CUMHURBAŞKANI Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, ata tohumunun korunmasının milli bir vazife olduğunu söyleyerek, "Yerel tohumlarımız bizim milli kaynaklarımızdır. Bunları korumak milli görevdir ve milli güvenliğimizle ilgilidir" dedi. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, Ankara'da medya temsilcileriyle bir araya geldi. Saraçoğlu, yerel çeşitlerin kayıt altına alınması, üretilmesi ve pazarlanmasına dair yönetmeliğin 3 Eylül 2019'da yayımlandığını hatırlattı. Bunun bir milat olduğunu söyleyen Saraçoğlu, "Tüm canlılar, insan, hayvan ve bitkiler tohumdan çoğalır. İnsan da ana rahmine düştüğünde tohumdur. Toprak tohumların ana rahmidir. Tohum bir zaman kapsülüdür. Geçmişten gelenleri korurken, bir yandan da onları geleceğe aktarır. Tohumu kaybetmek hem beslenme kültürünü hem de geleceğini kaybetmektir. Tohumları korumak ve çoğaltmak gelecekteki nesillerimizin de üzerimizdeki haklarıdır. Yerel tohumlarımız bizim milli kaynaklarımızdır. Bunları korumak milli görevdir ve milli güvenliğimizle ilgilidir. Tohum biyolojik bir silahtır aynı zamanda. Onun genetik yapısını öyle bir değiştiririm ki ileride siz onu tüketmeye başladıktan sonra MS, kanser, hipertansiyon, diyabet gibi metabolizma hastalıklarına da yakalanabilirsiniz. Yani tohum biyolojik bir silahtır aynı zamanda. Tabii ki Türkiye Cumhuriyeti devleti bu konuda tedbirlerini fazlasıyla alıyor ve bu bir milli güvenlik meselesidir" dedi. Saraçoğlu, GDO'lu tohumların toprağı bozduğunu, hatta o toprakta yaşayan solucanların dahi alzheimer olduğunu söyledi. 'TOHUM MİLLİ KAYNAKTIR' Türkiye'nin dört bir yanından ata tohumu ve maya topladığını anlatan Saraçoğlu, Tarım Bakanlığı aracılığıyla 2020 yılında isteyen tüm vatandaşlara ücretsiz olarak ata tohumu verileceğini, ancak bir kez verilecek bu ata tohumlarını alan kişilerin bunlara çoğaltmakla yükümlü olduklarını anlattı. 'Tohum milli kaynaktır' diyen Saraçoğlu, tarla kültürünü de gençlere aktarmak gerektiğini vurgulayarak, "Toprağı pis diye tanıyorlar. Toprak pis değildir dünyanın en güçlü arındırıcısı, temizleyicisi topraktır" diye konuştu. Besicilikte de yerel ırk üretime dikkati çeken Saraçoğlu, "Hollanda'ya bizi benzetmeye çalışanlar var. Yanlış yoldalar ve yanlış örnek veriyorlar. Fransa'daki hayvancılık biliyor musunuz, iki günde bir Fransız mandıracısı intihar ediyor? Avrupa'da mandıracılar, genomik ineklerle çalışanlar intihar etmeye başladılar bu yeni bir şey değil. " 'VATANDAŞLAR ALIŞVERİŞ YAPARKEN SORGULAYICI OLMALARI LAZIM' Türkiye'de genomik, yani genetiği ile oynanmış hayvanların bulunmadığını belirten Saraçoğlu, genomik hayvanların dışkılarının bertaraf edilmesinin de Avrupa için büyük sorun teşkil ettiğini açıkladı. Vatandaşlara alışveriş yaparken sorgulayıcı olmalarını öneren Saraçoğlu, bu bilincin yayılmasının önemine de dikkati çekerek, şunları söyledi: "Bugün yakışıklı elmalar var. 3 tane elma var piyasada sarı, kırmızı, yeşil. Taş gibi 2 ay 3 ay dolapta duruyor. Yiyince sindiremiyorsunuz. Ama Amasya elması öyle mi? Amasya elmasının yiyorsunuz sindiriminiz kolaylaşıyor, kabızlığı önlüyor, gaz da olmuyor. Demek ki içerik kimyası bozuk değil." 'ÇOCUKLARINIZA TARHANA İÇİRİN' Saraçoğlu, 'okul gıdası logosu' uygulamasının 1 yıl ertelenmesine ilişkin soru üzerine, bunun muhatabının Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu söyledi. Saraçoğlu, şunları söyledi: "Nişasta bazlı veya mısır şurubu içerikli gıdaların evlatlarımız tarafından tüketilmemesi lazım. Bu en önemli şey, bir de halkımıza alternatif gıdaları kazandırmamız gerekiyor. Süt, süt, süt nereye kadar. Mesela soya sütü, badem sütü, fındık sütü, Hindistan cevizi sütü bunlar müthiş besleyici çocukların zeka gelişimlerinde de çok önemli. En zengin protein kaynağı tarhanadır, unuttuk. Tohum değişince beslenme kültürü de değişti. Tarhana yedirin. Fermente olduğu için sindirimi de çok kolay, vücut da gayet güzel bunun proteinlerini emiyor. Çocuklarınıza tarhana yedirin. En önemli gıdalardan bir tanesi. Zeka gelişiminde mesela incir çekirdeği yağı. Fazla değil bir çay kaşığı."