İlayda Kılıçay - Robert Sina Badendieck- Efecan Kalafatoğlu / İstanbul, 17 Eylül()-Suudi Arabistan’ın petrol şirketi Saudi Aramco'ya ait 2 tesise silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) saldırı düzenlenmesinin dünyada yankıları devam ederken, saldırı sonrası yatırımcıların güvenli liman talebinin artması altın ve gümüş fiyatlarında da yükselişe yol açtı. Pazartesi günü spot altının ons fiyatı yüzde 1,1 yükselerek 1498 doları aşarken, bugün öğlen saatlerinde ise ons fiyatı 1504 doları buldu. Kapalıçarşı'daki kuyumcular da Demirören Haber Ajansı’na() altındaki fiyat artışı ile ilgili açıklamalarda bulundu.Kuyumcular, Suudi Arabistan petrol tesislerine yapılan saldırıların sektörlerini olumsuz etkilediğini söylediler. Kapalıçarşı'daki kuyumculardan Ali Güleç, “Piyasalar istikrar bekliyor. İstikrar olmazsa insanlar korkuyor, yatırım yapmak istemiyor. Altında yükselme olduğu zaman kesinlikle hiçbir şeye yatırım yapmak istemiyorlar. Ne oluyor insanlar kabuğuna çekiliyor, piyasalar dönmüyor ama stabil bir piyasa olsa, yukarı aşağıya hareketler olmasa insanlar rahat bir şekilde piyasaya güvenip harcamalarını yapabilir” dedi. Bir başka kuyumcu ise, “Altın fiyatları yükselince, vatandaşlar da biraz geri çekiliyor. Yükseliyor diye bekliyorlar, almıyorlar. Bütün hadise buradan kaynaklanıyor. Ortalık sakinleşirse altının düşeceğine inanıyoruz. Şu anda yükselince vatandaş altın bozdurmaya geliyor. Tekrar düşünce alıp yerine koyuyorlar. Altının yönü uzun vadede yukarı” diye konuştu. "FİYATLARA YANSIMASI KAÇINILMAZ OLDU" Suudi Arabistan’ın petrol şirketine saldırı düzenlenmesinin küresel ekonomiye nasıl yansıyacağıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar ise şunları söyledi: “Saldırının ardından Suudi Arabistan petrol üretimini ciddi miktarda azalttı. Yapılan petrol üretimi yüzde 5 dolaylarında geriledi. Bu sonucunda fiyatlara yansıması kaçınılmaz oldu. Bu bize birkaç tane veriyi gösterge olarak işaret ediyor. Birincisi petrol hala dünyada en önemli sürdürücüleri ve önde gelen tüketim maddeleri arasında yer alıyor ve en başı çekiyor. Bunun dışında ikinci olarak petrol üretimi yapan bu ülkelerin alt yapıları; bu saldırılara karşı kırılgan. Bunu kolayca gördük. Bu kırılganlığın ardından gelecek olan sıradaki konu bu tür risklere karşı petrol fiyatlandırması yapanların ön plana aldıkları ve dikkat ettikleri konuların başında jeopolitik faktörler ve riskler geliyor demektir. Bu da petrolün fiyatlandırılmasının hala belirli riskler üzerinden yanlış olarak yapıldığının göstergesi oluyor" “PETROL DOLAYLI OLARAK FİYATLARA ETKİ EDİYOR” İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, "Petrol halen daha önemli bir jeopolitik emtia halinde olarak görünmekte" dedi ve ekledi: "Arz eden bu önem üzerinden yapılan fiyatlamalar ülkelerin iktisadi politikalarını bir şekilde revize etmesini beraberinde getiriyor. Bugüne kadar baktığımızda karşılaştığımız bir çok risk, yönetilebilir risklerdi. Bu alanda artan risk o kadarda yönetilebilir bir durumda değil. Dolayısıyla bir şekilde bunun idare edilebilir düzeyde tutulması ve Türkiye açısından da bu artan belirsizliğin ülke ekonomisine yansımasının etkisini azaltıcı bir takım karşı önlemlerle cevap vermesi gerekecek. Bu da çok çabuk ve doğru hareket edebilen iktisat yönetimini gerektiriyor. Petrol dolaylı olarak diğer ürünlere ve de fiyatlara etki ediyor. Yukarı yönlü olan bir fiyat oynamasının o ürünlerin, metaların veya emtiaların fiyatlarını arttırması kaçınılmaz olacaktır. Özellikle Türkiye gibi ithalatı enerjiye dayalı(bağımlı) olan bir ülke için bu etki çokça risk barındıracak”(Fotoğraflı)