İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü koordinatörlüğünde düzenlenen ‘Organ Bağışına Multidisipliner Bir Bakış’ konferansı yoğun ilgiyle takip edildi. Konferansta organ nakli konusunda farkındalık sağlanırken; konuşmacıların sağlık, din ve diğer açılardan getirdikleri yaklaşımlarla nakil konusu çok boyutlu bir şekilde ele alındı.
İKÇÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bumin Dündar, Hemşirelik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hatice Yıldırım Sarı’nın oturum başkanlığını üstlendiği konferansa; İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Dr. Rahmi Barkan, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Hemşire İmren Yıldırım, İKÇÜ İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Aydın konuşmacı olarak katıldı.
Konferansın açılışında konuşan Prof. Dr. Bumin Dündar, insan hayatının kutsal olduğunu vurgulayarak bazı hastalıklarda organ naklinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
“ORGAN BAĞIŞINDA GELİŞMİŞ ÜLKELERDEKİ RAKAMLAR DA İÇ AÇICI DEĞİL”
Dündar, “Ne yazık ki gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere organ nakli konusunda dünyada istenilen rakamlara ulaşılamadı. Nakle dini açıdan da hiçbir sakıncanın bulunmadığı yönünde din otoriteleri de paylaşımlarda bulunuyor. Bu konuda bizlere önemli görevler düşüyor. Daha çok anlatmamız, halkımızı daha çok bilgilendirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Doç. Dr. Hatice Yıldırım Sarı da organ nakli konusunda yapılan çalışmalarda bilgi eksikliğinin önemli bir faktör olduğu üzerinde durdu.
“BİR ANDA ORGAN BEKLEME LİSTELERİNE KAYDOLABİLİRİZ”
İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Dr. Rahmi Barkan da yakınlarınızdan birine organ nakli gerektiğinde nasıl bir psikoloji içine girileceğini sorguladı. “Çocuğunuza kalp nakli gerekirse ne yaparsınız?” sorusuna yönelten Dr. Barkan, “En değerli varlığınızın kalbe ihtiyacı var. Siz hiçbir şey yapamıyorsunuz. Yapacağınız tek şey kadavradan bir bağış haberi beklemek. Organ verici olma ihtimalimiz esasında organ alıcı olma ihtimalinizden çok düşük. Hepimiz bir anda hasta olabilir, organ bekleme listelerine girebiliriz” dedi.
“BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞEN HASTALARIN AİLELERİ TEMKİNLİ”
Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Hemşire İmren Yıldırım da beyin ölümü rakamlarının tespitinde bir artış olduğunu kaydetti. Buna karşın donör sayılarında bir artış olmadığını belirten Yıldırım, “2015 yılında 689 kişinin beyin ölümü gerçekleşmişken donör sayısı 165’tir. Bağış oranı yüzde 24 seviyesinde. Bu çok düşük bir rakam. İzmir’in bu konuda biraz daha iyi olduğunu görüyoruz. İzmir’deki donör ailelerin yüzdesi diğer illere göre daha yüksek. Doğu illerinde donör sayısı yüzde 10’un da altında. Hepimizin başına nakil gerektiren bir rahatsızlık gelebileceği düşüncesiyle bağışçı olmalıyız” diye konuştu.
“HİÇBİR DİNİ ENGEL YOK”
İKÇÜ İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Aydın da bağışa dinen hiçbir engelin bulunmadığının altını çizdi. Aydın, Kur’ân-ı Kerim’de Mâide Suresi’nde geçen, “Kim bir kişiyi öldürürse, muhakkak ki o bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de bir kişiyi yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur” ayetini hatırlatarak, “İslam dinine göre insan, varlığın özüdür. Bu ölçüde değeri olan insan hayatının sağlıklı sürdürülebilmesi de dinimizin teşvik edip önem verdiği bir husustur. Gayrimüslim birinin organlarından yararlanmakta veya organ bağışında bulunulmasında hiçbir dini engel yoktur. Çünkü insanın bedeni veya organları, Müslüman veya gayrimüslim olarak nitelenemez” dedi.
Konferans sonunda, öğrenciler, öğretim elemanları, çalışanların yer aldığı çok sayıda kişi organ bağışında bulundu.