ÇAYKUR tarafından yürütülen organik dönüşüm projesi kapsamında Yeditepe Üniversitesi ile ortaklaşa olarak Senoz Vadisinde yürütülen organik gübre çalışmalarında gelinen aşamanın değerlendirme toplantısı yapıldı.

ÇAYKUR tarafından Doğu Karadeniz Bölgesi'nde çay tarımında organik üretime geçiş çalışmaları yoğun bir şekilde devam ederken, ÇAYKUR, çay tarımında kullanılacak en uygun organik gübrenin belirlenmesi için pilot bölge olarak seçilen Çayeli'nin Yeşiltepe köyünde Yeditepe Üniversitesi iş birliği ile başlattığı çalışmaları sürdürüyor.

Bir süredir köyde ÇAYKUR Genel Müdürlüğü ile Yeditepe Üniversitesi Rektörlüğü arasında yapılan protokol çerçevesinde organik çay tarım alanlarında kullanılacak gübrelerin tespiti ve üretimi üzerinde çalışmalar yapılıyor. Proje, ÇAYKUR Araştırma Enstitüsü ve Yeditepe Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü uzmanlarının gözetiminde köydeki gönüllü üreticiler tarafından uygulanıyor.

Uzun süredir yürütülen çalışmaların sonuçları Çayeli Yeşiltepe Köyü’nde gerçekleştirilen toplantıyla değerlendirildi. Yapılan toplantıya Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, Yeditepe Üniversitesi Kurucusu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan, Çaykur Genel Müdür Yardımcıları Süleyman Pınarbaş, Dr. Turgay Turna, Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı Prof. Dr.Fikrettin Şahin, Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Metin Turan, Yeditepe Sağlık Hizmetleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Emrah İnce, Çaykur Daire Başkanları, Fabrika Müdürleri, Yeşiltepe Köyü Derneği Başkanı Ahmet Saral, Köy Muhtarı Osman Öztürk ve üreticiler katıldı.

ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, Organik Çay Tarımı Projesi hayata geçtiğinde dünyanın en büyük organik çay havzasını da oluşturacaklarını belirterek, "Aynı zamanda en yüksek oranda organik çay üreten ülke konumuna geleceğiz" dedi.

Organik Çay Tarımı Projesi'nin, ÇAYKUR’un en önemli projelerinden biri olduğunu söyleyen Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu: “Bugün burada çok güzel bir gün yaşıyoruz. Sayın Bedrettin Dalan ve ekibi bizleri onurlandırdılar. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Organik çay bizim için çok önemli. ÇAYKUR olarak biz bu projeye çok önem veriyoruz. En önemli projemiz olarak her zaman ifade ediyoruz ve çalışmalarımızı bu kapsamda yürütüyoruz. Çünkü yoğun kimyasal kullanımında dolayı topraklarımız artık toprak olma vasfını kaybetme noktasına gelmiştir. Çevrenin dengeleri bozuldu. Yeniden doğal yapımıza kavuşmamız gerekiyor. Bölgede yaşayan bütün canlılar bu kimyasallardan olumsuz etkileniyor.  Toprağı toprak yapan unsurlar yok oldu. Yer altı sularımız kirlendi, köylerimizdeki içme sularımızın hemen hemen hiç biri sağlıklı değil. Kimyasal kullanımından dolayı maalesef birçok hastalığın temelinde aşırı azotlu gübre kullanımı var. Kendi sağlığımızı korumak ve gelecek kuşaklara sağlıklı bir çevre bırakmak için bu projeyi hayata geçirdik.”

HEM BÖLGEYİ ORGANİK YAPACAĞIZ HEM ÜRETİCİYİ MAĞDUR ETMEYECEĞİZ

Bir yandan bölgeyi kimyasallardan kurtarıp tamamen organik yapmayı amaçladıklarını belirten Genel Müdür İmdat Sütlüoğlu, bir yandan da üreticileri mağdur etmemek için gayret sarf ettiklerini söyledi. Organik desteği 3.5 milyondan 11 milyonlar seviyelerine çıkarttıklarını belirten Genel Müdür İmdat Sütlüoğlu: “Organik projemizi hayata geçirmeye çalışırken hiçbir şekilde vatandaşımızı da mağdur etmemeye özen gösteriyoruz. Biz imkanlarımızı zorlayarak organik üretimi en üst seviyede desteklemeye gayret ediyoruz. Göreve geldiğimizde 3.5 milyon civarında olan organik desteğini 11 milyon seviyelerine kadar çıkarttık. Ama bu da vatandaşımızı tam olarak tatmin etmedi. Bu sene ürüne destek vermeye başladık. Normal yaş yaprağın kilogramı 158 kuruş iken organik yaprağa 320 kuruş lira fiyat verdik.”

PROJEDE EN BÜYÜK HANDİKAP GÜBRE

Organik çay tarımı projesinde en büyük sıkıntının kimyasal gübre yerine kullanılacak olan organik gübrenin yeterince bulunmaması olduğunu belirten Genel Müdür İmdat Sütlüoğlu: “Projedeki en büyük handikabımız organik tarıma geçtiğimiz bölgelerde üreticilerimizin çaylıklarına hiç gübre vermemesi, yani çayını beslememesi. Burada ÇAYKUR olarak bizim de biraz eksiğimiz oldu. Üretici nasıl bir gübre verecek, ne zaman verecek bu konuda üreticilerimize yeteri kadar bilgi veremedik. Türkiye’nin bir organik tecrübesi var ama çayda böyle bir tecrübe yoktu. Diğer ürünlerde yapılan çalışmalar çaya uygun değil. Çayda nasıl bir gübre kullanılacağının tecrübesini bizim oluşturmamız gerekiyordu. Biz de bu çalışmaları yapmaya başladık. Bu kapsamda da Yeditepe Üniversitesi’nin çok büyük desteklerini aldık. Gönüllü olarak bize her türlü desteği verdiler. Organik projedeki en büyük handikabı aşmada bize yardımcı oldular. Sayın Onursal Başkan Bedrettin Dalan Bey de buralara kadar gelerek bizlere moral desteği vermişlerdir, kendilerine ayrıca teşekkür ediyorum.

Yeditepe Üniversitesi ile birlikte doğru bir yol haritası belirledik ve bu yolda ilerliyoruz. Yeşiltepe köyünde bir uygulama projesi başlattık. Senoz vadisindeki bütün vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bize gönülden destek verdiler. İnşallah bu güzel yürüyüşümüz devam edecek.” Dedi.

 

-"Yaşamak istiyorsak doğayı yaşatmak zorundayız"

Toplantıya katılan Yeditepe Üniversitesi Kurucu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan ise bilimsel araştırmaların önemine değinerek, ÇAYKUR'un bu yöndeki çalışmalarını takdirle takip ettiklerini ve destek verdiklerini söyledi.

Bedrettin Dalan, şöyle devam etti: “Sayın Bakanım, sevgili Çaykur Genel Müdürü İmdat Bey. Çünkü İmdat Bey aynı zamanda eski çevre bakanıdır. Onun için bir defa bakan oldu mu her zaman bakan diye hitap edilmesi gerekir. Ama ilaveten çok güzel bir şey olmuş. ÇAYKUR’un başına geçmiş. Çünkü Çaykur hem ülkemiz için hem de bu bölge insanı için, bölge için en önemli kuruluş. Ülke ekonomisi için de çok önemli tabii. Bu kurumun başına böyle geniş açılı düşünen bir insanın gelmesi beni gerçekten çok mutlu etti. Biraz da hayret ettirdi. Ülkenin bürokratları genelde çok tutucu olur ama İmdat Bey çok yenilikçi bir insan. Ve düşündüğü yenilikleri de hayata geçirmek için çırpınan bir insan. Eğer bu özelliği olmasaydı emin olun ben buraya gelmezdim. Klasik bir bürokrat olsaydı ben buraya gelmezdim.  Buraya gelişimin tek ve en önemli sebebi kendisidir. İkincisi de kendisi gibi olan bu vadinin insanlarıdır. Bakın rahmetli Zihni Derin de bir yerlerden bilgiyi toplamış, buraya getirmiş, bu bölgenin bütün ekonomisini değiştirmiş. Bir an için çay olmadığını düşünün ne olur burası? Dağ olur dağ. Bugün bu toplantıyı da yapamamış olurduk.

ÇAYKUR’un bu projede öncülük alması gerçekten her türlü övgüye değer. Belki de Çaykur bu konuda Türkiye’ye lokomotif olacak. Buradan alınan neticelerle bu vadi Türkiye’nin sağlığına atılan en büyük adımın öncüsü olacak.

2006 ile 2010 yılları arasında dört yıllık sürede dünyanın 13 ülkesinde, üniversitesinde çalışmalar yapıldı ve bu biyolojik gübrenin 2010 yılı itibariyle Avrupa’nın en iyi yaratıcı projesi olduğu biyoteknoloji konusunda karar verildi. Yani Avrupa’nın en iyi projesi seçildi biyolojik olarak.  Bunun da insanlarımıza tanıtılması, hayata geçirilmesi hadisesinin zamanı geldi. Ve burada da en büyük görevi ÇAYKUR ve bu vadini en kıymetli insanları olarak siz aldınız. Bu gübrenin hiçbir yan etkisi yok, üretim tamamen yerli, bilgisi yerli, mikrobun kendisi de yerli. Uzatmayalım yerlinin yerlisi. Biz bu gübreyi sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bunun için de çalışmalara devam ediyoruz.” 

Türklerin bilime her dönem büyük önem verdiğini ve demiri ilk kullanan millet olduğunu kaydeden Bedrettin Dalan: "Demiri dünyada ilk kullanan millet olarak da rakiplerine karşı galip gelmiştir. Bilimi hayata geçirmek var olmakla eş değerdir. Ulusun var olmasıyla eş değerdir. Bilimi teknolojiyi geliştirip hayata soktuğunuz zaman artı değer kazanıyorsunuz, katma değer kazanıyorsunuz. Bilim ve teknolojiyi geliştiremeyen tüm milletler millet olma vasfını kaybediyor. Tümüyle yok olup gidiyorlar. Kullanılan bu kimyasal gübre akarsularla denizlere ulaşarak balıkların da zehirlenmesine neden oluyor. Yaşamak istiyorsak doğayı yaşatmak zorundayız. Doğayı yaşatmazsak biz de yaşayamayız. Dünya yaşayamaz. Proje yaşam açısından son derece önemli."

Toplantı sırasında köy sakinleri, organik tarıma geçiş çalışmaları sırasında karşılıksız olarak verdikleri desteklerden dolayı Bedrettin Dalan'a bir çay bahçesi hediye edip, bir de çay üreticisi cüzdanı verdiler. Dalan, geliri köyün genel giderlerinde kullanılmak şartı ile cüzdanı kabul etti. Toplantının ardından ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu ve Bedrettin  Dalan, beraberlerindeki uzman ekiple birlikte Yeditepe Üniversitesi tarafından geliştirilen özel bakteriyel organik gübrenin çay bahçelerine uygulanmasını izlediler.