Sparta Prag’dayken Arsene Wenger’in seni izlemeleri için scout’larını gönderdiği doğru mu?
Bunu bilmiyorum ama birçok takımın takibinde olduğum söyleniyordu. İspanya’dan, Rusya’dan, Almanya’dan bazı kulüplerle ismim geçiyordu.

Orada takımın devamlı olarak oynayan santrforuyken Türkiye’ye neden geldin?
Futbolda neler olacağını tahmin edemezsiniz. Transferim de böyle bir şeydi. Orada bazı zorluklar yaşadım.

Çek Ligi tarihinin en ağır cezasını almış olmanın (12 maç) bu kararında etkisi ne kadar? Sana transfer teklif eden kulüpler bir anda geri mi çekildi?
Evet, maalesef öyle çünkü rakibime büyük bir zarar verdim. Bacağının kırılmasını neden isteyeyim ki? O olaydan sadece aldığım ceza yüzünden değil, kendimi suçladığım için de çok etkilendim ve kalmak istemedim.

Kariyerin boyunca yaptığın en önemli hata bu muydu? Pişman olduğun başka şeyler de var mı?
Eintracht Frankfurt’a transfer olma konusunda çok aceleci davrandım. Belki bu adımı atmadan önce biraz daha olgunlaşmayı bekleyebilirdim. Oraya hazır olarak gitmiş olsaydım kariyerim çok daha farklı ilerleyebilirdi.

Bundesliga için hangi konularda yetersizdin?
Fit bir vücuda sahip değildim, taktiksel anlamda eksiklerim vardı. Şu anki oyun zekama da sahip değildim. Şimdi çok daha iyiyim, daha güçlüyüm. Türkiye’de oynayamayacağım bir takım olduğunu düşünmüyorum.

Sahadaki adam ile karşımda oturan arasında hiçbir benzerlik yok. Neden bu kadar hareketsizsin?
Maçta adrenalin yükseldiği için insan değişiyor. Sahada rakiplerimize karşı kendimi her zaman güçlü göstermem gerekiyor. Olduğumdan farklı görünüyor olabilirim.

Sahada bir maskenin olduğunu mu söylüyorsun?
Maçlardan önce kendime özgüven aşılamak zorundayım ve çok konsantre olduğum için kendimi çok güçlü hissediyorum. Yoksa günlük hayatımda biraz duygusal bir adamım.

Sinirlendiğinde kendinden korkuyor musun? Tahammül edemediğin şeyler neler?
Öyle zamanlarda yalnız kalmayı tercih ediyorum. Şu ana kadar kimseye kötü bir şey yapmadım ama önlem almakta fayda var!

Futbolcular penaltı kullanmaktan bazen özellikle kaçınırken sen nasıl bunun için öne çıkmaya cesaret ettin?
Anlık bir his. O an yapabileceğini hissediyorsun ve topu alıp gidiyorsun. Tabii bazen fazla cesaret iyi değil!

Hikmet Karaman’la yaşadığınız problemi nasıl aştınız?
Doğru bir şey yapmadığım kesin. O an o tepkiyi vermemin sebebi hocanın bana güvenmediğini hissetmemdi. Hikmet hocanın üzerimde çok emeği var. Maçtan sonra hatamı anladım ve gidip özür diledim. Kulüpten biri bana elini öpmemin iyi olacağını söyledi, ben de gidip elini öptüm. Onun iyi bir insan olduğunu biliyorum. Bu yüzden beni affetmesini çok istedim.

Sen teknik direktör olsan maç devam ederken kararlarına isyan eden futbolcuna nasıl tepki verirdin? Oyundan mı alırdın? Kadro dışı mı bırakırdın? Para cezası mı verirdin?
Maç devam ederken bir şey yapmazdım ama maçtan sonra hesaplaşırdık. Bir süre kadro dışı bırakıp para cezası verirdim ama çok katı bir insan değilim. İyi bir oyuncuysa onu kaybetmek istemezdim.

Hikmet Karaman, Türkiye’deki birçok antrenörden farklı ekipman ve yöntemleri denemeyi sever. Senin ilk defa onunla birlikte gördüğün şeyler oldu mu?
Doğru söylüyorsun, her seferinde yeni fikirlerle geliyor. Bizi geliştirmeye çalışıyor. Yoga yapıyoruz mesela. Bazı günlerde yanında yoga hocasıyla antrenmana gelip, çalışmanın bir kısmını buna ayırabiliyor. Bunu ilk yaptığında şaşırmıştık ama artık alıştık. Daha önce hiç yoga yapmamıştım, benim için de çok değişik bir şey oldu. Kamp dönemleri çok yorucu oluyor. Bazen bizi öldüreceğini düşünüyorum! Sezon başı kampında nefesimizi kesmişti.

Rizespor geçen sezon küme düşmemek için oynarken bu sezon değişen ne?
Yaklaşık iki sezondan beri takımın kemikleşmiş bir kadrosu var. Hocamızı tanıyorsanız çok fazla çalıştığımızı da tahmin edersiniz. Hiçbir şeyi şansa bırakmak istemiyoruz. Bundan daha iyisini de yapacak güçteyiz. Türkiye’de gol kralı olmak, milli takımımla birlikte Afrika Uluslar Kupası’nı kazanmak, mümkünse bir gün Türkiye’de şampiyonluk yaşamak istiyorum. Bunların hiçbiri için geç değil.

Rize’de hayat nasıl gidiyor?
Herkes beni çok seviyor. Trafik polisleri beni görmeyi sevdikleri için kötü bir şey yapmasam da durdurup sohbet etmeye çalışıyor! İngilizce bilen çok yok ama başka şekillerde sevgilerini gösteriyorlar. Mesela şehir merkezinde bir kardan adam yapıp yüzünü karartmışlar, adı Kweuke!

Röportaj Hilal Gülyurt
fourfourtwo/Dergisi