İstanbul Medipol Üniversitesi, 3’üncü Uluslararası Kanser ve İyon Kanalları Kongresine ev sahipliği yaptı. TÜBİTAK tarafından desteklenen çevrim içi kongre; kanser metabolizması, translasyonel onkoloji ve iyon kanalları ana temasında gerçekleşti.

İstanbul Medipol Üniversitesi tarafından 16-18 Eylül tarihleri arasında 3’üncü Uluslararası Kanser ve İyon Kanalları Kongresi düzenlendi. Çevrimiçi yapılan kongrede paneller, sözlü sunumlar ve kursların yanı sıra her biri açış konuşması içeren 25 sözlü oturum yapıldı. Ana teması kanser metabolizması, translasyonel onkoloji ve iyon kanalları olan kongre, onkoloji alanında disiplinlerarası araştırma ve eğitimle ilgilenen bilim insanlarını bir araya getirdi. Onursal Başkanlığını Imperial College London’dan Prof. Dr. Mustafa Camgöz’ün üstlendiği kongreye İstanbul Medipol Üniversitesinden Genetik Hastalıkları Tanı Merkezi Müdürü Prof. Dr. Türkan Yiğitbaşı ile İlaç Geliştirme Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mustafa Güzel başkanlık etti. Kongrenin ana konuşmasını ise Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Ludwig Kanser Araştırma Merkezi Profesörü Robert Weinberg yaptı. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklenen kongreye Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Sabahattin Aydın ve İstanbul Medipol Üniversitesi Rektör V. Prof. Dr. Ömer Ceran da çevrim içi olarak katıldı.

“Kanser 100’den fazla gruptan oluşuyor”

Kongrenin açış konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Türkan Yiğitbaşı, yüzyıllarca süren morfolojik ve histolojik araştırmaların sonucunda kanserin ancak tanımlanabildiğini söyledi. Hastalığın etyolojisine ilişkin teoriler üretildiğini ifade eden Prof. Dr. Yiğitbaşı, “Kanser dediğimiz zaman yüzden fazla grup ve binden fazla alt gruptan oluşan bir hastalıktan bahsediyoruz. Değişen çevresel şartlar, tedavi metotları, insan ve kanser hücresi bu konudaki çalışmalara ara vermeden devam etmemizi gerekli kılıyor. 2000 yılından sonra kanser alanında yapılan araştırmalar, kansere neden olan mekanizmaları daha net olarak ortaya koymaya başladı. Etyolojinin belirlenmesi, tedavi etkinliğinin artmasını ve hayatta kalma süresinin uzamasını sağladı. Buna rağmen kanser insidansındaki artışlar devam etti. Bazılarımızın kendisi bizzat kanserle savaştı, bazılarımız ise kanser nedeniyle yakınlarını kaybetti. Bu nedenle kimya, biyokimya, fizyoloji, farmakoloji, biyoloji, moleküler biyoloji, onkoloji ve klinik onkoloji alanlarında çalışan tüm bilim insanları olarak ortak hareket etmenin öneminin farkındayız.”

“7 milyon kişi hayatını kaybetti”

Doç. Dr. Mustafa Güzel ise kanserin tüm dünyada ölüme sebebiyet veren hastalıkların başında yer aldığını hatırlattı. Kongreden önce ABD’deki genel ölüm nedenleri için CDC numaralarını kontrol ettiğini ifade eden Doç. Dr. Güzel şöyle konuştu: “ABD’de yaklaşık 700 bin kişi kalp hastalığı, yaklaşık 600 bin kişi kanser ve yaklaşık 340 bin kişi de koronavirüs kaynaklı nedenlerle yaşamını yitirdi. Başka bir kaynağa göre ise 2020’de dünya genelinde 7 milyon kişi kanser sebebiyle hayatını kaybetti. COVID-19’dan kaynaklı ölümler ise yaklaşık 2 milyon. Dolayısıyla bu sayılar hastalığa çare bulmak için araştırmaların inkâr edilemez bir şekilde devam etmesinin en önemli nedenlerinden biri.”