Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Çeçen-İnguş Öğrenci Topluluğu tarafından “23 Şubat 1944 Çeçen-İnguş Sürgünü” dolayısıyla bir anma programı düzenlendi.

SAÜ Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleşen programa İMKANDER Genel Başkanı Murat Özer konuşmacı olarak katıldı. Kuran tilaveti ile başlayan program, Murat Özer’in konuşması ile devam etti. Sovyetler Birliği döneminde İkinci Dünya Savaşı sırasında yaklaşık 500 bin Çeçen-İnguş’un sürgün edildiğini ve bunların çoğunun sürgün sırasında hayatını kaybettiğini ifade eden Özer, “Kuzey Kafkasya’nın işgali 16’ncı yüzyılda başladı. Sovyetler Birliği 1943-1944 yıllarında bütün Kuzey Kafkasya’yı işgal edip sürgüne yolladı. İkinci Dünya Savaşı sırasında 60 milyondan fazla insan katledildi” dedi.

Kuzey Kafkasya halkının hiçbir zaman Çarlık Rusya’sına boyun eğmediğini belirten Özer, “1840’lardan itibaren İmam Şamil’in destansı hikâyesi ile karşılaşırız. Rus orduları 100 binlerle ifade edilirken, İmam Şamil’in orduları sadece birkaç binlerle ifade edildi. Tarih boyunca Çeçenler ve Dağıstanlılar Rus ordularının 100 binlerce kişilik ordularına karşı binlerce ordularla mücadele verdiler ve defalarca Rus ordularını mağlup ettiler. İmam Şamil’in defalarca Rusları mağlup ettikten sonra 1864’e gelindiğinde esir düşmesiyle birlikte, tüm Kuzey Kafkasya’nın kaderi değişmiş oldu ve 1864’den itibaren tüm Kuzey Kafkasya’da büyük sürgünlerle karşılaşıldı. Ancak Ruslar ilk sürgünlerini Çeçenlere yaşatmadı, ilk sürgünler Çerkez kavimlerine oldu. Yüzbinlerce insan Karadeniz limanlarından Trabzon’a, Samsun’a, İstanbul’a, yani Osmanlı’nın elindeki bütün limanlara balık istifi gibi istiflenerek gönderildi. Bu Karadeniz yolculuğu sırasında yüzlerce, binlerce insan hayatını kaybetti. Bugün Karadeniz’in zemini bu insanların, bu şehitlerin bedenleriyle doludur” diye konuştu.

Kafkas halkının 400 yıldır Ruslarla savaştığını vurgulayan Murat Özer, “Bu savaşlarda büyük zaferlerde kazandılar, büyük hezimetler de yaşadılar, büyük sürgünlere de katıldılar ve burada hayatlarını kaybettiler. Hiçbir Çeçen lider Çeçenistan’da dünyaya gelmedi. Hepsi sürgünlerde dünyaya geldiler ama geri dönüp kendi ülkelerini imar etmek için ülkelerinin bağımsızlığı kazanması için çalıştılar. Buradan şunu çıkartabiliriz; Kafkas gençleri kendi aralarındaki etnik farkları kenara bırakır, gerçekten büyük bir Kafkasya idealine inanırsa, o zaman Rusya’nın bu büyük ve pervasız saldırısının önüne geçebilirler” şeklinde konuştu.