Rizeli sanatçı Hülya Polat çayda yaşanan işçilik probleminin çözümü için çaylığa indi. Koronavirüs tedbirleri kapsamında alınan tedbirler sonrasında konser programları da iptal edilince yaklaşık 3 hafta önce Pazar ilçesindeki köyüne dönen Polat 2 haftalık karantina sürecinin ardından soluğu çay bahçesinde aldı. Merdivenli Köyündeki baba ocağında ailesi ile beraber çaylarını hasat ettikten sonra komşularının yardımına da giden Polat bölgede yaşanan işçilik probleminin çözümüne de katkı sağlıyor. Çay bahçesinde seslendirdiği türkülerle de hasat yapan arkadaşlarına moral veriyor.

Zaten her yaz geldiği köyüne bu kez koronavirüsten dolayı erkenden geldiğini söyleyen Hülya Polat “Koronavirüs vakaları ortaya çıkmaya başladığında İstanbul’daydım. Yaklaşık 2 ay kadar İstanbul'da yalnız kaldım. Hastalığın paranoyasına kapılıp kendimi deli gibi temizlik eder halde bulduğumda artık Rize'ye Pazar’a ailemin yanına gitmem gerektiğini fark ettim. Gerekli izinleri alarak 3 hafta önce ailemin yanına geldim. 2 haftasını karantinada geçirdim. Artık köyümü rahat rahat geziyorum. Çok mutluyum, maske görmesem salgın hiç aklıma gelmiyor. Şimdi artık doğup büyüdüğüm topraklarda ailemle, akrabalarımla komşularımla, birlikte bu koronavirüs belasının bitmesini bekliyorum. Beklerken de boş durmuyorum. Çay hasadına katılıyorum” dedi.

Önceki yıllarda çay hasadını işçilerin yaptığını belirten Polat “ Şimdi burada çay zamanı. Virüs dolayısıyla bu yıl bölgede bir işçilik problemi ortaya çıktı. Bende önce kendi çayımı topladım büyük bir keyifle.  Sabah 6 girdim çaylığa akşam dörtlerde çıktım ama 2 gün sonra hareket edecek halim kalmamıştı, avuçlarımın içi su tutmuştu. Şimdi toparlandım ve artık komşularıma yardım ediyorum. Burda imece işine meci derler. Hep beraber meciye gidiyoruz. Çünkü işçi bu yıl karaborsa oldu virüs dolayısıyla. Bu bölgede birkaç kişi var çay işçiliği yapan, onlar da kimseye yetişemiyor, dolayısıyla bölgenin eski kültürü meci yeniden hayatımıza girmiş oldu. Eskiden bölge bu kadar göç vermemişti, herkes kendi çayını kendi toplar birbirlerine yardım ederdi, çay işçisi gibi bir kavram yoktu. Şimdi bu hastalıkla beraber eskiye dönmüş olduk. Çok eğleniyoruz. Hem birbirimizi görüp Hasret gideriyoruz, hem çayı toplayıp işimizi hallediyoruz, hem de türküler söyleyerek eğleniyoruz” açıklamasında bulundu.