Sağlık, sağlıklı olma, sağlıklı yaşama, imandan sonra en büyük nimet, bereket, rahmet, değerdir. Sağlıkla pek çok ibadet, iş, eylem, davranış, sevap yapılır duruma gelir. Sağlıksız yaşam çok zor geçer. Bunun için sağlığın değerini, kıymetini, önemini, yararını bilip, korumaya çalışmalı. Gerektiğinde en iyi şekilde tedavi olup, iyileşmeye çalışmalı. Önce sağlıklı bir anne ve babadan dünyaya gelmeli. Sağlıklı ebeveyn, sağlıklı genleri olan ebeveynden doğmalı. Anne ve baba zararlı, bağımlılık yapan madde ile sağlığını, genlerini bozup; ondan sonra genleri bozuk bebek dünyaya getirmemeli. Geri zekâlı, yetenekleri eksik, sağlığı bozuk çocuk dünyaya getirmemek için; sağlığımıza dikkat etmeli. Sağlıklı olan insandan, sağlıklı olan meyve ağacından, sağlıklı olan hayvandan; sağlıklı ürünler elde edilir. Bunu unutmamalı. Bugün Türk ve yabancı toplumların artık sakat- engelli oranı %20’ye ulaşmıştır. Bu acı, kötü, bozuk durum, bu gidişatla daha da artacaktır!

Hastalıkların pek çoğu kalıtsaldır. Feniketotonüri denen hastalık da kalıtsal bir hastalıktır. Bu hastalık beyinde hasar oluşturan bir madde olan “fenilalanin” vücuttan atılamaz ve kanda birikir. Doğan 4,500 bebekten bir tanesi bu hastalıkla doğmaktadır. Tedavisi, özel diyetle olmaktadır.

Biyotinidaz eksikliği de kalıtsal bir hastalıktır. Tedavi edilmezse; deri bulgular, işitme kaybı, ölüm gibi sonuçlar olmaktadır! Erken tanı ile iyileştirme çalışmaları yapılmalı.

Konjenital Hipotiroidi, Troid hormonunu üretememesi ile ilgili doğuştan gelen bir hastalıktır. Görülme sıklığı ırk ve bölgelere göre değişmekte olup, her 4 bin canlı doğumda bir görülmektedir.

Kistik Fibrozis, akciğer ve sindirim sistemini olumsuz etkileyen genetik bir hastalıktır.

Hastalıkların %80’e varan kısmı genetiktir, kalıtsaldır. Mikrobik, bakteri, virüsten oluşan hastalıklarda pek çoktur. Bunun için temiz, hijyen olmalı. Sağlık kurallarına; vücut olarak, kıyafet olarak, konut, çevre, İlçe, İl, bölge, ülke, dünya olarak uymalıyız. Temiz, hijyen yaşamalıyız. Her bebeğin hayata sağlıklı başlama hakkı hukuku vardır. Buna uyulması için, biz ebeveynler de gerekeni yapmakla sorumluyuz. Alkolik, madde bağımlısı, sigara içen, alkol alan, pis yaşayan, kötü- sağlıksız işlerde çalışan insanlar; kendi sağlığını yitirdiği gibi neslini de kötü, sağlıksız yapmaktadır! Anne, baba, çocuklarda sağlık taraması mutlaka yapılmalı.

Sağlıksız, sağlıklı bebekler sürekli sağlık takibinde olmalı. Bebekler kontrolsüz asla bırakılmamalı. Anne ve baba da çocuk yetiştirme, bebek bakma konusunda yetiştirilmeli. Yeni doğan bebeklerin bakımı için anne ve babalar mutlaka kurslara alınarak, öğretilmeli. Bebek sağlıklı doğmalı ve hayata sağlıklı başlamalı. Bebeğin yıkama suyu 37- 38 santigrat derece olmalı. En az 6 ay anne sütü içirilmeli. Mümkünse 2 yaşına kadar anne sütü verme sürdürülmeli.

Çocuğumuza çok güzel bir dil, konuşma öğretilmeli.  İşitme kaybı olup, olmadığı öğrenilmeli. 3 aylık iken işitme testleri yapılmalı. İşitemeyen çocuklar konuşamaz. İşitme pek çok yeteneğin gelişmesini sağlar. Bebek ve çocuklar, çocuk doktoruna götürülmeli.

Anne, bir sakıncası yoksa normal doğum yapmalı. Sezaryen denememeli. Bugün ülkemizde hastane ve doktorlar ameliyat parası alabilmek için %70 oranında sezaryen ameliyatı ile doğum yaptırmaktadır! Bu çocuğun eksik, kadının yarım olmasına neden olmaktadır! Sezaryen, bebek ve anne için pek çok riskler, olumsuzluklar, sağlıksızlıklar oluşturmaktadır! Doktorlar büyük çoğunlukla çıkarcıdır, menfaatçidir, gerçekçi değillerdir. “Hele 2002 yılı öncesi para almadan devlet hastanesine bile hasta yatırmazlardı. Hastadan para alırlardı. Ameliyat parasını, bıçak parası diye alırlardı. Devletten de ayrıca tedavi, ameliyat parası alırlardı. Bu ülkemizin doğru, dürüst, hak- hukuk yanlısı öğretmen, doktor, mimar, mühendis yetiştiremediğini göstermektedir. Bu meslekte çalışanların meslek odalarına, sendikalarına ve kendilerinin yaptığı işlere bakınız. Çoğunlukla yarım yamalak, eksik, bozuk, kötü, yanlıştır!  Zihniyet bozuk olunca, her şey bozuk devam etti!” “Bir depremde şehirler altüst oluyor! Doktorlar en çok aylık almasına rağmen, hastayı bırakıp, sokağa iniyor! Parası olmayanı ölüme terk ediyor! Para almadan, ölüsünü bile vermiyor! Öğretmenlerin yetiştirdiği sapık, vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, din- iman düşmanı katil oluyor! Bize düşmanlık edenlerle, işbirliği içinde ortak hainlik yapmaktadırlar!”

Bebekler 6 aylıktan sonrada anne sütü ile emzirilmeli. Anne sütü sağlıktır, gelişmedir, büyümedir, zekâdır, sağlıklı büyümedir. Anne, bebeğe süt verdiğinde, pek çok hastalıktan da korunur. Meme Kanserinden de korunmuş olur. Kadınlar, Meme Kanseri, Kadın Hastalıkları konusunda çok duyarlı olmalı. Düzenli sağlık kontrol ve taramasından geçmeli. Bugün kadınlar zararlı madde kullanma artış hızı bakımından erkekleri geçmiştir! Erkekte zararlı madde kullanırsa, ortaya çıkan karmakarışık bir aptal yaratık olur!

Sağlığı tehdit eden büyük bir hastalık da Diyabet hastalığıdır. Diyabet- şeker hastalığı pek çok hastalığın ortaya çıkmasına neden olur. Bu tip hastalıklar genetik olduğu gibi beslenme bozukluğu, çevre nedeni ile de ortaya çıkmaktadır. Diyabet; kalp, damar, göz, böbrek gibi pek çok organı bozar ve tamamen işlemez hale getirir! Çocuklarda, gençlerde, yetişkinlerde de diyabet görülür. “Diyabet 2” de ise, insülin tedavisi düzenli ve dikkatle yapılmalı. Eğer hastalık bulgular vermiyorsa, buna “ gizli diyabet” diyoruz. Eğer diyabet alt düzeyde ise buna hap veriliyor. Yüksek ise iğne - insülin veriliyor.

Bebekler, çocuklar her türlü tehlikelerden, hastalıklardan, zehirlenmeden, kazadan, beladan, dertten korunmalı. Bilinçsiz, bilgisiz, moloz, gün görmemiş, dikkat etmeyen ebeveynler; bebek, çocuk ve gençleri mahvetmektedir! Ölümlerine bile sebep olmaktadır!

Sağlıklı bebek dünyaya getirmek için, sağlıklı olmalı. Sağlık kurallarına göre yaşamalı. “Zararlı madde kullanmamalı. Aynı zamanda haram yememeli. Haramlar vücudu bozar! Genleri olumsuz etkiler, ruha zarar verir. Doğacak bebeğin hayırlı olmamasını oluşturur.” “Haram ile beslenen, büyüyen bebek, çocuk, genç, insandan doğru, dürüst, yararlı, değerli insan tipi çıkmaz. Bunu bilen Rabbimiz Allah cc. Haram demiş. Haram yeme, içme, giyme, kullanma diye buyurmuştur. Haramla beslenen çocukların hep zararı olmaktadır. Kendine, ailesine, vatana, millete, devlete, bayrağımıza, dine- imana, insanlığa, kutsallarımıza zararlı bir yaratık haline gelmektedir.” Çocuğun ve insanın güvenliği maddi, manevi anlamda düşünülüp, yapılmalı. Çocuklarımız için olur, olmazları birlikte düşünmeli. Olasılıkları göz ardı yapmamalı. Bugün binlerce çocuğumuz ihmal ve umursamazlık kurbanıdır. Evimizde, okulda, sokakta, her yerde tüm önlemler biz ve çocuklarımız için mutlaka ama muhakkak tam anlamı ile alınmalı.

Biz ve çocuklarımız mutlaka sağlıklı beslenmeli. Hareket edilmeli.  Sigara, alkol, uyuşturucu asla kullanılmamalı. Yeterli ve dengeli beslenmeli. Her türlü helal doğal, taze gıda alınmalı. Tuz, şeker, yağdan uzak kalmalı. Düzenli bilinçli, spor yapmalı. Hareketi, sporu tercih etmeli. Az porsiyon yemeli. Mutlaka helal, sağlıklı, doğal, taze gıda ile beslenilmeli. Hareketi düzenli spor olarak sürdürmeli. Spor yapmadan önce doktor kontrolünden geçilmeli. Alkol, uyuşturucu, sigara asla kullanmamalı. Kan basıncı, kan şekeri, kolesterol, trigleserid, vücut endeksi normal olmalı. Sağlıklı yaşam önerilerine uyulmalı. Sağlık konusunda bilinçli olmalı ve sağlıklı yaşamalı.

Doktorun verdiği ilaçları düzgün, doğru, düzenli kullanılmalı. Hastalık konusunda geniş bilgi edinmeli. En yeterli hastanelerden sağlık hizmeti almalı. İlaçlar evde, işyerinde çocuklardan uzak tutulmalı. İlaç ne eksik ne de fazla kullanılmalı. Dokunuyorsa, mutlaka doktora durum açıklanmalı. Şişman olmamalı. Şişman olmamak için mutlaka gereken yapılmalı. Az yemeli, spor yapmalı. Manda gibi yiyip, oturmamalı. Bilinçsiz ilaç kullanmamalı. Hele antibiyotik hiç kullanmamalı. İnsan her işini bilerek, bilinçle, doğru bilgi ile yapmalı. Mazeret- özür ile yapılan işi ortadan kaldırmaz. Bugün pek çok insan bilgisiz, bilinçsiz, aptalcasına hareket ettiğinden, geleceğini karatmıştır! Devlete, millete, ailesine yük olmuştur! “ Bitkileri de şifalı diye ilaç gibi kullanmamalı. Bunların pek çok zararı vardır. Bitkilerde toksin, zararlı maddeler bulunmaktadır. Bitkiler ilaç değildir. Organlarımızı, kalp, damar, karaciğer, böbreklerimiz bozar. Reklamlara, her denilene kanıp, inanmamalı.” Her işi en yüksek uzmanına; deneyimli, başarılı birçok uzmana mutlaka danışmalı.