Op. Dr. Hakan Özörnek, tüp bebekte ‘yalın tedavi’ ile çiftlerin tedaviden vazgeçme ya da pes etme oranının yüzde 15’lere düştüğünü söyledi.
Tüp bebekte anne adayına 20 ila 90 gün arası iğne tedavisi yapılabiliyor. Çok fazla iğne hasta dostu bir tedavi olarak kabul edilmiyor. Tüp bebek tedavisinde daha kısa protokollerin seçimi, iğne sayısının yani ilaç miktarının azaltılması, az sayıda embriyo vererek ikiz ve üçüz risklerinin azaltılması hedefleniyor.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Op. Dr. Hakan Özörnek, tüp bebek tedavisinde yumurta uyarım sürecinde anne adaylarının belli aralıklarla ultrasonografik incelemeye tabi tutulduğunu hatırlatan Özörnek, yumurta uyarım sürecinin ne kadar özenli uygulansa da binde 3 ‘aşırı uyarım sendromu’ yani hayati risk oluşturabilecek komplikasyon meydana getirebileceğini de kaydetti. Hasta dostu ‘ yalın tüp bebek tedavisi’nin bu nedenle önem taşıdığını belirten Özörnek; “ Daha az ilaç kullanımı, benzer gebelik oranları, sevilmeyen aşırı uyarım riskinin azalması yalın tedavinin en önemli avantajlarıdır” dedi.
Öte yandan tüp bebek tedavisinin maddi ve manevi olarak çiftleri yorabildiğini de ifade eden Hakan Özörnek bu bakımdan da ‘yalın tüp bebek tedavisi’ uygun anne adaylarında önemli avantaj sağladığını belirterek, “Yalın tedavi protokolü ile elde edilen gebelik oranları standart tedavideki sonuçlardan geri kalmamaktadır” dedi.
Özörnek, tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen faktörler ile ilgili şu bilgileri verdi:
Tüp bebek tedavilerinin başarısı 35 yaşından sonra azalıyor, 40’lı yaşlarda ise yüzde 15 civarında kalıyor. 44 yaşından sonra gebelik şansı yüzde 1’dir.
Yumurtalık kapasitesi kadınlarda yaşla birlikte azalıyor. Ancak bazı kadınların biyolojik yaşları ile yumurtalık rezervleri ne yazık ki paralel seyretmeyebiliyor. Bazı kadınların yumurtalık kapasitesi diğerlerine göre daha önceden kötüleşebiliyor. Bu hastalarda en önemlisi ultrasonla adetin ilk günlerinde aday yumurtaların belirlenmesi işlemi. Aday yumurta şansı azsa kadınların yaşıtlarına göre bebek sahibi olma şansları da düşük oluyor.
Kadında obezite ve kilo fazlası varsa çocuk sahibi olma şansı, obez olmayanlara göre yüzde 15-20 oranında daha düşük. Bu nedenle bebek sahibi olmak isteyen ve obezite sorunu bulunan kadınların, ideal kiloya çekilmesinde yarar var. Öğün sayısını artırarak yemek miktarının azaltılması ile birlikte hareketi artırmak, yaşam stilini değiştirmek gerekiyor, 10 kişiden biri bunu yapabiliyor, yaş uygunsa, yumurtalık kapasitesi uygunsa kiloyu verdikten sonra bu üremeye yardımcı tedaviye başlamak gerekiyor, ek ilaçlarla da tedaviyi desteklemek mümkün.
Rahimdeki birtakım yapısal sorunlar ya da sonradan kazanılmış sorunlar buna engel olabilir. Myom varsa, myomun yeri, büyüklüğü şansın azalmasında etken. Büyüklüğü ne olursa olsun döl yatağına yakınsa eğer myomun çıkarılması gerekiyor. Son yıllarda myomların çıkarılması amacıyla “histeroskopi” uygulanıyor. Eskisi gibi karından ameliyat yapılmıyor, myom 4-6 cm’den büyükse nerede olursa olsun çıkartılması önem taşıyor.
Rahim içinde polip varsa sorun oluyor. Adetle dökülen dokunun orada çoğalarak bir bölgede kalmasıyla sıkıntı yaşanıyor. Polipler hem embriyonun yerleşmesini önlüyor, hem de oradaki kanlanmayı, gebelikle ilgili ortamı bozuyor. Polip çıkarılınca kendiliğinden gebelik oluşabiliyor.
Kanalların içinde su birikebiliyor. Kanalda sıvı var ise ultrasonda görülebiliyor, yumurtalığın yanında uzun içi su dolu yapılar oluşuyor. Döllenmiş yumurtanın rahim içine yerleşmesine imkân vermeyip gebelik şansını azaltıyor. Bu durumda laparoskopi yöntemi tıkanıklığın giderilmesi ya da rahme yakın ucunun bağlanması yöntemleri izleniyor. Yumurtalık ve tüpün kanlanması ortak damarlardan olduğu için yumurtalığın zarar görmemesi önem taşıyor. İşlemin laparoskopide deneyimli uzmanlarca yapılması önem taşıyor.
Çikolata kisti toksik maddeler salgılıyor, olumsuz etki yapıyor. Yumurtalıkların kapasitesi bozulabiliyor.Günümüzde “mini laparotomi” yöntemiyle 7-8 cm’lik kesi yapılıp yumurtalık dışarı çıkarılıyor ve operasyon yapılıyor, böylece yumurtalık kapasitesini korunuyor.
Sigara hem erkek hem de kadın üreme hücrelerine zararlı. Şansı oldukça azaltan etkenler arasında. Çocuk sahibi olmayı isteyen çiftler sigarayı bırakmalı.
Stres tüp bebek uygulamalarında her basamaktaki etkileri ile başarıyı olumsuz etkiler. Stresin beyinden salgılanan hormonların salgılanmasını bozabildiği veya bağışıklık sistemine ilişkin sorunlara yol açabildiği düşünülmektedir. İnfertilite sürecinde çıkan psikolojik etkilerin şiddeti süre uzadıkça artmaktadır. Tüp bebek tedavisi, infertil bir çiftin karşısına çıkan son seçenek, ya da tedavide varılan son durak olması nedeni ile ayrıcalıklı bir öneme sahiptir. İnfertilitenin psikolojik yönden de ele alınması, Tüp bebek tedavisindeki tüm çiftlerin gereksinimidir. Çiftler yalnız olmadıklarını, çaresiz olmadıklarını hissetmelidirler. Çiftin tüm sorunlarla baş etmesine yardımcı olunması gerekir. Sonuç olarak, tüp bebek tedavisinde amaç ‘mutlaka gebelik değil sağlıklı gebelik’ olmalı. Güncel gelişmelerin tüp bebek tedavisine adapte edilmesi hem başarıyı artırıyor hem de anne baba adaylarını daha az yoruyor.”