Bunun için öncelikle bilgili, bilinçli, sağlam iradeli, sağlık kurallarına uyan, kendimizi her yönü ile geliştiren olmalıyız. Hasta olmamak için; sağlık bilgisine, tıp bilgisine, din bilgisine sahip olup, gerekeni zamanında eksiksiz yapmalıyız. Öncelikle hasta olmamak için gayret etmeliyiz. Sağlığımıza zarar veren her olaydan, gıdadan, beslenmeden, zararlı ve kötü alışkanlıklardan sakınmalıyız. Düzenli spor yapmalıyız. Yeterli, dengeli, sağlıklı, doğal, taze beslenmeliyiz. Virüs, bakteri, mikroplardan korunma önlemleri almalıyız. Temizliğe, hijyene azami ölçütlerde uymalıyız.

Tedavisi zor veya olmayan hastalıkları tanıyıp, korunmalıyız. Kanser;  “vücudun bir organ veya dokusunda beliren, bazı anormal hücrelerin kontrolsüz ve düzensiz bir şekilde çoğalması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.” Kadınlarda ve erkeklerde sık görülür. “Kansere karşı koruyucu önlemler almalıyız. Aşırı kilolu olmamalıyız. Sporu düzenli yapmalıyız. Zararlı, kötü, sağlıksız alışkanlıklar edinmemeliyiz. Sigara, alkol, bağımlılık yapan madde, kötü hava soluma, sağlıksız ortamlarda yaşama ve çalışma, güneş ışınlarında kalma, pasif yaşantı içinde olmamalıyız. Üzüntü, keder, stres içinde uzun süre kalmamalıyız. Sigara, alkol, uyuşturucu kullanmamalı. Fiziksel olarak aktif olmalı. Sağlıklı ve dengeli beslenmeli. Kanser taramalarını düzenli yaptırmalı. Erken tanı hayat kurtarır. Bu sözü de asla unutmamalı.”

“Üst  – baş, ev, çevre, dünya temizliğine dikkat etmeli. Mikrobik hastalıklardan 100 taneden fazla hastalık ortaya çıkmaktadır. İnsan, 8 binden fazla hastalığa tutulabilmektedir! Hastalığın tedavisinde geç kalmamalı. Geç kalmayan, sağlıklı kalır. Hasta olduğumuzda, en iyi şekilde iyileştirme girişiminde bulunmalıyız. Kanser çeşitlerini bilmeli. Kendi kendimizi kontrol edebilmeli. Bazı hastalıklar ilk defasında belirti verir. Bazıları da vermeyebilir. Bunun için düzenli sağlık kontrollerinden geçmeliyiz. Sağlık kitapları, dergileri, sağlık broşürleri okumalıyız. Kurs ve seminerlere katılmalıyız.”

“Bilinçsiz ilaç kullanmamalı. Deneyimli Uzman Doktor olmayanlara işlem yaptırmamalıyız. Yaptıranların, çok kötü sonuçlar aldığını, tedavi edilemeyecek kadar kötü duruma düştüklerini görüyoruz. Uygunsuz ilaç kullanmamalı. İlaç kullanmada bilgili, bilinçli olmalıyız. Antibiyotikleri alışkanlık gereği kullanmamalı. Bu durum mikropların direnç kazanmasına, vücudun alışmasına neden olmaktadır. Bir insan hasta ise, bu mikrobu diğer insanlara bulaştırır. Bir hayvan hasta ise bu hastalık diğer canlılara bulaşır. Yediğimize, içtiğimize, çalışma ortamına dikkat etmeli. Sağlıksız ortamlarda durmamalı, çalışmamalı, yaşamamalı.”

 Afrika ve Asya’daki bazı toplumlar; helal, haram, sağlıklı, sağlıksız demeden, her şeyi yemektedirler! Bunun için bu kıtalarda 10 yıl geçmeden, hiç görülmemiş bir bulaşıcı virüs ortaya çıkıp, insanları öldürmektedir! Demek ki, dinsiz, imansız hayat olmamaktadır. İnsanın yedikleri, içtikleri, beslendikleri insanı etkiler. “Olumlu gıdalar olumlu yönde, olumsuz gıdalar olumsuz yönde etkiler. Haram gıdalar; genleri, bedeni, ruhu, ahlakı etkiler.”

Bizler, yeterli, dengeli, sağlıklı, helal beslenmeliyiz. Hareket etmeliyiz. Ama hareketimiz, spor özellikli olmalı.

Diyabeti önleyelim. Tatlı, şekerli, yağlı, kızartmalı. Çok unlu, çok yağlı, çok etli yemeyelim. Her şeyin çoğundan, fazlasından sakınalım. Her gün en az 5 km. yürüyelim, beden hareketleri yapalım. Her vitamini dengeli alalım. Her vitaminin vücudumuzdaki değeri ölçülüdür. Bu dengeyi bozmayalım. Hiçbir şeye bağımlı olmamalıyız. Sadece hayatımıza bağımlı olmalıyız.

Sağlıklı olmaya hazır olmalıyız. Her türlü desteği almalıyız. Kötü, zararlı alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Profesyonel destek almalıyız. “Zor durumlar için hazır olmalıyız. Hele sigara, alkol, içki, uyuşturucu, kumar, şans oyunları gibi aptalca işler yapmamalıyız. Yapıyorsak, hemen şimdi sağlam irade ile vazgeçmeliyiz. Uzman desteği almalıyız.” Sigara için hemen karar vermeli. Yürüyüşe çıkmalı. Gezmeli, dolaşmalı. “Bu kadar zararlı alışkanlığı olanların; tam, doğru, iyi, estetik, harika, harikulade bir nesli olmaz. Zaten olmuyor. Doğan bebeklerin de; kötü, zararlı, eksik yanları oluyor! Bazıları da akıl, zekâ, zihin, beden eksiklikleri ile sağlıklı doğmuyor.

Bulaşıcı hastalıklardan, virüslerden korunmak için mutlaka aşı olmalıyız. Ben birkaç ay önce “Grip aşısı” olmuştum. Bugünde “Menenjit aşısı” oldum. İnsanlara, virüsler hapşırma, öksürme, çok yakın oturma, el, beden teması ile geçmektedir. Gerektiğinde maske kullanmalı. Ellerin temizliğine dikkat etmeli. Kalabalık yerlerde bulunmamalı. Dokunduğumuzda, sıcak sabunlu su ile elleri iyice yıkamalı. Mendil içine hapşırmalı. Hayvanlara, insanlara temas etmemeli. “Hayvanlarda, insanlarda hastalıkları bulaştırır.” Çiğ süt içmemeli. Havalandırılmış yerlerde oturmalı. Kronik hastalığı olanlar, virüsten daha uzak durmalı. “Şeker hastaları, kalp- damar hastaları, böbrek yetmezliği olanlar, bağışıklık sistemi az olanlar, yaşlılar çok daha fazla kendilerine dikkat etmeli.”

Tüberküloz- verim önlenebilir, tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bu hastalıkta solunum yolu ile bulaşır. Başta akciğer olmak üzere tüm organlara zarar verir. Tüberkülozlu hasta devamlı öksürür, hapşırır. Bu esnada çevreye mikroplarını bulaştırır. Bu gibi hastalardan uzak durmalı. Ortak eşya kullanmamalı. Veremli olanlar hemen tedaviye alınmalı. Onlarla aynı ortam paylaşılmamalı. Hastalıklardan korunma öğrenilmeli. Veremli; “gece terler. Kilo kaybeder. Balgam çıkarır. Bu hasta ilaçlarını düzenli almalı. Temiz havada yaşamalı. Öksürürken, ağzını kapamalı. Başkaları ile ortak eşya kullanmamalı. İki haftadan uzun süren öksürükler çok önemsenmeli.”

HIV/ AIDS virüsü çok tehlikeli, ölümcül hastalıktır. Kan yolu ile bulaşır. Afrika kökenli bir hastalık olarak, kan yolu ile yayıldı. Hala aşısı ve tedavisi yeterli değildir.  HIV nedeni ile hasta bağışıklık sistemini kaybeder. Bulaşıcı bir hastalıktır. Cinsel yolla bulaşmaktadır. Kan ve kan ürünleri ile bulaşmaktadır. Anneden, bebeğe bulaşmaktadır. Bu hastalıkların büyük çoğunluğu; İslam ve bilim merkezli yaşamamanın sonucudur. Bu hastalığın, 2020 yılı itibarıyla hala aşısı ve koruyucu tedavisi yoktur.

Afrika’da daha önce “Ebola virüsü” çıkmıştı! Çok tehlikeli, aşısı, tedavisi olmayan bir virüstü. Zaten yeni virüs salgın hastalığı çıkıyorsa, koruyucu aşısı yok demektir! Bir bulaşıcı hastalığın aşısını icat etmek, bulmak, uzun zaman alıyor.

Çin’de 2013 yılında “Sas virüsü” çıkmıştı. Ölümlere neden olmuştu! Şimdide Yarasa Çorbası’ndan, Çin’de “Corona virüsü” çıktı! Yarsa yenilmesi yanında; sürüngenlerden yılan yenmesi nedeni ile Corona virüsü çıktığını da söyleyen işin uzmanları oldu. Kısacası, bu kıtada her şey, zararlı demeden, yenmektedir! Bu şekilde sağlıklı, sağlam kalınamayacağı bilinmelidir.

Daha öncede “salyangoz” yemekten “beyin iltihabı” hastalığı, bulaşıcı hastalık olarak yayılmıştı!

Bu coğrafi bölgelerde yaşayan ve İslam olmayan kişiler; sürüngenlerden, böceğe, sineğe, yılandan, akrepten, örümceğe, yeraltı ve yerüstü her yaratığa, uçan her leş yiyen hayvana, aklınıza gelen her şeyi yiyorlar! Ava çıkıyorlar. Domuz, maymun, sıçan, akrep, zehirli örümcek, yılan; aklınıza ne gelirse, onu tutup, yiyorlar! Bu haram olan yiyeceklerin lokantaları da çok yaygındır. Hem Afrika hem de Asya’da yaygındır!

Oysa Allah cc. Mealen Buyuruyor: “ Temiz olan şeylerden, besinlerden, gıdalardan yiyiniz, içiniz. Haram olanlardan, zararlılardan, zarar verenlerden, sarhoş edenlerden yemeyin, içmeyin, mealinde buyuruyor.”

Avrupa’da da pislikten ve farelerden 15. Yüzyıldan başlayan “Veba mikrobu,” milyonlarca insanın ölümüne neden olmuştu!

 “Sıtma hastalığını da” sivrisinek bulaştırıyordu. Ülkemizde bu “Sıtma hastalığı” 1990 yılından beri yok ama dünyada en çok insanın ölümüne neden olan yine sivrisinek olmaktadır. İslam dininin en başta gelen özelliği; maddi, manevi anlamda tertemiz, temiz, hijyen olmak ve yaşamaktır. Bunun için öncelikle bilgi, bilinç, sorumluluk gerekir. İslam dini hiçbir kirlilik, pislik, çirkinlik, yanlış, mikrop, necaset kabul etmez. Böyle bir durumda ibadet kabul olmaz. İslam dini ile birlikte, sağlıkla ilgili; sağlık, tıp bilgilerini de mutlaka öğrenip, muhakkak yaşam tarzı edinmeliyiz. Bu inancımızın gereğidir.

Hijyene, sağlığa, sağlık bilgisine çok dikkat etmeli. Taze, doğal yeşil sebze, meyve, yemişleri bile iyice yıkamadan yememeli. Hatta sirkeli, karbonatlı suda bekletmeli. Çok iyi yıkamalı, suda bekletmeli. “Günümüzde zirai ilaç kullanmadan, yapay gübre kullanmadan; tarım, ziraat, çiftçilik yapılamamaktadır. Birde kimyasal, biyolojik kirli sularla sulama yapılmaktadır. Kirletilmiş derelerden sulama yapılmaktadır.”

 Seracılıkta; akşam ilaçlayıp, sabahleyin; domates, salatalık, marul toplanmaktadır! Zira her gün seradan; domates, salatalık toplanmaktadır. Ben meslek olarak; “eğitimci, öğretmen, gazeteci, araştırmacı yazar, hayırsever dernek çalışanı olsam da, inşaat yapı işlerinden olsun, onlarca tarım ürününü yetiştirici, üretici, işçi, muhasebeci birisiyim. Doğayı, çevreyi, tarımı, hayvancılığı, çiftçiliği, seracılığı, hayvancılığı yapan kişiyim. “Hiçbir üretim mutlak düzeyde sağlık kurallarına uygun yapılamamaktadır! Toprak hasta, hava hastalıklı, su hastalıklıdır. Toprak; ilaçlama, gübreleme ile zararlı hale getirilmiştir.” Doğal gübre yeterli bulunulmadığından; yapay gübre kullanılmaktadır! Birde sebze, meyve, yemişlerin genleri değiştirilmiştir! Artık insanda bunlara karşılık değişmektedir! Birde sebze, çiçek, gül yetiştirmede “hormon” kullanılmaktadır! “Yabani ot ilacı- zehiri kullanılmaktadır!”  1960 yılı başında yasaklanan, “DDT” toz tarım ve haşere ilacı; şimdi sulandırılarak, zirai ilaçlarda kullanılmaktadır. Hiç kullanılmazsa, kullanılmadan, ürün yetiştirsek, olur mu? – O eskidendi! Eskiden az da olsa ilaçsız yetişen, şimdi hiç yetişmemektedir.

Dünya, erozyonlarla, heyelanlarla, su yükselmeleri ile kentleşmelerle toprak kaybederken; insan nüfusu hızla artıyor. Tüm olumsuzluklara rağmen artan insan nüfusunu beslemeye; iyi- kötü çare bulunmaya çalışılıyor.

 Hz. İsa peygamberin doğumu zamanında, Miladın ilk yüzyılında dünya nüfusu 300 milyon kadardı.

1825 yılında 1 milyar oldu. 1925 yılında 2 milyar oldu. 1950 yılında 2,5 milyar oldu. 1961 yılında 3 milyar oldu. 1971 yılında 4 milyar oldu. 1990 yılında 5 milyar oldu. 2020 yılında ise 8 milyar nüfusa insan ırkı dayandı! “İnsan ırkının 2 milyon yıldan beri yeryüzünde var olduğu söyleniyor.”

Dünya nüfusu, hızla daha çok gelişmemiş ülkelerde, geri kalmış, aç, yoksul ülkelerde artmaktadır. 2017 yılında dünya nüfusu 7,6 milyara ulaşmıştır.

Asya %60’lık nüfus oranı ile 4,5 milyar,

Afrika %17 nüfusu ile 1,3 milyar,

Avrupa %10 nüfusu ile 742 milyar,

Güney Amerika ( Latin Amerika) ve Karayipler, %9 nüfus oranı ile 646 milyon,

Kuzey Amerika ve Okyanusya %6 nüfus oranı ile 361 milyon nüfusa ulaşmıştır.

“Çin ülkesi 1,4 milyar nüfus ile en kalabalık devlettir.”

“ Hindistan 1,3 milyar nüfusu ile ikinci kalabalık devlettir.”

 Allah cc. Akıl, fikir verir, inşallah. “Dünya nüfusu son on iki yılda 1 milyar atarak; 7,6 milyar nüfusa ulamıştır.” Artık ne kadar GDO, hormon, ilaçlı, gübreli, pis su yer – içer, kirli hava solur, ölür; onu bendeniz bilemiyorum.

Hastanede herkesin tedavide kullandığı ilaçlar, sizlere iyileştirme amaçlı kullanıldığında, ters tepki, reaksiyon gösterip, kronik hasta olabilirsiniz! Hatta reaksiyon ile yoğun bakıma düşebilir, ölebilir! Kendinizi, vücudunuzu iyi bilin ve tanıyın. “Test yaptırmadan, her ilacı kullanmayınız.”              “ Tedavi, hastalığa göre değil, kişiye özel yapılmalıdır.” Her ilaç, değişik kişilerdeki, aynı hastalığı tedavi etmeyip; öldürebilmektedir! Bunun onlarca kötü örneğini görüyoruz! Bu durumda, hasta mağdur, hasta yakını üzgün ve şikâyetçi olmakta, sağlıkçılar zor duruma kalmaktadır!

“Sağlıkçılara iyi davranmalı. Saldırganlık, şiddet, sözlü şiddet, eylemli şiddet göstermemeli. Doğru iletişim kurmalı. Herkesin sağlık alma hakkı olduğunu unutmamalı. Size en uygun araştırma, inceleme yapmak için doğru, dürüst davranmalı. Şiddet uğrayan doktor ve sağlık çalışanları iyi hizmet veremez. Hakaret, tehdit, yaralama gibi şiddet içeren, hayvani davranış sergilememeli.”

“Hastalıkta risk altında olan çocuk ve yaşlılar, kronik hastalar aşılanmalı. Kalp- damar hastaları, KOAH, hipertansiyonlu kişiler aşılanmalı. Şeker hastalığı olanlar, hamileler aşılanmalı. Hekime danışarak, aşı yaptırmalı. Sağlığı tehlikeye atacak, davranışlardan kaçınmalı.”

“Kalp sağlığını korumak için zararlı ve kötü alışkanlıklardan uzak kalmalı. Yeterli, dengeli, ölçülü, sağlığa uygun beslenmeli. Yeterli sebze, meyve tüketmeli. Posa içeren besinler tüketmeli. Hazır, işlenmiş gıdalardan uzak durmalı. Tuz, şeker, yağ, kızartma, yoğun et yememeli. Eksersize hekime danışarak başlamalı. Kısa mesafeleri yürümeli. Sigara, içki- alkol kullanmamalı. Az ve çeşitli yemek yemeli. Beyaz ekmek yememeli. Ekmeği de az tüketmeli. Her gün hareket etmeli. Sağlıklı beslenmeli. Sağlıklı havada yaşamalı. Su, hava, toprak, besinler temiz olmalı.”

“Evde, sokakta, hayatta güvenli, dikkatli hareket etmeli. Düşünmeden, hareket etmemeli. Kaza riskinin her yerde olduğunu unutmamalı. Ateşle, sıcakla, yiyeceklerle oynamamalı. Acele etmemeli. Düşünceli hareket etmeli. Gereken, gerekli her önlemi almalı. Her şeyi yememeli. Bilmediklerimizi yememeli. Her ilacı kullanmamalı. Yerken, içerken, düşünerek, bilerek, yiyip – içmeli. Trafik kurallarına, iş kurallarına uymalı. Cadde, sokak, kaldırımlarda oynamamalı. Her iş için uygun, tehlikesiz, sağlıklı ortam seçmeli. Her yerde dikkatle olmalı. Düşüncesiz, aptal gibi davranmamalı. Doğa olaylarına karşı tedbir, önlem almaları öğrenip, uygulamalı. Bilgisiz, cahil, aldırış etmeyen, aptal tipli insanların sağlıklı yaşama şansları yoktur! Kaza halinde sağlık kuruluşuna gitmeli. Olayı önemsemeli.”  “Sel, rüzgâr, yıldırım, deprem, hortum, kasırga, çöküntü,  yangın, hastalık salgını, kar- kış, sıcak, soğuk, doğal afetlerden, kazalardan korunma öğrenilmeli. Çocuklar, doğal afetlerde ailelerinin yanında olmalı. Ailelerde güvencede bulunmayı öğrenmeli.”

“Bağırsaklarınızı koruyunuz. Sağlık tehlikelerine karşı çok dikkatli olunuz. Bilgili, bilinçli, uygulayan olunuz. Bilgiyi uygulayınız. Uygulanmayan, yarar sağlatmayan bilgiden hayır gelmez. Sağlık taraması yaptırınız. Kalın bağırsak kanserleri çoğu kez iyice büyümeden belirti vermezler. Erken hastalık tanısı ile tedavi etmek mümkündür. Ihsal ve kabızlık, kan görülmesi, gaz çıkarılamaması, dışarıya çıkılamaması, hızlı kilo kaybı ve yorgunluk hissi kalın bağırsak belirtisidir.

Bu hastalığa yakalanmamak için sigara içmemeli. Beslenmeye dikkat etmeli. Sebze, meyve ağırlıklı beslenmeli. Yağ, kızartmalı, etli, ızgara, kızartma yememeye çalışmalı. Spor yapmalı. Kilo almamalı. İçki- alkol tüketmemeli. Bu gibi gizli, sinsi hastalıklar ancak tarama testleri ile erken yakalanabilir.”

Akciğer ve diğer kanser türleri de sinsi hastalıktır. Erken belirti vermez. Ancak tarama testleri ile yakalanabilir.

“Bağımlı madde asla kullanmamalı. Bağımlılık yapan başlıca maddeler şunlardır: “ uyuşturucular, sigara, alkollü içecekler, bazı zararlı ilaçlar, yapıştırıcılar, tiner, çakmak gazı, uyarıcı ve hayal görülmesine neden olan maddeler uyuşturucudur. Bağımlılık yapar.  Bağımlı olan kişinin kendine, başkasına güveni zayıflar. Değerleri yok olur. İlkelere uymaz. İdealleri, ümitleri yıkılır. Bağışıklık sistemi azalır. AIDS, frengi, verem, hepatit B ve C, kanser, kangren kolay tutulur. Ölümcül hastalıklara kolay yakalanır. Parasını bitirir. Bağımlı kişi kendine ve ailesine zarar vericidir. Çevresindekilerin değerli eşyalarını çalar ve satar. Hırsızlık, gasp, yankesicilik vb. Suçları işler. Sonunda sağlığını kaybeder. Bağımlılık kısır döngüsüne girer.

Bağımlı kişide IQ düzeyi- seviyesi düşer. Kondisyon azalır. Korku, öfke, hafıza kaybı, solgun cilt- beniz, döküntüler, cilt yaşlanması, nefes darlığı, akciğer hastalıkları, diş ve diş eti çürümeleri, kalp krizi ve komaya girme halleri oluşur. Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Pek çok zararları vardır. Uyuşturucu kullanan, özgürlüğünü kaybeder. Maddeye bağımlı köle gibi mankut gibi yaşar ve sonunda acı şekilde ölür! Maddeye karşı beyin, irade kullanılmaz hale gelir. En iyisi zararlı, kötü, çirkin, haram, günah olan alışkanlılara hiç başlamamaktır. “Allah’ın emrini tutmalı. Yasakladıklarından sakınmalı. Harama, günaha girmemeli. Helal dairede sağlıklı yaşama azmini hep sürdürmeli.”

Sağlık bilgisi ile din bilgisi ile onurla, şerefle, iyi, güzel şekilde saygın şekilde yaşamalı. Aklı hep doğru bilgilerle işletip; en ideal, saygın, haysiyetli insan olmalı. İşte huzur, mutluluk, rahatlık, refah, felah, kurtuluş, yücelik, yükseklik bundadır. Diğerleri sapkınlık, sapıklık, düşüklüktür. Allah’a dua etmeli. Hayırlar, sağlıklar, esenlikler dilemeli. Duayı hem sözlü hem de fiili yapmalı.