Stalin’in 1940’lı yıllarda Ahıska Türkleri’ne uyguladığı zulüm ve baskılar sonrasında Ahıska’dan Sibirya’ya sürülen ve oradan da farklı yerlere sürülen Koyuncuoğlu Ailesi’ne mensup 7 kardeşten 5’i tam 56 yıl sonra Rize’de bir araya geldi.

Rize’de yaklaşık 56 yıldır birbirini hiç görmeyen kardeşlerin buluşması, Stalin’in 1940’lı yıllarda özellikle Ahıska’da yaşayan Türkler üzerindeki baskılarını ve zulmünü bir kez daha hatırlattı. Bugün Gürcistan sınırları içerisinde bulunan Ahıska’da yaşayan Koyuncuoğlu ailesi 1949 yılında Stalin tarafından trenle Sibirya’ya sürülmüştü. Koyuncu ailesine mensup 7 kardeşten 6’sı daha sonra 1959 yılında Kazakistan’a sürüldü. Kardeşlerden Sibirya’da bir Rus kadın ile evlenen Rasim Koyuncu ise Sibirya’da kaldı. Koyuncu ailesine mensup kardeşlerden Naime Koyuncu ise Kazakistan’da kalarak orada yaşayan bir Türk ile evlendi.
Diğer kardeşlerden biri Batum’da kalırken, diğer kardeşler ise Türkiye’nin çeşitli illerine dağıldı. Kardeşler zaman zaman birbiri ile görüşürken, Sibirya’da da kalan Rasim Koyuncu baskıların azalması ile 1990 yılında Türkiye’ye gelerek 2 aylıkken akrabaları tarafından kendisinden alınarak Türkiye’ye getirilmesi sağlanan kızını ilk kez gördü. Ancak Rasim Koyuncu tüm kardeşlerini görme fırsatı bulamadı. Rasim Koyuncu 25 yıl sonra geçtiğimiz günlerde tekrar Türkiye’ye geldi. Bu kez Kazakistan’da bulunan kardeşi Naime Koçoğlu ve diğer diğer kardeşleri ile Rize’de bir araya gelme imkanı buldu. 7. kardeşleri Rıza Koyuncu ise Letonya’da olduğu için görüşmeye gelemedi. Rasim Koyuncu önümüzdeki günlerde de kardeşleri ile birlikte Batum’da yaşayan kız kardeşi ile bir araya gelecek.



STALİN BİNLERCE TÜRK AİLESİNİ PARÇALADI
Stalin döneminde zorla sürgüne zorlanan binlerce Türk ailesi Koyuncuoğlu ailesi gibi parçalanmıştı. Koyuncu ailesi ise yıllar sonra da olsa bir araya gelebildi. Rasim Koyuncu (85) yaşadıklarını anlatırken zaman zaman duygulu anlar yaşadı. Koyuncu, “1949 yılında bizi bir trene bindirdiler. Sibirya’ya sürüldük. Vagon vagon bizi güzergahtaki köylere dağıttılar. Bizi çeşitli yerlerde çalıştırdılar. 10 yıl sonra ailem bu kez Kazakistan’a sürüldü. Ben orada Rus bir bayanla evlendiğim için kaldım. Türk olan eşimden olan 2 aylık kızımı annemin ve babamın nüfuslarına yazdırıp onun da onlarla gitmesini sağladım. Kızımı ilk kez 1990’lı yıllarda Türkiye’ye gelmeyi başardığımda gördüm” dedi.

DÜNYA GÖZÜ İLE SON KEZ KARDEŞLERİNİ GÖRMEK İSTEDİ
Koyuncu, yaşı ilerlediği için son bir kez de olsa kardeşlerini dünya gözü ile görmek istediğini bu nedenle yeniden Türkiye’ye gelmeye karar verdiğini belirterek, “Sibirya’daki yakınlarım Türkiye ile Rusya arasında uçak krizi yaşandığı için buraya gelmemi istemediler. Ancak ben ne olursa olsun. Öleceksem de burada ölürüm diyerek geldim. Kardeşlerim ile bir aradayım. Çok mutluyum”dedi.
Koyuncu’nun kızı Naziye Paksoy (56) ise yaptığı açıklamada, babasını ilk kez 25 yaşlarında üç çocuk annesi iken tanıdığını ifade ederek 25 yıl sonra yeniden babası ile görüşmekten dolayı duyduğu büyük mutluluğu dile getirdi. Diğer kardeşler de yaptıkları açıklamalarda çok mutlu olduklarını dile getirirken, geçmişte yaşadıkları acıları ise bakışlarında gizleyemediler.