Rize’nin mizacında bir anda sinirlenme, parlama olduğundan Rize ilinde sorunsuz ve uzun soluklu ortak girişimlere kuruluşlara çok az rastlanır. Üç arkadaş (üç el) bir araya gelerek kurdukları Üçel Helva bunun aksine 1958 den beri Rize ilinden dünyaya yayılan bir marka olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Başarılarında birlik olma bir olma zorluklarla mücadele etme çabası başrolü oynuyor. Mahmut Topçu, Eyüp Kalkavan ve Ramazan Şimşek’ın 59 yıl önce çıktıkları bu yolda Üçel Helva Rize ilinin gurur kaynağı haline geldi. Bu başarının mimarlarından hayatını eğitime adamış olan Eyüp Kalkavan ardından da Rize siyasetinde ve iş dünyasında başarılarıyla bilinen hayırseverliğiyle bilinen Mahmut Topçu vefat etti. 

HEP ÇALIŞTI ZORLUKLARLA BAŞ ETTİ
1950 yıllarda Rize’de geçim zordu. Ama çocukluğundan beri hep çalışan Mahmut Topçu bu zorluklarla baş etmeyi biliyordu. Topçu, o yıllarda besicilik yapıyordu. Binin üzerinde sığırları vardı. Bunları Ardanuç’ta kestiriyor ve kavurma yaptırıyorlardı. Bu kavurmalar daha çok Karadeniz yöresinde satılıyordu. İş meşakkatliydi ama kazançlıydı. Bu işi beş yıl sürdürebildiler. Helal da olsa can almak, hayvan kesmek Mahmut Topçu’nun zoruna gidiyor ona ağır geliyordu.   

YIKIK DÖKÜK FABRİKA DÖNÜM NOKTALARI OLDU
Mahmut Topçu, Eyüp Kalkavan ve Ramazan Şimşek ne yapabiliriz? Hangi sektörde faaliyet gösterebiliriz? Arayışıyla İstanbul’a giderler. Bu süreç tam olarak da Başbakan Menderes’in başlattığı ‘imar hamlesi’ dönemine denk gelmiştir. İstanbul'da birçok işi deneler. Vapurlarda seyyar satıcılık yaparlar. Bir gün Eminönü’nden Unkapanı’na doğru giderlerken yol yapımı için yapılan yıkımlarla karşılaşırlar. Bunlar arasında Unkapanı’nın girişinde yer alan ve zamanında Başbakan Adnan Menderes tarafından açılışı yapılan bir helva fabrikası da vardır. Bu istimlak edilen ve yıkık dökük hale gelen helva fabrikası Mahmut Topçu de bir fikir oluşturur: “Biz neden Rize’de helva üretmeyelim”. Bu yıkık dökük fabrika onlar için büyük bir şanstı. Tesadüfen oradan geçmeselerdi, bu fabrikada çalışmasaydılar belki de Üçel Helva olamayacaktı. Bu fabrika hayatlarının dönüm noktası olmuştu.

EKİM 1958: HOŞ GELDİN ÜÇEL
En iyi ve kendilerine uygun helva ustasının Kastamonu Taşköprü’de bulunduğunu öğrenirler. Fabrika başlarda çok kötü durumdaydı, tabii istimlak edilmişti. Önce bu fabrikada çalışmaya başlarlar. İşin nasıl yapıldığını öğrenirler. Mahmut Topçu bu işi Rize'ye taşımayı önerir. 'Biz bu işi Rize'de yapmalıyız' der. Besicilikten kazandıkları 150 bin lirayı sermaye yaparlar. Bu para o döneme göre çok iyi bir paradır.  Rize’de Ses Sineması’nın karşısında bir yer kiralarlar. Ekim 1958 de Üçel Helva ilk üretimini gerçekleştirir. Çay tarımı yeni yeni oturmaya başladığı bu dönemlerde il dışından çay toplamak için gelenlere hazır yemek Rize’de bulmak zordur. Bu durum Üçel Helva’nın çok sağlıklı bir girişimcilik olduğu ortaya koyar. Mahmut Topçu o zamanlar 28 yaşındadır. İşletmeyi ilk açtıklarında 'acaba burada işimizi tutturabilir miyiz' tedirginliği yaşarlar. Ama bu kısa sürer Kastamonu’dan getirilen usta işinin ehlidir, işlerde yolunda gitmektedir. Günümüzde Üçel’in fabrikalarında senede yaklaşık 700 ton helva, yaklaşık 500ton lokum ve şekerleme üretiliyor. 

MİRAS KALAN BİRLİKTELİK DAİM OLSUN
Üçel Helva’nın kurucularından Eyüp Kalkavan ve Mahmut Topçu ebedi hayata intikal ettiler. Yaptıkları hayırlarla anılacaklar. Rizelilerin, kendilerini tanıyanların gönüllerinde güzel yer edindiler. Mekânları cennet olsun. Yaşantıları genç girişimcilere örnek olsun. Ve emanet aldıkları Üçel’i daha yukarı taşısınlar. Üç değerli büyükten onlara miras kalan birliktelik daim olsun…