Manisa’da özel bir hastanede genel cerrahi uzmanı olarak çalışan ve avcılık merakıyla da tanınan Dr. Erdem Nalbant, doğa sevgisi ve avcılık deneyimlerini yazdığı kitapta anlattı. Dr. Nalbant, yazdığı kitabın gelirini 500 fidanlık bir koruluk oluşturulması için bağışlayacağını açıkladı. Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Erdem Nalbant, küçük yaşta başlayan avcılık tutkusunu, doğa sevgisi ile harmanladı. Doktorluk mesleğinin yanında avcılık merakıyla da Manisa’da tanınan Nalbant, hekimlik ve avcılık deneyimlerini anlatan bir kitap yazdı. Dr. Nalbant, 216 sayfalık ‘Hekimlik ve Avcılık’ isimli kitabının bin adet basıldığını belirtirken, kitabın gelirini 500 fidanlık koru oluşturulması için bağışlayacağını söyledi. Kitabı yazma hikayesini anlatan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Nalbant, “Ben 20 yıllık bir hekimim ama aynı zamanda 40 yıllık avcıyım. Bu avcılık merakı dedelerimden geliyor. Profesyonel avcılık yapıyorum. Avcılık bir yaşam tarzı, bir gelenektir. Bunu sürdürüyorum. İnsanlar hekimlikle avcılığın bağdaşmadığını söylüyorlar. ‘Biri can alıyor, biri can veriyor’ diyorlar. Ben hekimim ama avcılık geleneğini de sürdüren bir kişiyim. Kitabımda hekimlerle avcıları bağdaştırdığım yerler de var. Yüzlerce ameliyat yaptım, hayat kurtardım, ama avcılığa sadece bir hayvan vurmak olarak bakmıyoruz. Ben avlarımın çoğuna eşimle gittim. Doğada çocuklarımla birlikte bulundum, doğa sevgisini aşıladım. 12 yıllık bir emeğimi kitaba dönüştürdüm. Ege Orman Vakfı ile yaptığımız protokolle de kitabımın gelirini Ege Orman Vakfı’na bağışladım. Elde edilecek gelirle 500 fidanlık bir koruluk oluşturulacak. 500 fidana ulaşmak ve bu koruluğu yaptırmak istiyorum. Avcının aynı zamanda doğayı koruduğunu, bunun için de gayret sarf ettiğini görebilirsiniz” dedi. Avcılıkla ilgili kendisine eleştiriler geldiğini dile getiren Dr. Nalbant, “Avcılık yasal bir durumdur. Biz avımızı kanunla yapıyoruz. Avlanacak hayvanlar belli, kurallara uyulduğu takdirde bir problem yok. Avcılık tartışılabilir, ama ben bir geleneği sürdürüyorum. Benim hedefim hayvan vurmak değil, doğada bulunmak. Okuyucularımız bir kitabı aldığında koruluğa bir adet fidan dikmiş olacak. Bu kitabın da önüne geçen bir düşünce. Yani kitabı alanların bir dikili ağacı olacak” diye konuştu.