Mesafe kısa sayılır, yaklaşık 50 kilometre. “Küçük araçla beş kişi rahat gideriz” dedik ve yola koyulduk.
Faaliyetin türüne karar vermek de zor olmadı: Mevsim hamsi mevsimi!
Dönüşte Hemşin girişindeki taş caminin önünde hamsimizi yeriz diye plan yaptık.
Alışveriş listemiz de hazırdı: 3 kilo hamsi, 1 kilo turşu, yarım kilo helva, 6 ekmek…
Ama Mehmet, “yoldan gelen olur, bir ekmek de fazla alalım” dedi.
Ağzına sağlık! Rahmetli babaannem Manatun Emine de hep derdi.
“Misafir gelir, o gelir bu gelir, ekmeğiniz fazla olsun.”
Biz de 8 ekmek aldık — hem de mis gibi Hemşin köy ekmeği.
Köprüde Tarih, Vadide Huzur
Yarım saatlik yolculuğun ardından ilk durağımız, Pazar-Hemşin yolundaki tarihi dört gözlü köprü oldu. Asırlara meydan okuyan bu taş köprü, yaklaşık 10-15 yıl önce restore edilerek bugünkü görkemine kavuşmuş. Hâlâ Hemşin Deresi’nin üzerinde dimdik ayakta, tarihe tanıklık ediyor.
Yola devam ettik. Hemşin Vadisi’ni gözetleyen, adeta bir “şahin yuvası” gibi yükselen Ciha Kalesi karşımızdaydı. Kısa bir kale turu yaptık, Trabzon’dan gelen doğaseverlerle tanıştık, kaleyi fotoğrafladık. Tarihin, doğayla nasıl iç içe geçtiğini bir kez daha hissettik.
Akyamaç Tabiat Parkı’nda Sonbahar Ezgisi
Sonraki durağımız Akyamaç Tabiat Parkıydı.
Ahşap ve taş yürüyüş parkuru, engelsiz olarak inşa edilmiş. Yorucu olmayan bir tırmanışla sonbaharın kalbine daldık.
Sarı tonlara bürünmüş ağaçlar, minik şelaleler, gökyüzünün mavisini süzen dar bir vadi…
Bir fotoğraf karesinden çok daha fazlasıydı bu manzara; adeta doğanın kendi şiiriydi.
Ve Hamsi Vakti!
Saat 14.30 sularıydı. Artık dönüş ve hamsi faslı vakti gelmişti.
Hemşin girişindeki taş caminin bahçesine yerleştik.
Mehmet Abay eldivenlerini takıp hamsileri ayıklamaya başladı — üstelik özel yöntemiyle, kafasıyla birlikte kılçıkları da alarak!
Amcaoğlu Ekrem’le birlikte ocağı yaktık, tavaları hazırladık.
Mısır unu ve zeytinyağıyla hamsiler tavanın üstünde kızarırken mis gibi koku vadiye yayıldı.
Beş kişi, beş tava hamsi…
Yanında turşu, helva, ekmek…
Bir Karadenizli için bundan daha güzel bir sofra olabilir mi?
Ramazan Usta ve Hüsamettin Kaynakçı masayı kurdu, servis hazır.
Hamsi, turşu, helva…
Kim tutar bizi artık!
Bir Günün Hesabı ve Hatırası
Günün maliyetini de not düşeyim:
100 kilometrelik gidiş-dönüşe 500 TL mazot,
3 kilo hamsi 250 TL,
1 kilo turşu 100 TL,
8 ekmek 150 TL.
Limon soğan vs.
Toplamda 1.200 TL civarı…
Beş kişi bölüştük, kişi başı 240 TL’ye bir doğa şöleni, tarih gezisi ve hamsi ziyafeti!
Bir tabak yemek fiyatına dolu dolu bir gün…
Son Söz
Bu satırları okuyanlara tavsiyem:
Yapraklar tamamen dökülmeden, doğa rengini kaybetmeden Hemşin Tabiat Parkı’nı mutlaka ziyaret edin.
Kendinizi doğanın kucağına bırakın, tarihle ve su sesiyle nefes alın.
Ben bir gezgin, bir doğa fotoğrafçısı olarak söylüyorum, Demedi demeyin…
Emin Kanbur
Doğa Gezgini ve Doğa Fotoğrafçısı.