Yerli ilaç firması, Covid-19 enfeksiyonu geçiren hastalar için kullanılan “Favicovir” isimli ilacın etken hammaddesi ile ilgili iddialar hakkında bir açıklama yaptı.Covid-19 enfeksiyonu sonrası kullanılmaya başlayan “Favipiravir” isimli ilacı yerli olarak üretmeye başlayan firma, ilacın etken maddesi hakkında çeşitli yayın organlarında yer alan iddialara ilişkin açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, “Tarafımızdan üretilen Favicovir ilacının etken hammaddesi ile ilgili asılsız ithamlara istinaden kamuoyunu bilgilendirme gereği duyduk. Atabay Kimya 1939’dan bu yana ilaç etken madde sentezi ve ilaç üretiminde Türkiye’nin önde gelen uzman kuruluşlarından biridir. Atabay olarak önceliğimiz, salgın döneminde gerekli olan Favipiravir’i en hızlı şekilde halkımızın hizmetine ulaştırmaktır. Bu kapsamda salgının gelişim süreciyle paralel olarak ülkemizin artan ilaç ihtiyacını kendi tesislerimizde bu ilacın hammadde sentez ve üretim kapasitesini sürekli artırarak karşılamaya devam ediyoruz” ifadelerin yer verildi.“Covid-19 tedavisinde öne çıkmış ilaçların yerli olarak sentezini üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde gerçekleştirdik”İlk kez 2015 yılında influenza da dahil farklı virüslere karşı etkili ve geniş spektrumlu bir antiviral olan Favipiravir etken hammaddesi üzerine Ar-Ge çalışmalarının başlatıldığı belirtilen açıklamada, “Favipiravir’in dünyada Covid-19 tedavisinde kullanımının gündeme gelmesi üzerine çalışmalarımızı yeniden canlandırdık. Ar-Ge sentezini hızlandırmak adına İstanbul Medipol Üniversitesi’nden bilim adamları ile TÜBİTAK Covid-19 Türkiye İlaç ve Aşı Platformu’na katılarak, kamu-üniversite-sanayi iş birliğine başladık. Bu platformda Covid-19 tedavisinde öne çıkmış ilaçların yerli olarak sentezini üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde gerçekleştirdik. Bu çalışma Atabay’ın üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde değişik üniversitelerle sürdürmekte olduğu sekiz Ar-Ge çalışmasından biridir. Bilim adamlarımızın üstün gayretleri ve yapılan tüm bu çalışmalar neticesinde Covid-19’a karşı ülkemizde ilk kez yerli ve milli sentez ile Favipiravir etken hammaddesi içeren Favicovir isimli ilacı geliştirdik. Nisan 2020’de ruhsat başvurusu yaptık. Haziran ayının başında biyo eşdeğerlik çalışmasını Türkiye’deki ilk şirket olarak tamamladık. Ruhsat aşamasının gerekliliklerini yerine getirdik. Sağlık Bakanlığı, Temmuz ayında bizi takip eden ve ruhsat gerekliliklerini bizden sonra tamamlamış diğer üç firma ile birlikte Favipiravir içerikli ilaçları ruhsatlandırmış ve hemen ardından tüm firmalar ilacın üretimine başlamıştır. Dolayısıyla herhangi bir şirketin bizim yüzümüzden ruhsat verilmesi için bekletilmesi asla mevzubahis değildir” denildi.“Şirketimiz Favicovir ilacını kendi geliştirdiği yerli favipiravir etken hammaddesi ile üretmiştir”Şirket tarafından yapılan açıklamanın devamında ise şu ifadeler yer aldı:“Şirketimiz Favicovir ilacını da kendi geliştirdiği yerli favipiravir etken hammaddesi ile üretmiştir. Hammadde üretim sürecinde kullanılan bazı başlangıç kimyasalları ve solventlerin ülkemizde yerli tedarikçisi bulunmamaktadır. Bu kimyasalların tedariki tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ana üretici konumundaki birkaç ülkeden yapılmaktadır. Hammaddenin başlangıç ürünü olan kimyasalların ithal edilmesi, son ürün olan ilacın yerli sentez olduğu gerçeğini değiştirmez. Dünyadaki bütün uygulamalar bu yöndedir. Bu hammaddelerin kimyasallar kullanılarak sentezlenmesi bilimsel ve teknolojik bir yetkinlik gerektirmektedir. Bu tür yenilikçi yaklaşımların hayata geçebilmesi için TÜBİTAK ve TÜSEB tarafından sunulan destekleri çok kıymetli buluyoruz Bu manada ilaç hammadde üretiminin ülkeler için stratejik alanlardan biri olduğunu ısrarla savunan, ülkemizde hammadde sentezinin önemini gündeme getiren Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a teşekkür ederiz. Atabay olarak vatandaşlarımıza ilaç tedarikini her hal ve şartta garanti edebilmek adına üstümüze düşen görevi yerli üretimle gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bu vesileyle pandemi sürecindeki özverilerinden dolayı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca nezdinde tüm sağlık çalışanlarımıza da şükranlarımızı sunarız.”