Diyetisyen Mustafa Tilekli, doğru bir diyet ve egzersiz programı ile kas kaybetmeden kilo vermenin mümkün olabileceğini söyledi.
Kas kaybının kilo verme sürecinde doğal olarak görülebilen bir durum olduğunu belirten Özel FBM Tıp Merkezi Estetik Kliniği Diyetisyeni Mustafa Tilekli, “Zayıflamak isteyen herkesin diyet ve egzersiz yaparken aklına ‘kas mı kaybediyorum yoksa yağ mı?’ sorusu geliyor. Kas kaybı, aslında kilo verme sürecinde doğal olarak görülen bir durumdur. Bu durumu en aza indirmek veya engellemek ise tamamen bizim elimizdedir. Doğru bir diyet ve doğru egzersiz programıyla kas kütlesini korumak veya artırmak mümkündür. Beslenme ile hareketlilik durumu, son zamanlarda gündemi en çok meşgul eden konulardan biri olan metabolizma hızını da etkiler. Vücuttaki kas kütlesi ne derece ideal veya ideale yakınsa, metabolizma da o kadar hızlı çalışır. Kas kütlesinin istenen düzeyde olması ve korunabilmesi için de düzenli bir egzersiz ve beslenme programının sürdürülmesi gerekir” dedi.
KAY KAYBI NEDEN OLUR?
Vücuttaki kas ve su kaybının en büyük sebebinin ilk olarak popüler diyetler olarak bilinen ve hiçbir bilimsel dayanağı olmayan diyetlerden kaynaklandığını ifade eden Tilekli, “Tamamen hareketsiz bir yaşam tarzıyla birlikte sürdürülen bu diyetler, kas kaybına yol açıp yalancı bir zayıflama sağlar ve bu durum çok kısa sürer. Çünkü oluşan kay kaybı metabolizmayı yavaşlatır ve bu durum yağlanma sürecinin hızlanmasına neden olur. Doğru bir beslenme alışkanlığı kazanılmadığı için de, kontrol edilemeyen iştah bedeni tekrar ele geçirir. Popüler diyetler genellikle olması gerekenden çok daha az miktarda karbonhidrat içerir ve kasların yağ yakabilmesi için vücutta yeterli miktarda karbonhidratın bulunması gereklidir. Eğer yeterli karbonhidrat yoksa vücut kasları yakarak enerji sağlamaya başlar. Sadece kas kaybı ile kalınmadığı gibi, kandaki zehirli atıkların miktarı da yükselir ve bu da hem böbreğin hem de karaciğerin aşırı çalışarak yorulmasına sebep olur. İdeal bir diyet, ortalama yüzde 50-60 oranında karbonhidrat içermelidir. Popüler diyetler arasında yer alan düşük karbonhidratlı ve yüksek proteinli diyetlerde ise bu oran yüzde 20’lere kadar düşer. Kilo verdikten sonra erişilen kiloyu koruyamamanın en büyük sebeplerinden biri de budur” diye konuştu.
KAS KAYBINI ENGELLEMEDE KARBONHİDRATIN ÖNEMİ
Vücudun kas yapması ve bu dokuyu koruyabilmesi için yeterli düzeyde insülin hormonuna ihtiyaç duyduğunu belirten Tilekli, “İnsülin hormonunun istenen ölçüde salgılanabilmesi için gereken miktarda doğru karbonhidrat türünün alınması gerekir. Sadece protein ile kas kütlesi artmaz ve ayrıca alınan protein miktarı kadar proteinin kalitesi ve kullanılabilirliği de önemlidir. Vücutta ancak yeterli miktarda karbonhidrat olması durumunda kaslar gelişir yağ yakabilir. Egzersiz ile birlikte artan enerji ihtiyacını karşılamak için yeterli karbonhidrat tüketilmezse kaslar yıkıma uğrar, güçsüzleşir ve vücut yağlanmaya başlar. Kas dokusunu artırmada ve korumada diyet ile egzersiz kadar su tüketimi de çok önemlidir. Gün içinde, egzersiz sırasında ve egzersiz sonrasında mutlaka su içmeye özen göstermek gerekir. Kaybolan vitamin ve mineral ihtiyacı ise düzenli tüketilen sebze ve meyvelerle karşılanabilir. Sonuç olarak, vücutta kaslarla yağlar bir savaş halindedir ve bu savaşı kimin kazanacağı da bizim elimizdedir. Unutmayın, diyet yaparken alınan sonuçlar kadar bu sonuçların nasıl alındığın da önemlidir” şeklinde konuştu.