Tarımda yaşanan doğal afetler nedeniyle sebze ve meyveler ile tahıllarda bir üretim düşüşü olduğunu, bunun fiyatlara yansıdığını belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Enflasyonun asıl sorumlusu gıda fiyatlarındaki artışmış gibi konuşuluyor. Halbuki tarla ve raf fiyatları arasında 3-4 katı aşan farklar var. Bazı dönemler fiyatlardaki artışın büyük ölçüde ağır kış ve olumsuz hava koşullarından kaynaklandığı söylenebilir. Ama bu artışlar spekülatif. Hem üreticiyi hem de tüketiciyi korumak için soğuk hava depoları yaygınlaştırılmalı. Arzın azaldığı dönemler soğuk hava depolarından çıkarılacak mal piyasayı regüle eder” dedi.<br/>“TARIM ÜRÜNLERİ SPEKÜLASYONA ÇOK AÇIK”<br/>Ülkemizde ortalama 44 milyon ton sebze ve meyve üretildiği, bu ürünlerin hasadının ise genellikle birkaç haftalık süreyi kapsadığını söyleyen Palandöken, “Doğa olaylarından etkilenen ürünlerdeki fiyat artışı zaten biliniyor. Ama selden, yağmurdan, dondan etkilenmeyen sebze, meyve ve bakliyatların fiyatlarında da artış görüyoruz. Bunlar spekülatif artışlardır. Yüksek gıda fiyatları mutfakta yangına yol açıyor. Bu durumun değişmesi için üretici soğuk hava depolarının desteklenmesi ve yaygınlaştırılması gerekir. Böylece üretici ve tüketici korunurken, spekülatörlerin de oyunu bozulmuş olur” ifadesini kullandı.<br/>“ÜRETİCİ UCUZA SATIYOR, TÜKETİCİ PAHALIYA ALIYOR”<br/>Her enflasyon verisi açıklandığında aynı tartışmaların yapılarak gıda, meyve, sebze ve bakliyatlardan birinin fiyatını 6-7 kat artış gösterdiğinin tartışıldığını ifade eden Palandöken, şunları kaydetti:<br/>“Bu durumda esnaf da töhmet altında kalıyor. Halbuki kayıtlı olarak halden malını alan esnaf meyve ve sebzeyi en ucuz tüketiciye ulaştırıyor. Spekülatörlerin oyununun bozulması için soğuk hava depoculuğu yaygınlaştırılmalıdır. Soğuk depoculuk arz ve talep arasındaki dengesizliği ortadan kaldırarak fiyatlarda denge sağlar. Ürünlerin pazarlama sürecini uzatarak çiftçinin kazancını artırarak ülke ekonomisine de katkıda bulunur. Yoksa ürünlerin, bol oldukları dönemlerde düşük fiyatla, kıt oldukları zamanlarda da yüksek fiyatla pazarlanmaları söz konusu olacaktır. Bu da hem üreticinin hem de tüketicinin zararına olmaktadır.”