Dinimizin kıymet verdiği mübârek üç aylardan Recep ayı tevbe, hürmet ve ibâdet; Şaban muhabbet ve hizmet; Ramazan ise yakınlık ve nimet ayıdır. Allahü teâlâ, Şaban ayını, Peygamber efendimize “sallallahü aleyhi ve sellem” mahsus kılmıştır. Bu ayla ilgili hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Şaban-ı şerîf, benim kendime mahsus bir aydır. Hak teâlâ hazretleri Arş-ı âlânın meleklerine azamet-i şâniyle buyurur ki: “Ey benim meleklerim, gördünüz mü? Benim kullarım, sevgilimin ayına tâzim ve hürmet ediyorlar. İzzetim, celâlim hakkı için ben de kullarımı af ve mağfiretime nail eyledim.” “Her kim, Şaban-ı şerîfte üç gün oruç tutarsa, Hak teâlâ, Cennet-i âlâda ona bir yer hazırlar.” [Ey Oğul İlmihâli] “Ramazandan sonra en faziletli oruç, Şaban ayında tutulan oruçtur.” [Tirmizî] Zünnûn-i Mısrî hazretleri buyurdu ki: “Recep tohum ekme, Şaban sulama, Ramazan ise hasat ayıdır.” Şaban ayının son günleri gökte hilâli aramak da ibâdettir. Şaban-ı şerîf, hayırların çoğaldığı, bereketlerin indiği, hataların terk edildiği, günahların örtüldüğü bir aydır. Bu ayda çok salevat-ı şerîfe okumalıdır. Berat gecesi de, Şaban ayının 14’ünü 15’ine bağlayan gecedir.