Samsun İl Sağlık Müdürü Dr. Yusuf Köksal, kanserin önlenebilir bir hastalık olduğunu ve erken teşhisin hayat kurtardığını belirterek, kanserden korunmanın tedaviden daha kolay ve daha ucuz olduğuna dikkat çekti.
“1-7 Nisan Kanser Haftası” dolayısıyla açıklama yapan Dr. Yusuf Köksal, “Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü urlara denir. Genel anlamda ise kanser vücudumuzun çeşitli bölgelerindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile oluşan 100’den fazla hastalık grubudur. Çok çeşitli kanser tipleri olmasına rağmen, hepsi anormal hücrelerin kontrol dışı çoğalması ile başlar. Tedavi edilmezse ciddi rahatsızlıklara, hatta ölüme dahi neden olabilir” dedi.
Vücuttaki dokulardan birine ait bir veya birkaç hücrenin normal özelliklerinin dışında bir değişim göstermesi ve kontrolsüz çoğalması ile meydana gelen kanserin, çağın en önemli hastalıklarından biri ve tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer aldığını belirten Köksal, “Kansere bağlı ölümlerin çoğu bu kontrolsüz çoğalan hücre topluluklarının hayati organlarda oluşturduğu hasarlar ve fonksiyon bozuklukları sonucu geliştiğinden, hastalığın erken dönemde yakalanarak tedavi edilmesi hayati önem taşımaktadır. Belli bir tür kansere yakalanma olasılığını artıran her şey risk faktörüdür. Sigara, alkol vb. gibi risk faktörleri kontrol edilebilirken, yaş, genetik özellikler gibi bazı risk faktörleri de kontrol edilememektedir. Pek çok risk faktörünün direkt olarak hastalığa neden olup olmadığı bilinmemektedir. Risk faktörleri, doktorların kansere yakalanma olasılığı yüksek kişileri teşhis etmesinde yardımcıdır. Bu yüzden risk faktörlerinin bilinmesi önemlidir” diye konuştu.
Köksal, kanser risk faktörleri hakkında şu bilgileri verdi:
“Biyolojik Risk Faktörleri: biyolojik risk faktörleri; yaş, cinsiyet ve ırk gibi fiziksel özelliklerdir. Fiziksel ve biyolojik özelliklerin, kanser için risk faktörü olup olmayacağı, kanserin tipine bağlıdır.
Çevresel Risk Faktörleri: Yaşadığınız ya da çalıştığınız çevre koşulları kanser gelişimi için risk faktörü olabilir. Ev ya da iş yerinde bulunan bazı maddeler, kanser riskini artırır. Asbest, radon, hava kirliliği, UV radyasyon, sigaraya maruz kalma çevresel risk faktörlerindendir.
Genetik Risk Faktörleri: Genetik risk faktörleri, aileden kalıtımsal olarak geçen genlerle ilişkilidir.
Davranışsal Risk Faktörleri: Sigara içmek, diyet, egzersiz ve alkol tüketimi gibi değiştirebileceğiniz risk faktörleridir. Sigarayı bırakmak veya düzenli egzersizlerle kansere yakalanma riskinizi azaltabilirsiniz.
Kanserin belirtilerini bilmek hastalığın erken teşhisi açısından önemlidir, ancak bu belirtilerin birine veya daha fazlasına sahip olmak kişinin kanser olduğu anlamına da gelmez. Açıklanamayan kilo kaybı, ateş, halsizlik, ağrı, memede veya vücutta hissedilen kitleler, cilt değişiklikleri, ben ve siğillerdeki değişiklikler, kanama, dışkılama veya idrar yapma alışkanlığında değişiklik, öksürük ve horlama.
Kanserden korunma kanserin tedavisinden daha önemli bir husustur. Korunmada, yukarıda anlatılan başta sigara ve alkol olmak üzere, kanser yapıcı çevresel etkenlerden uzak durmak önemlidir. Bunun dışında düzenli spor yapmak, aşırı güneş ışığından sakınmak, özellikle meyve ve sebze ağırlıklı uygun bir diyet uygulamak ve doğal gıdalarla beslenmek kanser sıklığını azaltabilir.”
Kanserin temel tedavi yöntemleri arasında cerrahi tedavi, kemoterapi, radyasyon tedavisi ve hormonoterapinin geldiğini ifade eden İl Sağlık Müdürü Dr. Yusuf Köksal, “Son yıllarda geliştirilen ve kanserli hücrelerin moleküler özellikleri belirlenerek kişiye özgü tedavi imkanı sağlayan hedefli tedaviler ve akıllı moleküller ise hastalığın doğal seyrini tamamen değiştirmiştir. Güncel tedavilerin her geçen gün artması ile kanseri hipertansiyon veya diyabet gibi kronik bir hastalık durumuna getirme çabaları sonuç vermeye başlamıştır. Ancak tüm bu gelişmelere karşın kanser halen ölümcül bir hastalık olarak ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaya devam etmektedir” şeklinde konuştu.
Dr. Yusuf Köksal açıklamasını şöyle tamamladı: “Bu noktada kanserin tedavisinden daha önemli bir noktaya dikkat çekmek önemlidir. Bu da kanserden korunma ve erken teşhistir. En az ’kanserden korunma’ kadar önemli olan bir diğer kavram ’erken tanı’dır. Toplumdaki alışılagelmiş kanaatin tersine erken teşhis konduğu takdirde kanser bütünüyle tedavi edilebilir bir hastalıktır. Birkaç istisna dışında hemen hemen bütün kanser türlerinde hastalığın erken dönemde yakalanması yarar sağlamaktadır. Günümüzde tanı yöntemlerindeki gelişmelerin artması birçok kanser türünün daha erken evredeyken yakalamasına olanak tanımaktadır. Bu amaçla en sık görülen kanser türleri olan meme, serviks (rahim ağzı), prostat, cilt ve kolon-rektum (bağırsak) kanserlerine yönelik tarama programları uzun yıllardır ülkemizde ve dünyada kullanılmaktadır. Yılda bir kez yaptırılacak çok basit ve ekonomik tetkikler olan mammografi, smear testi ve PSA testi ile sırasıyla meme, serviks ve prostat kanserinin erken tanısı ve kesin tedavisi mümkündür. Yine hem kadınlarda hem erkeklerde periyodik olarak uygulanacak dışkıda gizli kan testi ve endoskopik inceleme (kolonoskopi) kolon-rektum kanserinin, düzenli dermatolojik muayene ise cilt kanserinin erken tanısına olanak sağlamaktadır. Kanserden korunmak kanser tedavisinden her zaman daha kolay ve daha ucuzdur. Kanserle ilgili bildiklerimizin artması ve erken tanı-tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ile artık kanserle mücadelede daha güçlüyüz. Bu yüzden, kanser önlenebilir bir hastalıktır. Erken teşhis hayat kurtarıcıdır.”