Psikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Çevik, “Takıntılarda ilk kural bunun bir hastalık olduğunun kabullenilmesidir. Bir takıntının ortaya çıkması ile tedaviye başvurma arasında ortalama 8 yıl geçmektedir. Halbuki bu süre ne kadar erken olursa tedaviye yanıt o kadar iyi olmaktadır” dedi.

Liv Hospital Samsun Psikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Çevik takıntı hakkında bilgilendirme yaptı. Kimi insanların kağıdın, kalemin, kanepenin, koltuğun, dolabındaki giysinin veya mutfak rafındaki bardakların bile belli bir düzende olmasını istediğini ifade eden Çevik, “Kimi evinin her santimetresinin ‘bal döküp yalanacak’ temizlikte olmasını, kimi hep aynı kanalı izlemeyi, aynı güzergahta aynı hızla araba sürmeyi, çizgilere basmamayı, işini hep aynı sırayla yapmayı ister. Eğer tüm bunlar sadece ve sadece istediğiniz ve keyif aldığınız içinse amenna, ancak bunları yapmadan rahat edemiyorsanız ve esasında yapmak veya düşünmek istemeseniz de yapıyor veya düşünüyorsanız sanırım siz de takıntılılardan olabilirsiniz. Aslına bakarsanız birçok şekilde duyabilirsiniz adını. Vesvese, obsesif kompulsif bozukluk. Biz tıbben obsesif kompulsif bozukluk diyoruz. Eğer bir düşünce sizi bir işi yapmaya zorluyorsa veya hiç aklınızdan çıkmayacak gibi sizi rahatsız ediyorsa olur olmaz yerde aklınıza gelip onu yapmadığınızda sizi rahatsız etmeye devam ediyorsa ve bu durum 6 aydan uzun sürmüşse, bu durum kendini göstermiş demektir” diye konuştu.

“Tüm takıntıların toplumun yaklaşık yüzde 3-6 arasında bir sıklıkta görüldüğünü söyleyebiliriz”

Takıntıların en sık hangi konularda olduğu hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Çevik, “En sık temizlik ve düzenli olma ile ilgili takıntılar söz konusu olsa da ‘Acaba en sevdiklerime zarar verir miyim’ şeklinde kendini gösteren saldırganlık takıntıları ve ilginçtir ki özellikle en yakınlarınızla ilgili olabilen cinsel takıntılar ve de son olarak inancınızın tam aksini size telkin edebilen dini takıntılar oldukça sık görülebilmektedir. Tüm takıntıların toplumun yaklaşık yüzde 3-6 arasında bir sıklıkta görüldüğünü söyleyebiliriz. Bu da milyonlarca obsesif kompulsif bozukluk hastasının var olduğunu bize gösteriyor. Bu son saydığım takıntılarda muazzam bir suçluluk hissi kendini gösterse de bu durumun tamamen hastalıkla ilgili olduğunu bilmek bu düşünceyi kendinizin ortaya çıkarmadığını bilmek çok önemlidir” şeklinde konuştu.

“Uygun süre ve dozda ilaç kullanımı oldukça iyi tedavi olabilir”

Saptanan takıntı durumunun çözümü hakkında da bilgi veren Uzm. Dr. Çevik, “Takıntılarda ilk kural bunun bir hastalık olduğunun kabullenilmesidir. Bir takıntının ortaya çıkması ile tedaviye başvurma arasında ortalama 8 yıl geçmektedir. Halbuki bu süre ne kadar erken olursa tedaviye yanıt o kadar iyi olmaktadır. Takıntılar her ne kadar vakti ile tedavisinin zor olduğu düşünülerek ruh kanseri olarak adlandırılmışsa da, günümüzde bilişsel davranışçı terapiler başta olmak üzere, EMDR, hipnoz yöntemleri ile birlikte uygun süre ve dozda ilaç kullanımıyla oldukça iyi tedavi yanıtı olabilen durumlardır” ifadelerini kullandı.