2018 yılında organ nakli ve bağışında gelinen noktayı değerlendiren Prof. Dr. K. Yalçın Polat, Türkiye’de geçen yıl 5 binin üzerinde organ nakli gerçekleştirildiğini belirtti.

Türkiye'nin organ nakli konusunda hem cerrahi deneyim hem teknolojik donanım açısından oldukça üstün bir konumda bulunduğunu belirten Memorial Ataşehir Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. K. Yalçın Polat, özellikle son yıllarda dünyanın pek çok ülkesinden hastanın organ nakli olmak için Türkiye'yi tercih ettiğini ifade etti.

KADAVRADAN NAKİLLER YETERSİZ

Başkanlığını yürüttüğü Organ Nakilleri Bilinçlendirme ve Geliştirme Derneği’nin 'Karaciğer Nakli Mezuniyet Sonrası Eğitim Kursu'nu gerçekleştirdiğini de hatırlatan Prof. Dr. K. Yalçın Polat bu tür etkinliklerin organ nakilleri konusunda farkındalığı artırdığının altını çizdi. Türkiye'deki tek sorunun kadavradan organ bağışının yetersizliği olduğunu belirten Prof. Dr. Polat şöyle devam etti:

"Sağlık Bakanlığı bu konularda titiz çalışmalar yapıyor. Henüz istediğimiz seviyeye vardığımızı söyleyemeyiz. Avrupa veya Batı ülkelerindeki ortalama milyon nüfus başına 20-25'lerdeyken Türkiye'de bu geçen yıl 7.4'tü. Türkiye'de yılda bin 900 ile 2 bin civarı kadavra bağışı olması gerekiyor. Ama Türkiye'de olan 500'ler civarında. Bu yetersiz bir rakam. Biz bunu canlı vericili organ nakilleri ile dengeliyoruz. Canlı vericiden organ naklinde Amerika'dan daha çok canlı vericili karaciğer nakli gerçekleştiriyoruz."

"ÇOCUKLARDA KARACİĞER NAKLİNDE LİDERİZ"

2018 yılında dünyada 3 binden fazla canlı vericili karaciğer nakli yapıldığını hatırlatan Prof. Dr. Polat, "Bu nakillerin bin 400 tanesi ise Türkiye'de yapılmış. Karaciğer naklinde olağanüstü bir deneyimimiz var. Canlı vericili karaciğer naklinde erişkin ve pediatrikte dünyada ilk sıradayız. Canlı vericili böbrek naklinde Amerika'dan sonra ikinciyiz, pediatrik böbrek naklinde ise ilk sıradayız. 2016 yılında Amerika'da 500 civarında pediatrik karaciğer nakli yapılmış. Türkiye'de bu rakam 215. Çocuklarda karaciğer nakli yapmak çok zor bir operasyon. Türkiye bu konuda çok çok ilerde" değerlendirmesinde bulundu.

"25 BİN KİŞİ ORGAN NAKLİ BEKLİYOR"

Türkiye'de 60 bin diyaliz hastası olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Polat, "25 bin dolayında organ nakli bekleme listesi var. Ancak tüm hastalarımız bu bekleme listesine girmiyor. Türkiye'de 60 bin diyaliz hastası var. Bunları bekleme listesine yazmış olsak çok daha fazla olacak. Yüzde 80'ine nakil yapılacak olsa Türkiye'de 40 bin hastaya böbrek nakli gerekiyor. Sağlık Bakanlığı'nın listesinde 2 bin 500 dolaylarında karaciğer bekleyen hasta var. Aslında rakam 8-10 bin dolaylarında. Bunların bir kısmı gidip kayıt yaptıramıyor. Ama nakil sayısı yetersiz. Burada önemli olan kadavra naklini yükseltebilmek. Henüz organ bağışında yüzde 23'lerdeyiz. Avrupa'da bu rakam yüzde 50'nin üzerinde" ifadelerini kullandı.

"ÖZEL YÖNTEMLER KULLANIYORUZ"

Karaciğer yetersizliği nedeniyle farklı yöntemlere başvurulduğunu vurgulayan Prof. Dr. Polat, “Elimizde yeterli karaciğer bağışı olmadığı için teknik olarak farklı bir şeyler yapmanız gerekiyor. Kadavra organ bağışı olduğu zaman karaciğer ve nakil olacak hastalar uygunsa karaciğeri ikiye bölerek kullanabiliyoruz. Bölünen karaciğer parçasının küçük kısmını pediatrik hastaya büyük olanı ise yetişkin hastaya takabiliyoruz. Yeterli organ bağışı sayısına ulaşılamadığı için kullanılan karaciğerin bölünmesi yönteminin dışında domino nakil denilen başka bir yol daha kullanabiliyoruz. Bir hastanın vücudunda işe yaşaramayan ancak başka bir hastanın işine yarayabilecek karaciğeri nakledebiliyoruz. Bunun yanı sıra böbrek naklinde de kullanılan çapraz nakiller yapılabiliyor. Bu yöntem kan uyuşmazlığı olan kişiler arasında kullanılıyor. 8-10 saat süren karaciğer nakillerinde çapraz nakillerin gerçekleştirilmesi böbrek nakillerine göre daha zor bir işlem” diye konuştu.