Üroloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Yıldırım, “Son yapılan çalışmalarda bir erkeğin yaşam boyu prostat kanserine yakalanma riskinin yüzde 15 ile 20 arasında olmasına karşın bu hastalığa bağlı ölüm riskinin yüzde 3 civarında olduğu rapor edilmekte” dedi.Ankara 100. Yıl Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Yıldırım, robotik radikal prostatektomi hakkında bilgi verdi. Prostat büyümesi ve prostat kanserinin her yaşlanan erkeğin kabusu olduğunu belirten Prof. Dr. Yıldırım, “Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türü olup, gelişen tarama yöntemleri ile saptanma oranları artmaktadır. Son yapılan çalışmalarda bir erkeğin yaşam boyu prostat kanserine yakalanma riskinin yüzde 15 ile 20 arasında olmasına karşın bu hastalığa bağlı ölüm riskinin yüzde 3 civarında olduğu rapor edilmektedir. Bu durum prostat kanserinin çok görülen bir kanser olmasına karşın, özellikle erken safhada teşhis edildiğinde ve doğru bir tedavi şeması uygulandığında iyileşme şansının çok yüksek bir hastalık olmasıyla ilişkilidir” ifadelerini kullandı.Prostat kanserisin teşhis ve tedavisi hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Yıldırım, “Radikal prostatektomi lokalize prostat kanserinde kullanılan en yaygın tedavi seçeneği olup, robotik radikal prostatektomi 2000 yılında ilk yapılmasından bugüne açık ameliyata karşı popüler bir tedavi alternatifi olmuştur. Mevcut çalışmalar ışığında robotik radikal prostatektomi onkolojik sonuçlar açısından açık prostatektomi ile kıyaslanabilir düzeydedir. Öte yandan robotik prostatektomi, ameliyat sonrasında hastaların en çok korktuğu iki yan etki olan idrar kaçırmama ve ereksiyonun korunması açısından açık ameliyata göre daha iyi sonuçlara sahiptir. Yapılan son çalışmalarda 12 aylık takip sonunda robotik prostatektomi yapılan hastaların ortalama yüzde 89-100’ünde idrarını tamamen tutabilme sağlanırken, ereksiyon oranları sırasıyla yüzde 81 olarak belirtilmiştir. Robotik cerrahinin avantajları 3 boyutlu ve en az 20 kez büyütülmüş görüntü altında çalışılması, robot kollarının insan el bileğinin 2 katı fazla açı ile dönebilmesi sayesinde açık cerrahide ulaşılması zor yerlerde bile rahatlıkla hareket edebilmesidir. Bu sayede cerrah anatomiye tamamen hâkim olup, rahat bir şekilde ameliyatı gerçekleştirebilmektedir” diye konuştu.