Bizler, olgun, ergin, yetişmiş iyi insanlar olarak; sorumluluklarımızı, görevlerimizi, ödevlerimizi, yükümlülüklerimizi zamanında, eksiksiz olarak yerine getirmeliyiz. Her işimizi, görevimizi; hakkıyla, hakkaniyetle, önceden en iyi şekilde, yüksek uzmanlarla planlayarak, programlayarak, projelendirerek yapmalıyız. İlgisiz, vurdumduymaz, sorumsuz asla davranamayız. Bozuk bir davranış; bozuk, anormal, kul hakkına giren, zalimce sapkın davranış olur. Böylesi bir bozuk, ilgisiz sorumsuzluktan, Allah’ta, insanlarda, hayvanlarda, doğada razı olmaz, hoşnut olmaz, memnun kalmaz. İki âlemde şikâyetçi olur.
Müslüman, her işini bilerek, ustalıkla yapar. Böyle yapması içinde, işin her aşamasında kalifiye, uzman, yetenekli, becerikli, işi severek yapan, insanlar çalıştırır. “İdeolojik nedenlerle işe eleman olmaz. Böyle alanlar, hem millete hem kuruma büyük zararlar vermektedir. Bugün bunu İstanbul BŞ. Belediyesi’nde görüyoruz. Uzman 15 bin işçiyi ideolojik nedenlerle işten atıp, yerlerine ideolojik nedenlerle; 45 bin işçi alması; büyük kenti yönetilemez hale soktu! Terörle bağlantılı kişiler de, işe alındığından, yargı soruşturma başlattı. Alınan bu ideolojik anarşist kişiler, toplu taşıma araçlarıyla sürekli kaza yapıyor!
Karla mücadele araçlarının bakımı yapılmadığından, 548 tanesi arızalanarak yolda kaldı. Bunun yanında toplu taşıma otobüsleri de arızalanarak, yolda kaldı! Her iş, her işlem, her araç- gereç, malzeme; bakım, onarım, ilgi, iyileşme ister. Maddeler, cisimler, eşyalar, hayvanlar, bitkiler, insanlar; hep böyledir. Öyle, saldım çayıra, Mevla’m kayıra, demekle işler yürümez.
Otobüsler bakımsız! İtfaiye araçları bozuk, hortumları patlak! Yangına gidiyor. İşlevini yapamadığından, bina; yandı, bitti, kül oldu! Kentin çiçeklerini bile atık sularla sulayamadıklarından, çiçekleri kopardılar! Arıtma tesislerini çalıştıramadılar. Çöpleri zamanında toplayamadılar. Arıtma tesisi yapmama töreni düzenlediler! Marmara Denizini 3 yılda Müsilaj yapıp, canlıları yok ettiler!” Başkan da 19 km. uzağa karda gidebilmek için kendine özel yol açtırıyor. Eski İngiliz ajanı ile kafayı çekiyor! 48 bin liralık yemek, balık faturasını da belediyeye fatura ettiriyor.”
İstanbul BŞ. Belediyesi tuz yerine karlı yollara kum döküyor! Kum daha çok kaydırır. Daha kötüsü; mazgal deliklerinden kanalizasyon borularına akarak, boruların tıkanmasına neden olur. Bir iş yapmadan önce; stratejik plan, program, proje, verim, araştırma, geliştirme, inovasyon, algoritma, işi her boyutu ile düşünme yapmalı. Ama bunun içinde kalifiye eleman olmak gerekir. Bu işler sarhoş, ayyaş kafayla, bozguncu anarşistlerle, teröristlerle olmaz. Olmadığını binlerce kez gördük!
Bu durum Çankaya Belediyesi’nde de olmuştu. Belediye Başkanı; bu yamyamları çalıştıramıyorum, doyuramıyorum, diye yakınmıştı.
Bu durum, ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki 100 taneden fazla belediyede, iki seçim döneminde de oldu. Bölücü terör yanlısı siyasi parti, belediye başkanlıklarını aldı. Bu belediye yönetimleri, terör örgütü tarafından belirlendi. Belediyeye teröristler işe alındı. Belediye yönetimlerini, olanaklarını, araç- gereç, malzemelerini terör işinde kullandılar. Yasadışı hareket eden bu belediyelerin yönetimlerine, hükumet iki dönemdir kayyum atamaktadır.
Müslüman böyle meşru olmayan, yasal olmayan, haram, günah olan işler asla yapmamalı. Her işi, görevi hakka, hukuka uygun, meşru şekilde dosdoğru, dürüstçe yapmalı. Müslüman’a bu yakışır, yaraşır. Başka türlüsü mümin ve Müslüman işi asla olmaz.
Müslüman; ahlakı en güzel olan insandır. İşi, görevi; ekibiyle en iyi şekilde planlar ve yapar. Yine bir örnek verelim: “ 2000- 2005 yılları arasında İlçemizin, Akçat Beldesi’nde öğretmenlik yapıyordum. Kar yağacağı zaman, kar yağmadan, greyder, Akçat’a gelirdi. Bayır aşağı sabahleyin erkenden yolu açardı. Bizde, 13 öğretmen açık olan yoldan okula gidip, gelirdik. Akçat, İlçemize 13. Km. uzaklıkta bir dağ köyüdür. Yolu bozuk, kendi rakımı yüksek bir yerdir. Rakımı 350 metreden çoktur.
Dönemin Kocaeli BŞ. Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu her köye kadar ulaşırdı. Hem de kar yağmadan önce araçları köylere gönderirdi. Bunu diğer maneviyatı yüksek olan samimi mümin başkanlarda yapardı. Ankara, Konya, Kayseri ve yüzlercesi hep en ideal anlayışı uygulardı. Maneviyatı olmayanlarda; anarşi, şiddet, terör, çalma, hırsızlık, teröre yardım ve yataklık etmekle uğraşırdı. Onların durumları hiç iyi değildir!
Merhum İstanbul BŞ. Belediye Başkanı Kadir Topbaş; kış gelmeden önce, sonbaharda kış hazırlığını yapardı. Tuz ve solüsyon ihalesini yapardı. Karla mücadele araçlarının bakımı yaptırılır. Ekip tatbikat yapardı. Ara sokaklara belki giremeyiz, diye, 10 bin çuval tuz bırakırdı. 2017 de 120 cm. kar yağmasına rağmen bir sıkıntı olmamıştı. Bunları yazmamın nedeni; sizlere örnek oluştursun, diyedir.
Başkan Kadir Topbaş, Allah cc. Rahmet etsin. Personelini kar ile mücadeleyi öğrenmek, eğitimini almak için Moskova’ya göndermişti. O deneyimli, uzman personel, yeni başkan tarafından işten gerekçesiz atıldı. 15 bin personeli telefon mesajı ile işten attılar. Onlar, kendinden olmayana, yaşama, okuma, çalışma, hukuki haklarını yerine getirme; fırsat ve olanağı vermez. Ama bunda devletin de büyük suç payı vardı. Çalışanın, çalışma güvencesi olmalı. Mahkemelerde hakkını alabilmeli. Demek ki, ne hukuk var nede adil yargı!
Müslüman, işin uzmanı olmalı. Kendini yetiştirmeli. Kurs ve eğitimlere katılmalı. Ekibi de yetiştirmeli. Ekip, uzman, işini seven kişilerden oluşmalı. Cesur olmalı. Çok çalışkan, iş bilir, iş yapar olmalı. Becerikli olmalı. Atılımcı, girişimci, tatlı dilli, güzler yüzlü, zararlı ve kötü alışkanlıkları olmayan olmalı. Saygın ve saygılı olmalı. Halkı, toplumu tanımalı. Halkın kınayacağı işler yapmamalı. “ İşe layık değilsen, o işe aday olmamalı.”
Hoşgörülü, saygılı, lütfen diyebilen, selam veren, hal hatır soran, sabırlı, kanaatkâr olmalı. Sorumlu kişi olmalı. Yardımsever, vefalı olmalı. İyi bir Müslüman olmalıyım deyip, nasıl olman gerektiğini öğrenmeli. Öyle ideolojik sapkın görüş, felsefi sapık görüş kişiliğinde olmamalı. O görüş ve düşünceler, insan doğasına ters, zıt, aykırı saçmalıklardır.
İyi bir insan, güzel ahlaklı insandır. Güzel ahlaklı insan, güzel bir Müslümandır. Gerçek, dürüst bir Müslümandan hiçbir insan, hiçbir varlık zarar görmez. Görmemeli. Görüyorsa, sözünde değildir. Göründüğü gibi değildir. İki yüz yüzlüdür. Oda Müslüman değil, olamaz! Münafıklar Müslüman değildir. Hatta kâfirlerden çok daha tehlikelidir.
Müslümanın başlıca sıfatları; dosdoğru, dürüst, adil, eşitlikçi, yüksek ahlaklı, sözünde duran, güvenilir, istikameti hak ve bilim üzere olmasıdır. Samimi, dindar, bilge olmasıdır. İçi ve dışı güzeldir. Hal ve hareketleri harikadır. Şahanedir. Çok iyi ve güzeldir. Hayırlı, yararlı işler yapandır. Yardım edendir. Allah cc. İçin hakça, hukukça çalışandır. İnsanların ve canlıların sıkıntısını giderendir. “Yaşatandır. Öldüren değildir.” “Emanete, vatana, millete, devlete, insana, hayvana, doğaya zarar vermeyendir. Zarar verenden zalim olur. Müslüman olmaz.” Herkes aklını başına toplamalı. Hakça, hukukça, kul hakkına dikkat ederek davranmalı.
Allah cc. Kur’an’da mealen buyuruyor: “ Bir kişiyi öldüren, bütün insanları öldürmüş gibidir. Bir kişiyi yaşatan, tüm insanları yaşatan gibi sevap alır.”
Müslüman, öldüren değil; yaşatan, koruyan, gözeten, yardım eden, geliştiren, elinden tutan, yardım eden olmalı. Kırmamalı, incitmemeli. Zalim olmamalı. İnsanlık ve Müslümanlık bunları, olumlulukları gerektirir.
Müslüman, yalan söylemez. İftira atmaz. Söz verince sözünde durur. Emanete hainlik, ihanet etmez.
Müslüman, sabırlıdır. İşinde sebat edendir. Hoşgörülüdür. Görgülüdür. Kaba- saba, hanzo, moloz değildir. Kur’ân ahlaklı, peygamber ahlaklıdır. Yemin etmez, yalan söylemez, iftiracı olmaz. Hiçbir olumsuz özellik göstermez. Müslüman, iyi, güzel, hoş konuşur ve davranır. Argo ve sokak dili, cahil- cühela, çapulcu dili ve davranışları göstermez.
Müslüman; 1- Allah’a karşı olan görev ve sorumluluklarını bilir, kabul eder ve de harfiyen yerine getirir. “Sadece sözle Müslümanlık olmaz. Sadece sözle dua olmaz. Bu işler, fiili- eylemli, davranışlıda olmalıdır. Davranışlı olması çok daha iyi, faziletlidir.”
1- Müslüman, Kur’ân, sünnet, ilim, irfan, hikmeti esas alır. Allah’ın yarattığı her varlığa en güzel şekilde davranır. O varlık ister mümin, ister kâfir, ister hayvan, bitki olsun, hiç fark etmez. Müslüman, kötülük, zalimlik, haksızlık yapmaz. Müslüman onurlu, güzel, ideal varlıktır. Kendine uygun davranmalıdır. Kâfire ve hayvana haksızlık etmenin cezası daha ağır gelir!
2- Müslüman, kendine, Rabbine, ailesine, akraba, komşu, arkadaşlarına, çevreye, doğaya karşı görev ve sorumluluklarını öğrenir ve eksiksiz yerine getirir.
3- Müslüman, vatana, millete, devlete, bayrağına, görevine karşı görev ve sorumluklarını öğrenir. Görev ve sorumluklarını eksiksiz yerine getirir.
4- Peygamberimiz gibi hassas, adil, merhametli, düşünceli, düşünen, şefkatli, müşfik, sabırlı, fedakâr, anlayışlı, nazik, kibar, zarafetli, duyarlı, saygılı, sorumluluk sahibi olmalı.
5- Ev işlerinde eşimize, çocuklarımıza yardımcı olmalı.
6- Hoşgörülü, ince davranmalı. Kırmamalı, incitmemeli.
7- Ailenin ekonomik durumunu iyileştirmek, israf etmemek, ekonomik yaşamak için planlı ve helal işlerde çalışmalı. Bütün peygamberler alın terleri ile kazanırdı. Yardım almazlardı. Yardım ederek, kendilerini bile maddi sıkıntıya sokarlardı.
8- Haram, günah işler içinde olmazlardı. Evlenirken bile en iffetli, dürüst karşıt cinsle evlenirlerdi. Her zaman toplumun en iyileri peygamberler olmuşlardır.
9- Peygamberimiz eşleri, çocukları da çalışırdı. Kızı Zeynep, deri işlemeciliği yapardı.
10- Peygamberimiz, aile bireyleri, eşleri ile zaman geçirdi. Önemli kararları eşleri ile birlikte alırdı. Eşlerine sevgilerini dile getirirdi. Çocukları ile oynardı. Torunları Hasan ve Hüseyin ile de oynardı. Peygamberimiz üzüntü, keder, sevinçlerini eşleri ile paylaşırdı. Akraba, komşu ve insanlarla en iyi şekilde geçirdi. Bizlerde peygamberleri, peygamberimizi, âlim ve veli insanları kendimize örnek almalıyız.
11- Peygamberimiz, Allah’a ve Allah’ın kullarına karşı görev ve sorumluklarını en iyi şekilde yerine getirirdi. Bizde peygamberimizi ibadette, sosyal yaşantıda kendimize örnek almalıyız. Gidip de, dünyanın en zalim, katil, katliamcıları kendimize örnek, önder, lider görmemeliyiz. Bu sapkınlık, sapma, sapıklık, yanlış olur.
12- Kur’ân yaşantımız, peygamberimiz gibi olmalı. İnsan olarak peygamberimiz gibi yaşamalı. Ahlak olarak peygamberimiz gibi olmalıyız.
13- İlim- bilim- doğru bilgi sahibi olmalıyız. Bir sanatımız olmalı. Sanatkâr olmalıyız. Meslek sahibi olmalıyız. İlmimizin, mesleğimizin gereğini; hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, düzgünlük, hakkaniyetli olarak tam yapmalıyız. Sapma, saçmalama, gevşeklik, ilgisiz davranmamalıyız. Günümüzde devletin 4 milyon 200 binden fazla kamu çalışanı vardır. 200 binin doğru çalışmadığını, görevini hakkıyla yapmadığını üzüntülerimle bildirmek istiyorum. Halkımızı perişan etmektedirler!
14- Bu kişiler halkı, devleti korumakta gevşeklik içindedirler. Hatta hainlik içindedirler. Bu haksızlık yapan kişiler milletimize ve devletimize karşı yükümlülüklerini tam olarak yapmamaktadırlar.
15- Müslüman, kendine, rabbine, halkına, varlığa hizmet etmekle sorumludur. İnsanlara adil ve eşit davranmalı. Herkesin hak ve hukukunu korumalıdır. İnsan olmanın gereği de budur. Dinimizin verdiği hakları, doğuştan getirilen haklar korunup, geliştirilmeli.
16- İnsanların sağlıklı, eğitimli, öğrenimli, medeni, dindar yaşama hakkı sağlanmalı.
17- İyiye, hayra, güzelliğe, yararlılığa, hakka, hakikate, helale, ideale yönlendirmeli. Bunun eğitim ve öğretimini yaptırmalı.
18- Bir insan olarak yapmamız gereken her şey öğretilmeli. Eğitimi verilmeli. Teşvik edilmeli. Kötülükler yasaklanmalı. Kötü insana devlet yönetimi verilmemeli.
19- Köyler, mahalleler, doğa, çevre, kentler, binalar en ideal şekilde; en güzel, iyi, dayanıklı, tertemiz yapılmalı. Kent diye dayanıksız, berbat, rezil, kötü, gecekondulu, sosyal yaşantısı olmayan, ilkel ucubeler yapmamalı. Ülkemizde iyi yetişmeyen mimarlar, mühendisler, belediye yönetimleri, ustaların kötü olması nedeniyle çok berbat bir kent yapılanmasına gidildi.
20- Son 100 yıl içinde 100 bin insanı sadece depremde kaybettik. Şu anda hükumetimiz 7 milyon binanın kentsel dönüşüm ile yıkılıp, yeniden depreme dayanıklı şekilde yapılmasını planladı. Yolar berbattı. Köprüler dayanıksızdı. Sokak ve caddeler dardı. Bu kent değerlendirildiğinde, bunları yapanda ne uzman bilgelik ne de akıl, zekâ, beyin vardır, deniyor.
21- 2002 yılında 19 kentimiz, 2012 yılında tüm ülkemizde, depreme dayanıklı bina yapılmaya başlandı. “Kentsel dönüşüm” adı altında da akılsızlıkla, bilgisizlikle yapılanlar, yıkılmaya başlandı.
Müslümanlığı iyi anlayıp, yaşamamanın tüm acı sonuçlarını; millet, ümmet olarak çok acı şekilde yaşamaktayız. Doğruluk, iffetli olma, emanete hainlik etmeme, adil, eşitlikçi olma, dost, kardeş olma, bağışlama, sabırlı olma, alçakgönüllü olma, sözünde durma, görevi hakkıyla bilimsel ve teknik olarak tam yapma sağlanmalı.
Sözümüz, yazımız güzel olmalı. Davranışlarımız en güzel, iyi olmalı. Bunları yapamıyoruz, yapmıyoruz. Yapmadığımızda; eğitim yapmalıyız, diyoruz. Eğitim, öğretim ama ne? Nasıl, neler eğitimle verilmeli? Bu söylenmiyor. Çünkü İslam eğitimi denemediğinden; eğitim şart deniyor. Zaten okumuş, kariyer yapmış kişiler kötü konuşuyor, yazıyor, davranıyor.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a 38 bin kişi hakaret ettiğinden sorgulanmış veya yargılanmış! Diğer Cumhurbaşkanlarına da 2 bin ile 8 bin arasında hakaret, sövgü, küfür edilmiş! Ülkemizde sapkın sapık bir siyasi parti; Cumhurbaşkanına hakaret suç olmasın, diye, kanun hazırlamış. TBMM’ye sunacakmış! Çünkü en çok onlar küfrediyor, sövüyor, hakaret ediyor. Oysa tüm dünyada, Avrupa’da Cumhurbaşkanlarına hakaret etmek suçtur. Cezası da 1 yıl ile 3 yıl, hatta 5 yıl olan bile vardır.
Sadece Cumhurbaşkanına hakaret etmek suç değildir. Bir insana hakaret etmek de suçtur. Küretmenin fikir, düşünce özgürlüğü ile ilgisi, alakası yoktur. Küfretme, fikir- düşünce değil, aşağılık yaratıkların, zarar veren pis olayıdır. Hiç kimsenin bir başka kişiye hiçbir şekilde zarar vermesi, dinimizde de hoş görülmez. Kul hakkıdır.
Müslüman, böyle küfürbaz, sövgücü, kaba- saba, moloz, adi yaratık olmaz. Cimri, yalancı, iftiracı, kibirli, bozguncu, hırsız, gösterişçi, sarhoş, adi işler yapan, rüşvetçi, devleti ve milleti zarara uğratan asla, katiyen, kesinlikle olamaz. İslam ahlakının ilkeleri, kuralları, kaideleri bellidir. İslam ahlakı ile yaşamayandan Müslüman olmaz.
Müslüman, aklını, zekâsını doğru bilgilerle efendice, kibarca, olgun insanca kullanmalı. Fikri olan medeni insan; olgun, kibar davranır. İyi bir insandan, hiç kimse, hiçbir varlık zerre kadar zarar görmez. Bireye, hayvanlara, doğaya, doğadaki varlıklara asla zarar vermez. Müslüman, kendi hükumetinin düşmanlığını yapmaz. Müslüman, düşmanlarla ittifak, müttefik, işbirliği yapıp; kendi devletine, milletine zarar vermez. Müslüman, Allah’ın aklını, düşüncesini, bilgisini, söylemesini dosdoğru kullanır. Müslüman, akılsızlık, zekâsızlık, yanlışlık, bozukluk, yıkıcılık, düşmanlık etmez. Hiç kimseye düşmanlık yapmaz. Allah cc. Her varlığı, her şeyi zıddı ile yaratmış. Allah cc. insanlara dosdoğru, gerçek olanı, iyiliği, hakkı, hakikati, hayrı tercih etmesini önermiş, tavsiye etmiş, emretmiştir.