bilişsel işlevlerde gerileme yaşandığını söyledi. Uzbay, 'Araştırmalar, internetin hayatımıza girmesiyle birlikte ortalama IQ seviyesinde düşüş olduğunu gösteriyor. Z ve alfa kuşakları için büyük beklentiler vardı ancak fazla kolaycılığa yöneldikçe okuma ve yazma becerileri zayıflıyor. Sürekli ekrana dokunuyoruz ama yazamıyoruz. Kalem tutmakta zorlanan gençler görüyoruz. İnsanları diğer canlılardan ayıran en önemli özellik, el becerisi ve muhakeme gücüdür. Bu dijital devrime henüz tam olarak adapte olabilmiş değiliz. Tarım ve sanayi devrimlerinde olduğu gibi bu sürecin de kurbanları olacak. Bu nedenle süreci bilinçli yaşamak gerekiyor' diye konuştu.

'Bağımlılık bir beyin hastalığıdır'

Bağımlılığın yalnızca ahlaki bir sorun olarak ele alınmasının yanlış olduğunu vurgulayan Uzbay, 'Bağımlılık, keyif verici bir unsurun beyni etkilemesiyle ortaya çıkan bir beyin hastalığıdır. Parkinson, depresyon ve anksiyete gibi beyinle ilişkili hastalıklar neyse, bağımlılık da aynı şekilde değerlendirilmelidir. Bağımlılığı sadece irade veya ahlak zayıflığı olarak görmek çözümü yanlış yerden aramaktır. Bağımlılık ahlaki değerleri çökertir, aile yapısına zarar verir ve toplumsal çürümeyi hızlandırır. Bu nedenle mutlaka kontrol altına alınmalı ve tedavi stratejileriyle ele alınmalıdır. Aksi halde toplum içinde yayılma riski taşır' ifadelerini kullandı.