Vatandaş ucuz çaya ulaşsın sözümüz yok, gel gör ki bu fiyatlarla çay adı altında ulaşılan faklı bir mamul olsa gerek, maalesef.
Ucuz çay satışının yolu artık tarla ve imalat maliyetlerinden değil, maalesef teknolojinin hilesiyle donatılmış bazı tesislerden geçiyor.
Bir zamanlar “Dünyada, üzerinde kar yağan tek çay bahçelerinin sahibi” olarak övündüğümüz doğal Rize çayı, bugün bu güçlü Slogan argümanını yavaş yavaş kaybediyor.
Son yıllarda Türk çayının imalatında ciddi bir evrim bir dönüşüm yaşanıyor.
Eskiden yalnızca sınırlı miktarda Çay poşetlerine imalat artığı dediğimiz çay çöpleri ve kalıntılar maalesef bugün farklı işlemlerden geçirilerek Bayrak kırmızısı renginde dem veren piyasaya “ucuz çay” olarak sunuluyor.
Bu hem damak tadımızı bozuyor, hem de Türk çayının hak ettiği değerin altında satılmasına neden oluyor.
Daha da vahimi, kimi ürünlerde kimyasal gıda boyalarının kullanılmasıyla birlikte, bir zamanlar keyifle içtiğimiz, tiryakisi olduğumuz çay artık kimyasal bir karışıma dönüşüyor.
Bu durum, biz bölge yaş çay üreticilerini ve çay emekçilerini tedirgin etmenin yanında derinden üzüyor.
Düşünün ki, 50 gram Amerikan tütünü, bugün 1 kilo Türk çayı fiyatına satılıyor.
Dört kişilik bir ailenin bir aylık çay ihtiyacı olan 1 kilogram çayın, aynı fiyatta olması akıl dışıdır.
Bu tablo, yanlış politikaların ve denetimsizliğin sonucudur.
Buradan yetkililere açık çağrımdır:
Raflarda kilosu 150-170 lira olan çayları inceleyin!
Ticaret Borsası, Ticaret Odası, Ziraat Odaları başkanları ve yöneticileri lütfen bu soruyu bu imalatı yapan firmalara sorun:
“Beş kilo yaş çaydan 1 kg kuru çay imal edilirken ham madde maliyeti 130 lira eden 1 kg. kuru çayı maliyeti ortadayken
raftaki poşetlerin içine ne koyuyorsunuz da 1 kilosunu 150 liraya satabiliyorsunuz?”
Bir kilo kuru çayın üretim maliyeti, sadece yaş yaprak değil; ambalaj, işçilik, enerji, vergi, fabrika gideri, taşıma vs. derken bu maliyet çok çok çok daha yüksektir.
Bu koşullarda 1 kilogramı 250 TL. liranın altında satılan çay, ne yazık ki “çay” değildir.
Bu yüzden tüketicilere sesleniyorum:
1 Kg. "250 TL’nin ALTINDA SATILAN ÇAYLARA" itibar etmeyin!
“Keyif alayım” derken keyfinizi kaçırmayın.
Bu ucuz çay piyasası, sadece kuru çayın raf fiyatlarını değil, bizim yaş çayımızın "Bölge Çaycılığının" değerini de aşağı çekmektedir.
Çay, tarladan fabrikaya, fabrikadan tiryakinin bardağına kadar bir zincirdir.
Bu zincirin her halkası emeğin, alın terinin ürünüdür.
Ancak bugün bu zincir ucuzluk uğruna kırılmak üzeredir.
Biz yaş çay üreticileri olarak, emeğimizi hiçe sayan bu uygulamalara hakkımızı helal etmiyoruz.
Ve sessiz kalan, denetim görevini yerine getirmeyen yetkilileri de aynı kefede değerlendirdiğimizi bilmelerini isteriz.
Emin Kanbur / Vicdanın sesi.