CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan, çay üretimi ve satışında yaşanan sorunların araştırılarak yaşandığı iddia edilen mağduriyetlerin giderilmesi için gerekli önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesi TBMM’de tartışıldı.

Rizeli iki vekilin karşı karşıya geldiği oturumda önerge hakkında söz alan CHP’nin Rizeli İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun konuşmasında Rize Milletvekillerine sataştığı gerekçesiyle söz alan AK Parti Rize Milletvekili Osman Aşkın Bak arasında sözlü duello başladı. Ikilinin konuşmalarına diğer vekillerde dahil olunca çay bir anda meclisin gündemine oturdu. Araştırma önergesi Kabul edilmezken görüşmeler meclis tutatnaklarına şu şekilde geçti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmında yer alan, çay üretimi ve satışında yaşanan sorunların araştırılarak yaşandığı iddia edilen mağduriyetlerin giderilmesi için gerekli önemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/1321) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşmesinin Genel Kurulun 11/7/2019 Perşembe günlü (bugün) birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN - Önerinin gerekçesini açıklamak üzere, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Bekaroğlu.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle bazı milletvekili arkadaşlara teşekkür etmek istiyorum. Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya'ya, Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan'a, İzmir Milletvekili Murat Çepni'ye ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca'ya, çayla ilgili, çay konusunda göstermiş oldukları duyarlılıkları, verdikleri soru önergeleri ve araştırma önergeleri dolayısıyla teşekkür ediyorum. Bunların arasında hiçbir tane Rize milletvekili yok.

Rize milletvekilleri çayla ilgili ne yapıyorlar, biraz sonra anlatırlar.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Her şeyi yapıyoruz, merak etmeyin, buradayız, sahadayız.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, Doğu Karadeniz Bölgesinde başta Rize olmak üzere Artvin, Trabzon ve Giresun'da çay tarımı yapılıyor ve bugünlerde ikinci sürgün çay toplanmaktadır. Birinci sürgünde olduğu gibi, şimdi de çay üreticisinin çok ciddi sıkıntıları var. "Çay" dediğimiz zaman, tabii, tarafları var, sadece çay üreticisinden ibaret değil ve her kesimin, her tarafların kendine özgü sıkıntıları var. Çay üreticisinin yanında, çay işletmecileri var, ÇAYKUR ve özel çay işletmecileri. Çay tüketicileri var, bütün Türkiye çay tüketicisi. Bir de yarıcılar var yani çay üreticileri iki kısımdır; bir, mal sahipleri, bir de yarıcılar var ve çay işçileri var, çoğu Gürcistan vatandaşı olan çay işçileri.

Çok ciddi problem var bölgede değerli arkadaşlarım. Yaklaşık 1 milyon insan çaydan geçiniyor, başka herhangi bir gelir kaynağı yok ve her gün bölgede çayla geçim zorlaşmaktadır, sıkıntı yaşanmaktadır ve bölge hâlâ azalmış olmakla beraber göç veren bir bölge.

Bakın, çok ciddi problemler var ama en büyük problem, çay üreticisi "Ben çayımı satamıyorum, çayımı istediğim fiyatta satamıyorum. Devlet bana çay ekim izni vermişti, çay ektim. Artık o topraklarda çaydan başka bir şey ekilmiyor çünkü yetmiş seneden beri kimyasal gübre kullanılıyor ve o toprak toprak olmaktan çıkmıştır, başka hiçbir şey yapamam. Bugün çayı kaldırsam on sene oraya hiçbir şey ekemem ama bana verdiği sözü tutmuyor, geçinebileceğim kadar para kazanamıyorum. Niye kazanamıyorum? Çünkü devlet görevini yapmıyor." diyor.

Bildiğiniz gibi, değerli arkadaşlarım, çay daha önceden devlet tekelinde işleniyordu ama 1983 yılından başlayarak özel sektör de çay işletme işine girdi ve o günden bugüne özel sektörle ilgili çok ciddi sıkıntıları var bölgedeki çay üreticilerinin. Niye sıkıntıları var? Herkesi suçlamıyoruz, özel sektöre de ilkesel olarak karşı çıkmıyoruz ama istismar yapılıyor, çay üreticileri devlet eliyle sömürülüyor. Nasıl oluyor? Size anlatayım değerli arkadaşlarım. ÇAYKUR'un kendi resmî sitesinde günlük 9.100 ton çay işletme kapasitesi olduğu söyleniyor. Genel Kurulda bir milletvekili bunun 9.500 ton olduğunu ifade etmişti ama ÇAYKUR sezon geldiği zaman maalesef kota ve kontenjanla, kota dediğimiz şey dekar başına birinci sürgünde 500 kilogram dedi, kontenjan da günlük 50 kilogramla başlıyor, bir gün sonra 30'a, bir gün sonra 15'e, bir gün sonra da 10 kilograma indiriyor. Böyle olunca da çay yaprağı orada durmuyor, koparacaksınız, kopardığınız gün de teslim edeceksiniz, yoksa bozuluyor. Teslim edemediği, ÇAYKUR'a satamadığından dolayı gidiyor özel sektöre satıyor. Özel sektör ne yapıyor? Özel sektör maalesef 3 lira 10 kuruş, 3 lira 3 kuruş olan çayı gidiyor 1,80'e kadar indiriyor ve alıyor değerli arkadaşlarım, üreticinin başka çaresi yok. Oysa eğer ÇAYKUR gerçekten sözünde dursa ve dekarından 500 kilogram çay alsaydı 45 gün devam etmiş kampanya 390 bin ton çay alacaktı. Kapasitesi oranında çay alsaydı 420 bin ton çay alacaktı, öyle olunca da özel sektör fabrikasını çalıştırmak için gerçek fiyatıyla yaş çay alacak ve işletecekti. Burada devlet eliyle ciddi bir sömürü vardır değerli arkadaşlarım. Çayın daha başka çok ciddi problemleri var, bölgenin ciddi problemleri var, bunlar konuşulabilir, tartışılabilir. Bunun ortadan kaldırılması için bu işin araştırılması gerekiyor. Bu kürsüden defalarca çayın ve çaycının problemlerini konuştuk, araştırma önergeleri verdik, bu konuyu araştıralım, nedir, bütün tarafların sorunlarını masaya yatıralım dedik ama iktidar partisi hiçbir zaman yaklaşmadı.

Değerli arkadaşlar, çözüm açıktır, ÇAYKUR normal bir şekilde çalışacak, devlet kuruluşu, vatandaşın kuruluşu olarak çalışacak, taban fiyatı uygulayacaksınız. Diyeceksiniz ki: "Çayı şu paranın altında asla ve asla kimse alamaz." Bu bir seçenektir. İkinci seçenek ve çok daha önemlisi doğru olan belki ÇAYKUR'un verdiği…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Bekaroğlu lütfen.

Buyurun.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - …fiyattan da daha yüksek fiyattan satabilir, o zaman ÇAYKUR kendi günlük işletme kapasitesini tam kullanacak, 9.100 ton çay işleyecek, bu çayı alacak, böyle olunca da özel sektör fabrikasını işletmek için gidecek yaş çayı fiyatıyla alacak, belki de fiyatından fazla alacak değerli arkadaşlarım. Evet, ÇAYKUR'un, şu anda çaycının en temel problemi bölgede açgözlü özel sektör devlet ve devlet görevlileriyle iş birliği yaparak bölge insanını sömürmektedir.

Değerli arkadaşlarım, bakın, en temel problem bu. Eskiden tekel vardı, devlet tekeli, şimdi özel sektör dediğimiz 10 tane firmadır değerli arkadaşlarım. 150 tane firma vardı, bunların tamamını batırdılar, 10 tane firmadır, alıyorlar, ucuza işliyorlar, ondan sonra bir kısmı da gidiyor kaçak çayla harmanlıyor ve satıyor, milleti sömürüyor değerli arkadaşlarım, 1 milyon insanı geçiminden mahrum ediyor. Bu önergeyi destekleyin, hep beraber konuşalım ve hep beraber tedbirleri alalım.

Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - İYİ PARTİ Grubu adına Sayın Örs…

Hüseyin Bey, buyurun. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilen Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yapılan çay üretimindeki sorunların araştırılmasına yönelik önerge hakkında İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, kısaca çay üretimi ve işletmesindeki sorunları özetleyecek olursak; çay üretimi ve işlenmesinde yaşanan sorunlar, çay işletmelerinin yapısal bozuklukları, yüksek üretim maliyeti, bozulan üretim-tüketim dengesi, ihracat olanağının sınırlılığı nedeniyle artan stokların getirdiği ilave maliyetler şeklinde özetleyebiliriz.

Değerli milletvekilleri, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde, Gürcistan hududundan Fatsa'ya kadar uzanan bir bölgede, yaklaşık 781 bin dekar alanda üretimi yapılan bir üründen bahsediyoruz. Bu bölgede yaklaşık 200 bin ailenin tek geçim kaynağı olan çayın sorunlarını konuşuyoruz. Bugün bölgede, baktığımız zaman, çay üreticimiz mağdurdur; Rize'deki çay üreticimiz, Trabzon'daki çay üreticimiz, Artvin'de, Giresun'da ve onun ilçelerinde yaşayan çay üreticilerimiz sıkıntılıdır. Buradaki üreticilerimiz ÇAYKUR'un uygulamalarından, Hükûmetin fiyat politikalarından şikâyetçidirler. Açıklanan yaş çay taban fiyatı kesinlikle enflasyonun karşılığı değildir. 2020 Mayıs ayına kadar çayımızın taban fiyatı 2,90 TL olarak ilan edilmişti ama tüm tüketim maddelerindeki yüzde 100'lere varan zamlara baktığımız zaman, üreticinin eline geçecek para o güne varmadan, daha ilk aylarda eriyip gidiyor. Bir de bu yetmezmiş gibi, devlet kota ve kontenjan uygulamasını ilk günden başlatınca, toplama zamanı gelen çaylar toplandığında üretici bunu satamıyor. Satamayınca ne yapıyor? Dolayısıyla özel sektörün kapasına gitmek zorunda kalıyor. Özel sektör düşük fiyattan, bir yıl vadeyle çay almaktadır; çay üreticisinin de, bu şekilde, mağduriyeti devam etmektedir.

Değerli milletvekilleri, sektörde yaş çay alımlarının en önemli belirleyicisi olan ÇAYKUR'un rasyonel olarak ham madde alımı planlaması yapamamasının; hasat edilen çayların, farklı kalitede de olsa, aynı fiyat üzerinden satın alınmasının; çay tarımı, sanayi ve pazarlamasını yönlendiren kuruluşlar arasında eş güdüm ve işbirliğinin yetersiz olmasının yol açtığı sorunlar da çay üretiminin istenilen verim ve kalitede olmamasının başlıca nedenlerindendir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Bölgenin neredeyse en önemli geçim kaynağı hâline gelen çay sektörüne 1984'ten sonra özel sektörün de girmesi, arz fazlası yüzünden kayıt dışı yaş çay alımı standartlara uygun olmayan çay üretimine neden olmuş, üreticilerin ödemeleri geciktirilmiş, sigortasız, sendikasız ve kaçak işçiler çalıştırılmıştır. Bu durumdan devletin vergi gelirleri de olumsuz yönde etkilenmektedir.

Son bir şey daha söyleyeyim: Çay bitkisinin ekonomik verim yaşı 50 olarak kabul edilmektedir; bu yönüyle değerlendirdiğimizde, bölgemizdeki çaylıklarımızın ekonomik ömürlerinin de dolmakta olduğunu görmekteyiz.

Bu nedenle, burada sıralamaya çalıştığım sorunların, problemlerin araştırılması, çözüm önerilerinin getirilmesi noktasında verilen önergeyi desteklediğimi ifade ediyor, hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Evet, Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Sayın Çepni.

Buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)

HDP GRUBU ADINA MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.

Genel Kurul ve değerli halkımız; Karadeniz Bölgesi'nde bir oyun oynanıyor ve bu oyunda ÇAYKUR batıyor, üretici açlıkla karşı karşıya, halk yoksullukla karşı karşıya; kazanan bir tek taraf var, o da şirketler, özel şirketler.

Afrikalı bir köylü Avrupalı sömürgeciler için şöyle diyordu: "Onlar geldiklerinde İncil onların elindeydi, toprak bizim elimizde fakat bir süre sonra İncil bizim elimizdeydi, toprak onların elinde."

Evet, Karadeniz, milliyetçilikle, savaş siyasetiyle esir alındı; yetmedi turizm, HES ve inşaat projeleriyle halkımız kandırıldı. Yani şöyle kandırıldı: İş vaadiyle kandırıldı, kalkınma vaadiyle kandırıldı oysa tablo tam tersi.

2017 yılı itibarıyla toplam yaş çay alımında ÇAYKUR yüzde 42, özel sektör ise yüzde 58 çay almış. Yine, tarım alanları, ekim alanları bu süreçte 834.889 dekar alandan 781.334 bine düşmüş, üretici sayısı 241.176'dan 197.169'a düşmüş; yani tümüyle bir çöküş yaşıyor Karadeniz Bölgesi.

Taban fiyatı 3,3 TL açıklandı fakat gerçekte yaşanan şey 1,8 ya da 1,9 TL üzerinden gerçekleşiyor. Taban fiyatının açıklanmasından sonra ÇAYKUR'un çay almaması üreticiyi özel şirkete mahkûm etmiş durumda yani almak zorundasınız. Yani açlığı ve yoksulluğa doğrudan bir yönlendirme söz konusu. Bizim burada önerilerimiz şunlardır.

Bir: ÇAYKUR düzenleyici kurum hâline gelmelidir, özelleştirme politikalarından vazgeçilmelidir, özerk ve katılımcı yönetilmelidir ÇAYKUR.

İki: Kota uygulamasından vazgeçilmelidir. Taban fiyatı üreticinin, sendikaların katılımıyla belirlenmelidir. Özel şirketlerin taban fiyatına uyması zorunluluk hâline getirilmelidir. Karadeniz'de monokültür tarım modeli terk edilmeli, bu kapsamda detaylı çalışmalar yapılmalıdır.

ÇAYKUR'un batırılması, üreticinin yoksullaştırılması politikası Karadeniz'de sermayeden yana siyasetin doğrudan sonuçlarıdır. Karadeniz halkımız bu soygun siyasetine karşı, bu açlık ve yoksulluk siyasetine karşı sesini yükseltmelidir ve bu konuda biz de elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız ve önergeyi destekliyoruz.

Teşekkür ediyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Sayın Günnar.

Buyurun Sayın Adnan.

AK PARTİ GRUBU ADINA ADNAN GÜNNAR (Trabzon) - Sayın Başkan, çok kıymetli milletvekili arkadaşlarım; Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yapılan çay üretimindeki sorunların araştırılması amacıyla açılması istenen Meclis araştırması önergesi hakkında AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyor ve bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye, çay tarım alalarının genişliği bakımından dünyada üretici ülkeler arasında 8'inci sırada, kuru çay üretimi yönünden 5'inci sırada, yıllık kişi başına tüketim bakımından ise 4'üncü sırada yer almaktadır. Çay tarımında çalışan faal nüfusun yaklaşık 250 bin kişi olduğu tahmin edilmektedir. Sayın Bekaroğlu'nun ve arkadaşlarının vermiş olduğu önergede nüfusun çay üretimindeki düşüşle alakalı olarak azaldığı ifade edilmektedir. Oysa internet sitelerinde, Türkiye İstatistik Kurumunun sitelerinde de görüleceği üzere, Trabzon'da, Rize'de ve diğer Karadeniz illerinde şu anda nüfus artışı epey yükselmiştir, rakamlarla çok basitçe örnek vermek istiyorum. 2008 yılında 748.982 olan Trabzon ilinin nüfusu, 2018 yılında 807.903'e çıkmıştır; devam ediyorum, 2008 yılında 319.410 kişi olan Rize'nin nüfusu, 2018 yılında artarak 348 bine çıkmıştır.

2002 yılında yaş çay alım fiyatı 32 kuruş iken, her yıl ortalama yüzde 14 ila yüzde 20 oranında artış gerçekleşmiş ve 2019 yılında yaş çay alım fiyatı, tarımsal desteklemelerle birlikte 3 lira 3 kuruşa yükselmiştir. Dolar bazında da sent olarak belirlersek artışları, aynı şekilde, istatistiki olarak sizlere verebilirim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yüzde 60'ını kaça sattı?

ADNAN GÜNNAR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bir de ayrıca, gene, önergede ifade edilen, yaş çay alımıyla ilgili düşüşler olduğundan bahsedilmekte ancak 2010 yılı ile 2019 yılını karşılaştırdığımızda 1 milyon 305 bin tondan, 1 milyon 475 bin tona çıkılmıştır ve arkadaşlar, özel sektör ve ÇAYKUR alımlarıyla ilgili kıyaslamayı yaptığımızda, 2010 yılında 590 bin ton alım yapılırken 2018'de ise ÇAYKUR 732.500 ton alım yapmış, özel sektör 715 ila 742 bin ton arasında kalmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Günnar.

ADNAN GÜNNAR (Devamla) - Bütün dünyada çay, özel sektör tarafından toplanmakta iken üreticinin yanında olan Hükûmetimiz, başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve bölge milletvekilleri olarak biz ÇAYKUR ve desteklemeler üzerinde çayın fiyatını sübvanse ederek yükseltmekteyiz.

Kıymetli arkadaşlar, ayrıca çayda bir teşvik daha yapmaktayız ki dünyada öncü ülkelerden birisi olma pozisyonuna doğru geliyoruz. Organik çay üretiminde de organik gübre üretimiyle ilgili çalışmalarımız hızla devam etti, bitme aşamasında ve organik çay tarımında da dünyada önde ülkelerdeyiz.

Size bir tablodan daha örnek vermek istiyorum: İl ve yıllara göre çaylık alan miktarları ise 2001 yılında 766.533 dekar iken -dikkat edin lütfen- 2019 yılında 785.114 olmuştur. Netice itibarıyla, politikalarımızla tüm tarım üreticilerimizin yanında olduğumuz gibi, bilhassa çay üreticilerimizin yanında olduğumuzun göstergelerini size istatistiki olarak belirttik ve neticede özel sektörün yükselişinden ziyade, çay üreticisinin yükselişine katkıda bulunmaya çalıştık.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - ÇAYKUR şu anda ne kadar zararda, haberiniz var mı?

ADNAN GÜNNAR (Devamla) - Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyor ve önergenize katılmadığımı beyan ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkanım…

BAŞKAN - Kabul edenler…Etmeyenler…

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkanım, bir dakika.

BAŞKAN - Kabul edilmemiştir.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Söz istiyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Ya, her söz isteyene söz verecek olursam bu işin sonu gelmez.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ama dinlemek zorundasınız, vermeyebilirsiniz söz.

BAŞKAN - Müsaade edin.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İsmimi vererek, doğruyu söylemediğimi…

BAŞKAN - Müsaade eder misiniz Sayın Bekaroğlu. Yani birbirimizi çok iyi tanıyoruz yukarıdan.

Teşekkür ediyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tamam ama ben söz talep ediyorum.

BAŞKAN - Yerinize oturun lütfen.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Belki de kanaati değişecek, orada konuşmak istiyorum izin verirseniz.

BAŞKAN - Yerinize oturun.

Değerli arkadaşlar, konuşmalar sırasında 3 arkadaşımızın ismi geçerek mesele tartışma konusu olmuştur.

Sayın Beştaş, siz yoksunuz bunun içerisinde, Sayın Taşdemir var.

Buyurun Sayın Taşdemir.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Sayın Başkan, Bingöl, Mardin ve Munzur Üniversitesinde yaşanan taciz olaylarına ilişkin partimizin verdiği araştırma önergesi üzerine söz hakkı aldım.

Bu konuşmada yani kürsüde konuşurken benim açık konuşmadığım iddia edildi. Ben gayet açık ve net konuştum. Taciz olaylarını teker teker anlattım ve bu taciz olaylarının faillerinin kimler olduğunu da açıkça ifade ettim.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sistematik olduğunu ispat edin.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Anlamak istemeyenler araştırıp yüzleşecek, aslında neler olduğunu da göreceklerdir. Öyle sağa sola çekerek bütün bu taciz olaylarını meşrulaştırmanıza biz izin vermeyeceğiz. Ben sadece rakamları verdim, taciz ve tecavüze uğrayan kadınların sayısını verdim. Haziran ayı içerisinde 400'ye yakın kadın mağdur olmuş bu durumdan. Bunlar sistematik değil de nedir o zaman? Size de ben bu soruyu sormak istiyorum.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sistematiğin ne olduğunu çok iyi biliyorsunuz. İspat edin onu.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Onu siz ispatlayacaksınız.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - İddia sahibi sizsiniz.

BAŞKAN - Sayın Bak…

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Konuşmacı, Rize milletvekillerinin önergeye imza atmadığını ifade etti. Rize milletvekillerinin ve bölge milletvekillerinin -iktidar partisindekilerin- birinci gündemi çaydır. Çayla ilgili olarak her yıl Tarım Bakanımız Rize'ye gelir, fiyatı açıklar; orada ticaret borsasıyla, ticaret odasıyla toplantı yapar, üreticilerle toplantı yapar. Biz Tarım Bakanlığında en az 3-4 defa toplantı yaparız, çayın geliştirilmesiyle ilgili toplantılar yaparız. Şunu da hatırlatmak isterim: Çay daha önce tarlada kalıyordu, denize dökülüyordu, şimdi çay üreticisi çayını sattığı zaman bir ay sonra hesabına parası yatıyor, budama parası yatıyor. ÇAYKUR şu anda yatırımlarına devam ediyor; 6 bin tondan 9 bin tona çıkmıştır. Yeni fabrikalar yapılmaktadır, paketleme fabrikası yapılmıştır. ÇAYKUR bu sektörü regüle etmektedir. Özel sektör de 2017 yılında taban fiyatın üzerinde çay almıştır. Dolayışla bizim talebimiz: Üreticilerimiz çay toplama işini iki-üç günde değil, çay aile tarımı olduğu için bir sürece yayması lazım. ÇAYKUR bu konuda uyarılarda bulunuyor. Üreticimiz bunları takip ederse hiç kimsenin mağdur olmayacağı bir ortama gideriz.

Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu…

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bak herhâlde Rize'ye gelmiyor.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Geçen hafta cuma günü oradaydım, yarın da oradayım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bakın, çay 3 lira 3 kuruşla değil, ortalama 1,90'la satıldı.

Denize dökülmesi, çürümesi milattan önceydi, milattan önce, bunu unutmayalım.

Rize'nin ve çayla geçinen Artvin'in o Arhavi, Hopa, Borçka ilçeleri ve Trabzon'un da çayla geçinen ilçelerinin nüfusları azalmaktadır.

Organik çayla ilgili söyledikleri, baştan doğruydu ama şu anda organik çayla ilgili geri adımlar atılmıştır, vazgeçilmektedir organik çay ve organik gübreden.

Arz ederim efendim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Efendim, ismimi zikrederek benim bölgede bulunmadığımı ifade etti. Tutanaklara geçmesi için söylüyorum: Geçen hafta cuma günü oradaydım, yarın da orada olacağım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yani çayla geçinmiyorsun demek istedim.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ben de çay üreticisiyim, çay koçanım var, ailem çay tarımı yapıyor dolayısıyla 2,5 yaprak çay toplamış birisiyim.

ATİLA SERTEL (İzmir) - İstanbul'da geziyorsun ama Osman Aşkın Bak.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Dolayısıyla kendisine, bir milletvekiline bu şekilde söylemesini yakıştıramadım ama kendisi gelmiyor, kendisi İstanbul milletvekili. Rize milletvekilleri olmadığı için böyle konuşuyorlar.

Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Bak, çayın denize dökülmesinin de milattan önce olduğunu ifade ettiği için zaten aranızda bayağı bir jenerasyon farkı var.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Doğru, doğru.

Teşekkür ederim.