Devlet ve millet olarak; akıllı, zeki, bilge, İslam, Müslüman olmalıyız. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, güzel ahlak, adaleti hakkaniyetle uygulamalıyız. Güzel ahlak sahibi olarak; ilmi, bilimsel, insani, İslam’ı, Müslüman’ca davranmalıyız. Aksi halde günümüzde olduğu gibi biz ve dünya insanlıkta vahşet, bilim ve teknikte felakete götüren, ekonomide sömürü, öğretimde dinsiz- imansız- ideolojik, kültürde sapkınlık, siyasette kavga, uygulamada kepazelik yaşarız.

 Bugün toplum ideolojik ve sapkın felsefi akımlar yüzünden sapıtmaktadır, azıtmaktadır. Hakkı, hakikati, hakkaniyeti, adaleti, doğruluğu, gerçekliği, güzelliği, iyiliği, yararlılığı, değerleri yaşama ve isteme yerine; bunların tüm tersini isteme, tercih etme durumuna getirilmiştir. Halkın bir kısmı artık anarşiyi, şiddeti, terörü, bozukluğu, batılı, küfrü tercih eder hale getirilmiştir. Sıratı müstakime ulaşma, bir eğitim ve öğretim işidir.

Hak öğretilmeyince,  hakkın, hukukun üstünlüğü bilinmemektedir. Batıl, küfür öğretilince, tercih edilir hale getirilmektedir. Bunda ideolojik davranan devlet ve hükümet yetkililerinin büyük sorumluluğu vardır. Müslümanlık sadece laf ile ahkâm kesmekle, nutuk atmakla olmaz.

Devlet ve hükümet tüm iletişim, eğitim, öğretim, kültür, turizm, bilişim, haberleşme araç gereçlerini ideolojik kullanmaktadır. İdeolojilerle halkı sapıttırmaktadır. Sapıtan halk da yanlışı, kötüyü, çirkini, yaramazlığı, olumsuzluğu, yıkıcılığı, anarşiyi, şiddeti, terörü, katili, katliamı tercih eder hale gelmektedir. Böylece ortaya terör örgütlerinin uzantısı siyasi partiler, meslek odaları, sendikalar, sivil toplum kuruluşları legal olarak çıkmaktadır.

Duygu, niyet, düşünce, fikir, eylem, davranış, uygulamada; İslam ve Müslümanlık kendini göstermelidir. Bugün devlet yöneticileri %10 bile İslam’ın değerlerini topluma öğretmemektedir. İslam yaşantısı devlette ve toplumda %10 oranında bile olmamaktadır. Doğru bilgi ile ufuk turu ve beyin jimnastiği yaparsak, objektif alan araştırması yaparsak, yapılan bu zalimliği, zulmü görürüz.

Lider ve yöneticiler; çok akıllı, zeki- IQ’ su çok yüksek, ilmi, dini fazilet değerlerine sahip, fikir alışverişi yapan, sevecen bilge insan olmalı. Makamın verdiği üstünlüğü, halka karşı kullanmayıp, alçak gönüllü, vakarlı olmalı. Yüksek makamın sahibiyim, düşüncesi ile çok fazla aylık alıp, Karun gibi yaşayıp; halktan kopmamalı. Halkın gözü, liderlerin ve yöneticilerin servetine bakıp; bunu hak etmiyor, diyecek durumda olmamalı. Halkın insani, dini, ilmi, kültürel, yaşama hakkını korumalı. Hiçbir şekilde haksızlığa uğramamasını sağlamalı. Bireyin ve toplumun her türlü hak hukukunu korumak, devletin asıl görevidir.

Liderler ve yöneticiler, gücünü haksızlara karşı dosdoğru ve adil kullanmalı. Zayıfı, güçsüzü, düşkünü, mazlumu korumak için kullanmalı. “Zalimin sıfatı; haksızlık yapmaktır.” “ Zalime merhamet göstermek, mazlumu daha da ezdirmektir. Buna asla fırsat ve olanak vermemeli.” Devlet gücü, makam gücü; hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, güzel ahlak, edep, hayâ, hakkaniyet, değer yargısı oturtmak, için mutlaka hakkaniyetle kullanılmalı. Hiçbir konuda gerilik ve aşırılık içinde olmamalı.

İnsani değerler dışına çıkıp, zalimlere, zulme doğrudan ve dolaylı destek vermemeli. Toplumu birlik beraberlik içinde tutmak için; insani, İslam’ı, ilmi değerleri özümsetip, içselleştirip, benimsetmeli. Yaşam tarzı ettirmeli. Halkın sapkın felsefi akımlara, bozuk ve sapık ideolojilere aldanıp, kanmaması, eğitim- öğretim ile mutlaka sağlanmalı. Tüm sapkın felsefi akımlar, ideolojik sapkınlıklar, felsefi inanışlar; İslam, hak, hukuk, insanlık dışıdır. Günümüzde Türkiye dâhil, tüm ülkeler bu felsefi akımları ve ideolojik sapkınlıkları halka benimsetmek için yaygın ve örgütlü eğitim- öğretim, dayatma yapmaktadır. Ülkemizde de devlet, ideolojik sapkınlığı öğretmeyi amaç, hedef, gaye edinmiştir. Yetiştirdiği insanlar; devleti, milleti yok etme hedefi gütmektedir.

Bozuk fikirlerle- fikirsizliklerle, düşüncesizliklerle, annesinden temiz doğan tayip bebek, zararlı pis bir duruma getirilmektedir! İnsanlıktan çıkarılmakta, hayvanlığın altına düşüp, aşağılık yaratık durumuna düşürülmektedir. İnsanlar robotlaştırılmakta, makine, araç, gereç, alet olarak; istendiği şekilde kolayca kullanılmaktadır. Bu düşük düzeye düşen insanlar, kullanıcıları tarafından ödüllendirilmekte, şöhret yapılmakta, batılın- küfrün yayılması için her şekilde kullanılmaktadır.

İnsanda hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, güzel ahlak, edep, hayâ, insanlık, İslam, insaf, vicdan, bırakmamaktadır. Devlet ve karanlık şer güçler bunu bilerek; planlı, programlı, projeli şekilde yapmaktadır. Bu şer güçler; İslam, mümin, Müslüman, insanlık düşmanlarıdır. İnsanlığı mahvetmektedirler. Bu şer güçler ülkemizde bugün 123 terör örgütünü, bu terör örgütlerin siyasi uzantılarını, meslek kuruluşlarını, kapitalizmi, neo liberalizmi, faşizmi, komünizmi yayarak, insanlığı yok etmeye çalışmaktadır. Kemalizm’i de, İslam, hak, hukuk, doğruluk karşıtı olarak kullanmaktadırlar.

                Halkımızın yarıya yakını bu oyuna gelmiştir! Bunlar halkı psikolojik, ilmi, kültürel olarak etkilemek için her yolu kullanmaktadırlar. Beyin yıkama, kötülüğü yerleştirmek için çalışma, kendilerini benimsetme çalışması yapmaktadırlar. İnsani, ilmi değerleri kullanıp, iktidar olduklarında zalim faşist komünist zalim olmaktadırlar. Bunlardan insanlıklı insan hiçbir zaman olmamış, olmuyor, olmayacaktır da!

                Müslüman birey, yapılanma, örgüt, donanımlı olmalı. Bilgili, bilinçli, bir beraber olmalı. İşe peygamberimiz ve sahabe gibi sarılmalı, yapışmalı. İşin kıyısından köşesinden tutmamalı. İlgisiz, bilgisiz, vurdumduymaz davranmamalı. Her işi önemseyip, benimseyerek, gönülden yapmalı. Fazilet değerlerini yaşama uygulamalı. Olana şükretmeli, hamt etmeli. Daha iyi olma azim ve kararlılığı ile planlı çalışmalı. Şans, kader, kısmet deyip, geçmemeli. Şansı, kısmeti, kaderi, insanın kendisi, aklı, eylemleri oluşturur. Allah cc. hiç kimseyi hakkından yoksun etmez.

                “İnsan, çocukluğundan başlayarak, planlı programlı projeli, ilmi çalışırsa, mutlaka başarılı olur.” Akıl ve zekâ dosdoğru kullanılmalı. Her sorun mutlaka çözülmeli. Hiçbir problem çözümsüz bırakılmamalı. Her an değerlendirilmeli. Sanat, meslek, ilim, bilim sahibi olarak yaşantı sürmeli.

                Her zaman sadık- size bağlı dostlarınız, arkadaşlarınız olsun. Belli bir gruptan başarılı arkadaşlarınız olsun. Komşu ve akrabalarınızla iyi geçimli olunuz. Dünyada yalnız kalmayınız. Doğru bilgili, güzel üstün ahlaklı, güler yüzlü, tatlı dilli, incitmeyen olunuz. Hedefi belirleyin ve hedefe kilitlenin.

                Başarılı olmak için akıllı, zeki, örgütlü çalışan, sağlıklı olmalı. Beden sağlıklı, fikir sağlıklı olmalı. Boş, lüzumsuz işlerle ilgilenmemeli. İki gün önce Fenerbahçe, Galatasaray futbol maçı vardı. Bileti 600 TL. İdi. Üç kişilik bir aile olarak maça gidenler, bir asgari ücret ödemiş olurlar. Bu kadar para toplayan futbol spor kulüpleri iflastadır, icradadır. Bu durumu 5N1K olarak derinden sorgulayınız. Emperyalizmin tezgâhına düşmemek için akıllı, bilge, bilinçli, zeki olmalı. İnsan kendini kullandırmamalı. Hem emperyalizme karşıyım deyip, hem de emperyalizmin tezgâhına isteyerek gitmemeli. Akıllı ve ileri görüşlü olmalı. Beyni başkalarına kiralamamalı veya satmamalı.

                İnsan, düşünce ve beden sağlığı olarak sağlıklı olmalı. Düzenli ve dosdoğru bir yaşamı olmalı. Maneviyatı mutlaka olmalı. Materyalistten insan, insanlıklı insan, insancıl insan, merhametli insan olmaz. Güvenilir de olmaz. Doğru dürüst iş de yapmaz. İşi de severek, Allah cc. için yapmaz. İyi, güzel, doğru, yararlı, olumlu işleri sadece çıkarcı, menfaat anlayışı ile yapar. Allah cc. rızası için iş yapmaz. Paylaşmaz, bölüşmez, hayır iş yapmaz. İşleri akıl, ilim, bilim, din ile olmaz. Akılsız işler yapar. İnsani, İslam’ı değerlere kıymet ve önem vermez. Çıkar uğruna her suçu, günahı, haramı işler. Ahiret, kıyamet, sorgu, hesap gününe inanmadığı için, ilerisini pek düşünmez. Hırçın, öfkeli, çirkin, kötü, zarar verici hareket eder. Onunla akıllı, zeki, ileri görüşlü insanlar; dostluk, arkadaşlık kuramaz. Sevgi, acıma bilmez. Haindir, kalleştir, kahpedir, alçaktır, kalleştir, anarşisttir, şiddetçidir, katildir, katliamcıdır, teröristtir. Her olumsuzluğu düşünmeden yapar, yapandır.

                “Müslüman hiçbir koşul- şart, zaman, mekân, ortam içinde bu gibi olumsuz, sapkın, zararlı kişilere uymaz, itaat etmez. Allah’ın, peygamberinin, Müslümanların dışındaki kişilere dolaysız, dolaylı hiçbir şekilde destek olmaz. Eğer bu zalim sapkın azgınlara direkt ve dolaylı destek olursa, onun günahlarına ortak olur. Bu günümüzde ki, medeni, ceza hukukunda da böyledir. Allah’ın hukukunda da böyledir. Yardım ve yataklık etmek suçtur. Müslüman, hiçbir zalim, sapık, azgın bireye, gruba, cemaate, siyasi partiye, derneğe, vâkıfa, organizasyona dinimiz gereği destek veremez. Hakkı hakikati yalanlayana bir Müslüman asla destek veremez. Allah’a karşı gelmekten sakınan mümin, münafık ve kâfirlere de destek olmaz. Zalim, kâfir istedi, diye Müslüman haram işleyemez. Günaha giremez. Suç işleyemez. İşlerse, işlediği suç, günah, haram hangi inancın gereği ise ondan olur.”

                Müslüman birey ve de ekip her işinde dosdoğru ve ilmi olmalı. Salih- doğru- dürüst insan olmalı. İyi, güzel, dosdoğru, dürüst, güzel ve üstün İslam ahlaklı, ilmi, teknik davranan olmalı. Herkes beğenmeli. Takdir ve teşekkür etmeli. Kimseye dili ile eli ile maddi, manevi zarar vermemeli. İster sade bir vatandaş olsun, ister en üst düzeyde bir lider ve yönetici olsun; İslam ilke ve kurallarına göre hareket etmeli. İnsanlarla iyi geçinmeli. Asla haksızlık, psikolojik baskı yapmamalı. Kim olursa olsun, herkese en iyi, güzel, hakkıyla ve de hakkaniyetle davranmalı. Sağlam ilim ve İslam inancına sahip olmalı. Kanaat sahibi olmalı. Bugün ki gibi, ülkemizdekiler gibi çalan, hortumlayan, hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük eden olmamalı.

Ülkemiz bu yanlış davrananlar yüzünden, tüm kamu – devlet sektörü zarar ettirildi. Çalındı. Devlette 1983 yılından beri ucuzundan kamu işletmelerini özelleştirme adı altında satıyor.    Devleti yönetenler, asgari ücretlinin net, çıplan aylık olarak 35 katından fazla aylık alabiliyor. Bu insanın halkçılık, hakçılık, mazlum yanlılığı olması sözü inandırıcı değildir.

                Devletimiz, milletimiz soyuluyor. İlk defa işsizlik oranı %14,72’ye yükseldi. Gençlerde ise işsizlik oranı %26,7 oldu. Bu bir felaket, fecaat, barış düşmanlığıdır. Ülkemizde yatırımlar yetersizdir. Doğu ve güneydoğu İllerimizde aile başı çocuk edinme 9- 10 arasındadır. Bu öyle %1’lik kalkınma ile olmaz. Tavşan gibi geri kalmış bölgeler ve İslam ülkeleri doğuruyor. Devlet bu insanları öğretip, eğitmesi gerekirken, teşvik ediyor. Ekmek yok, su yok, öğretim yok, iş yok, bilgi, meslek, insanlık adına hiçbir şey yok. Hala bu kalabalık nüfus güç olarak görülüyor. Oysa bunlar ülkelerinin barışını bile bozuyor.

                İyi insan, iyi hısım, komşu, toplum, devlet olmalı. Sağlam ve sağlıklı bilgilere sahip olmalı. Kanaat sahibi olmalı. Bugün dünyada en aç göz, doymayan, hırsız olan zenginler ve devleti yöneten haramcılardır. İstikametleri; İslam ve insan düşmanı olmasıdır. Gösteriş için iş yaparlar. İnsanları aldatıp, kandırırlar. Haramdan, günahtan, haksızlıktan sakınmazlar. Böyle bir durumun olduğuna bile inanmazlar. Kin, nefret, intikam içinde hareket ederler. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, güzel ahlak düşmanıdırlar. Felsefi ve ideolojik sapkınlık uygulamaları ile insanlığı mahvetmektedirler. İslam dışı tapınma günlerini kaçırmazlar.

                “Batıl katil Batılılara pek bulaşmamalı. Bu adiler hem katliamcı, hem soykırımcıdır. Kanlı ellerinin değmediği dünyanın hiçbir yeri yoktur. Günümüzde dünyada BM’YE kayıtlı 196 ülke vardır. Bunlardan 20 tanesi hariç, sadece İngiltere - Birleşik Krallık diğerlerini işgal etmiş. Emperyalizmi, sömürgeciliği uygulamıştır.”

Bugünlerde Türkiye ile çok uğraşan, 24 Nisan gününü Ermeni soykırım günü ilan eden Fransa, Batının diğer bir işgalci, emperyalist, soykırımcı, katliamcı yüzüdür. Hala durmuş değildir. Her pisliği, adiliği, katililiği, katliamı hala bazı ülkelerde yapmaktadır. İngiltere, Fransa, İtalya, Rusya, Yunanistan, ABD, İsrail gibileri ülkemizde de çok katliam yapmışlar. Ermenileri, Rumları, Yahudileri, Kürtleri, Alevileri her zaman Türkiye’ye karşı kullanmışlar. Kullanmaktadırlar. Solcular, komünistler bunların en çok kullandığı araç, gereç, malzemelerdir.

“Fransa emperyalist bir katil ülkedir. Şimdiye kadar işgal edip, katliamlar yaptığı, soykırımda bulunduğu pek çok ülke vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: “ Cezayir, Fas, Tunus, Yeni Kaledonya, Madagaskar, Haiti, Komor adaları, Senegal, Mali, Fildişi Sahili, Gabon, Kamerun, Gana, Gine, Benin, Ruanda, Laos, Orta Afrika Cumhuriyeti ve onlarca ülkedir.”

“İspanya, Portekiz daha çok Latin Amerika- Güney Amerika ülkelerini işgal etmiş. İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika, Danimarka, İskandinav ülkeleri ise daha çok Afrika, Ortadoğu ve Asya ülkelerini işgal etmiştir. Almanya faşizmi de tüm dünyayı işgal etmeyi defalarca denemiştir. Bu adi katil dinozorlar, kendilerine bir defa bakmadan, baksa da kendilerini hala haklı görmektedirler. Hep işgal etmeyi düşündükleri zayıfları, başkalarını suçlamaktadırlar. Özeleştiri yapmazlar. Kendilerini sorgulamazlar.”

Eski SSCB ve Varşova Paktı, ABD ve NATO bir sömürge etme, yıkma, yok etme, saldırma hareketidir. Varşova Paktı’nın 9 kadar komünist ülke üyesi vardı. NATO’nun bugün 28 ülke üyesi var. Ama bir yeri işgal ederken, bu 28 ülke dışında daha da zalim katliamcı ülke bulmaktadırlar. Irak’da 34, Afganistan’da 50, Suriye’de 67 ülke ile işgal ve yıkım sürdürülmektedir. Libya’da da 20 ülkeden fazla yıkım gücü vardı. Hepsinin canı cehenneme diyorum.

Düşmanlık yapan çok ama biz pek düşmanlık yapmayız. Düşmanlarımızın da farkına varmayacak kadar gaflet içindeyiz. Ülkemizi birlik beraberlik içinde topyekûn kalkındıramıyoruz. Buna göre bir plan program projede gerçekleştiremiyoruz. Birileri yapıcı olursa, mutlaka diğerleri yıkıcı, bozucu, bozguncu, olumsuz tavırlı olmaktadır. Topyekûn bir kalkınmayı mutlaka sağlamalıyız. Milletimiz birlik beraberlik içinde bir yumruk gibi olmalı. Ülkemizde “üretim ekonomisi” olmadığı için 2017 yılına göre 2019 yılında milli gelir düştü. 2008 yılında 160 milyar dolar ihracatımız- dışa satışımız vardı. 2019 yılında da aynı durumdadır. Çünkü üretmiyoruz. Üretimi artıramıyoruz.

Bugün ülkemizin en kalkınmış 10 İli şunlardır: “ İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Antalya, Konya, Adana, Gaziantep, Mersin’dir.

Kalkınmış 10 İlin GSMH’si %65’e ulaşmaktadır. Geri kalan 71 İlin GSMH ise %45 olmaktadır. Dengesiz bir kalkınma vardır. Bu durum iç göçü artırmaktadır. Şehirleri bozmaktadır. Devletin bir bireye iki defa yatırım yapması olmaktadır. En düşük gelire sahip olan İller: “ Bayburt, Ardahan, Tunceli, Kilis, Gümüşhane, Iğdır, Bartın, Sinop, Hakkâri, Çankırı oldu.” Bu bölgelerin insanı göçmekte, göçünce ekonomileri daha da bozulmaktadır. 

2018 yılı başında 1 ABD doları 3,75 Türk Lirası iken, bu yılsonunda 7,5 lira oldu. Şimdi, 21.04.2019’da 5,8 liradır. Bu durum insanların alın terlerini, emeklerini, zenginliklerini alıp, gördürmektedir. Bu durum ülkemizin iyi yönetilemediğini göstermektedir. 2008 yılından beri birey başına düşen milli gelir 10 bin dolar civarındadır. Koyulan hedefler hiç yakalanamamaktadır. Biz 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedeflemişiz. 25 bin dolar GSMG hedeflemişiz. En kalkınmış 10 ülke arasında olmayı hedeflemişiz. Ama son 11 yılda hep yer yerimizde saymaktayız. 1983 yılında Turgut Özal da kalkınmış 10 ülke arasına girmeyi hedeflemişti. Ama aradan 36 yıl geçti. Hala 17. Sıradayız. Hedefler ulaşılır olmalı. Gerçekçi olmalı. Hayâlı, afakı hedef olmaz.

2019 yılı Nisan ayında ülkemiz insanın kişi başı geliri 9,562 dolardır. Bu gelire sadece ülkemizde 11 İl ulaştı. Bu İller şunlardır: İstanbul, Kocaeli, Ankara, Tekirdağ, İzmir, Bursa, Bilecik, Yalova, Eskişehir, Bolu, Kırklareli oldu. Bu İllerde kalkınmış ülkelerin 10’da biri kadar varsıl- zengin değildir. Çünkü kişi başı milli geliri 100 bin dolar olan ülkeler bulunmaktadır.

En düşük kişi başı gelire sahip olan İller şunlardır: “ Ağrı, Şanlıurfa, Van, Bitlis, Siirt, Batman, Muş, Hakkâri, Şırnak, Diyarbakır İlleridir.”

Bu 10 İl sadece bir işin ve şeyin üretimini yaparlar. Gerisinde yatar ve kalkarlar. Batıda bir ailenin çocuk yapma oranı 2 tanedir. Bu geri kalmış İllerde çocuk yapma oranı ortalama 9 ile 10 tane arasındadır. Bu bölge halkı geleneklerine bağlı, gelişmeye kapalıdır. Pek öyle doğru, gerçek sözden anlamazlar. Her doğruyu, gerçeği olumsuzluğa yorarlar. Eğitimsizlik, ekonomi bozukluğu bu bölge halkını hak, hukuka uymaktan alıkoymaktadır. Bu durum 505 yıldan beri böyle sürmektedir. İdeolojik bir yapılanma vardır. İdeolojik olanlar, ilme, fikre kapalıdır. Ön yargılıdır. Ama yinede umutsuz olmamalı. Ümidi yitirmemeli. Her yönü ile bu bölgelerde ilerlemeyi, kalkınmayı, insanlığı yaşatmalı.

Şu anda en iyi durumda Ankara ve Kocaeli bulunmaktadır. Ben, Kocaeli’nde yaşıyorum. İyi dediğimiz, 50 bin kişi işsizdir. Meslek de yoktur. Meslek öğrenene ücret verilmektedir. Öğrenmek isteyende yoktur.

Bilecik, Bursa, İzmir’in durumu da iyi sayılır.

En düşük büyümeyi Konya, Kırşehir, Ankara yaptı.

En hızlı büyüyen İller; Muş, Ağrı, Iğdır oldu.

Kalkınma öyle manda gibi yatmakla, eğitim ve öğretim almamakla, mesleksiz olmakla olmaz. En güzel şekilde eğitim ve öğretim almalı. Meslek, sanat, teknoloji sahibi olmalı. Ülkenin tüm dinamiklerini harekete geçirmeli. Stratejik kalitede verimli ürünler üretmeli. Dünya ile rekabet etmeli. Çağa uygun kalkınma sağlamalı. Sömürmemeli. Sömürülmemeli. Dünya ile sevgi, saygı içinde ilişkiler kurmalı. Çatışmacı olmamalı. Kavga, gerilim, şiddet, anarşi, terör politikası gütmemeli. Olgun, insanlıklı, insancıl, insaniyetli, mükemmel insan olmalı. Hayvanatlı duruma düşmemek için; ilmin ve İslam dininin fazilet değerlerini öğrenip; içselleştirip, özümseyip, yaşamalı.

Hak mümin ve hakiki Müslüman bilge, her hali ile dört dörtlük olmalı. Her bilim dalından bilgisi olmalı. En az bir bilim dalında yüksek uzman olmalı. Bendeniz genellikle daha çok kendimi eleştiririm. Kendimi sorgularım. Özeleştiri yaparım. “Müslüman önce kendini düzeltmeli ki, başkalarını düzetmeye yetkin olsun. Ben bunun için Müslüman olanları çok eleştiriyorum. Daha sonrada Müslüman ad ve sıfatı dışında kendini tanımlayanların eksiklerini dillendiriyorum.” Müslüman işe özden, merkezden başlar. Bir durgun suya atılan taş örneğindeki gibi; dalga merkezden başlayarak, çevreye yayılır.

= ( Ak Parti Hükümeti öncelikle halkın ihtiyaçlarını karşılamalı. Eksiklikleri, beklentileri, sorunları belirleyip, rapor etmeli. O problemlerin çözümü için halk ile birlikte öncelik sırası belirlemeli. İnsani en öne almalı. Çevreyi en öne almalı. Kalkınmayı, gelişmeyi, ilerlemeyi, güzel ve üstün ahlakı yerleştirmeyi en öne almalı. Kapitalistlerin sadece yürüteceği yatırım ve kalkınmaya işi bırakmamalı. Kalkınmak için devlette üretim yapmalı. Karma ekonomi sistemi uygulamalı.” Liberal, kapitalist sistemle halk rahat etmez. Doymaz. Zenginleşmez. Bu sistem bir kene, solucan, sülük gibi sömürme sistemidir. En gelişmiş Amerika’da 55 milyon halk sosyal yardımlarla geçimini sağlamaktadır. Çünkü sömürü vardır. İnsanlar ilklerine kadar sömürülmektedir.

“Eğitim- öğretim sistemi ideolojiden ayrılmalıdır. Var olan ideolojik sistem ülkemizde sürekli terörist, anarşist, şiddetçi, olumsuz niteliksiz hain insan yetiştirmektedir. Ak Parti’nin uyguladığı sistemden sapık, azgın, serseri, terörist, bozguncu çıkmaktadır. İslam yok, batıl- küfür, sapkınlık çok! Bendeniz 30 yıl öğretmenlik yapmış bir kişi olarak söylüyorum. Ülkemde yayınlanan tüm eğitim- öğretim nitelikli kitapları, dergileri gözden geçirerek, yazıyorum, söylüyorum. Yanlış bir eğitim- öğretim, kültür politikası güdülmektedir.”

“Hukuk, adalet, hakkaniyet pek uygulanmıyor. Devlet alabildiğinden alıyor. Daha çok hileci sahteci sahtekârlara veriyor. Ülkemin Doğu ve Güneydoğu İllerinde kışın ve yazın %95 oranında elektrik kaçak kullanılıyor. Kışın elektrik ile hem aydınlanıyor hem de ısınıyorlar. Ahırları, seraları bile elektrikle ısıtıyorlar. Yazın da kılıma, soğutma amaçlı elektriği kullanıyorlar. Tarla, bahçe sulamasında kullanılan elektrik kaçak kullanılıyor. Ama bu haksızlığın, adaletsizliğin parası; doğru dürüst insanlardan, elektrik kayıp- kaçak bedeli olarak %25 fazla alınıyor. Bu durum Ak Parti’ye çok oy kaybettiriyor. Devlet; hakkı, hukuku, doğruluğu, adaleti, hakkaniyeti ne pahasına olursa olsun, uygular. Uygulamalıdır. Yasa uygulanır. Yaptırımlar uygulanır. Bunun bin bir yolu vardır.”

“Ak Parti Hükümeti, piyasayı kontrol edemiyor. Halkı, ticaret yapanlar soyup; çürümüş soğana çeviriyor. Piyasa tamamen KKK Kenelerin ve solucanların eline geçmiş. Kapitalsizler birbiri ile anlaşmakta, rekabet etmemektedir. 2018 yılı Ağustos ayı ve sonrası aylarda 400 kadar üretici şirket %100’ün üstünde zam yaptı. Yapılan zamlar birkaç kez daha tekrarlandı. Devlet yaptırım uygulayacağım dedi. Tespitleri, saptamaları yaptı. Ama hiçbir geri fiyat uygulaması olmadı. Hala zamlar devam ediyor!” Soğan ve patates 10 liraya ulaştı!  Üç tane soğan veya patates 10 lira oldu! Bu kasıtlı, hükümeti yıpratmak için yapılmaktadır. Hükümet dışarıdan alım yapmadı. Stokçuların malına el koymadı. Halkı rahatlatmadı. Kendini yıprattı. Yasa uygulanmalı. Enseye şaplak patlatılmalı.”

“2018 yılında emekliler %3 +%4 = %7 emekli aylıklarına zam aldı. Ama bu yıl, 2018 yılında  %26 resmi enflasyon olduğu açıklandı. SSK ve Bağ kur emeklilerine fark verilmedi. 2019 yılı Ocak ayında her birine, aylığına bakılmaksızın, 100 lira zam yapıldı. Yanı %5 civarında bir zam aldılar. Şu anda enflasyon %19 civarındadır. Her yıl emekliler, çalışanlar içeri gidiyor! Halk bu durumu fark ediyor. Hükümeti eleştiriyor, yeriyorlar. Bunun için Ak Parti oy- rey kaybediyor.”

“Çalışanlarla emekliler arasında ücret zam farkının olmaması için yasa olmasına rağmen bu hala uygulanmıyor. Cumhurbaşkanımızın aylığına 2019 yılı için  %26 zam yapılarak, 75 bin lira yapılmış. Ama emekliye bu oranda zam yapılmamış. İşte bu gibi anormallikleri muhalefet hükümet aleyhinde kullanıyor.”

Milletvekilleri, belediye başkanları, üst siyasiler, bürokratlar; halka göre çok yüksek aylık alıyor. Fantastik, görkemli, ihtişamlı, muhteşem, israfçı yaşıyorlar. Daha önce yazmıştım. 1100 odalı, 350 odalı malik haneler devlet parası ile yapılmamalı. Onlarca makam arabası bir kişinin olmamalı. Emekli olanların bile hala onlarca makam aracı, koruması, hizmetçisi varmış. Halk bu olanları hoş görmüyor. Hoş karşılamıyor. Bu anormal, dengesiz, ölçüsüz, tartısız haramları halk kabul etmiyor. Muhalefet aleyhte kullanıyor. İnsanlar artık çay evlerinde, kahvelerde hayatın anormalliklerini konuşuyor. İki yıl milletvekili olanların normal memur aylığı değil, milletvekili aylığı olarak 10 bin liranın çok üstünde aylık aldıklarından yakınıyor. Bu durumun İslam ile Müslümanlık ile insanlıkla insaf ile vicdan ile ilgisinin, alakasının olmadığı anlatılıyor. ”

“Polisler çok ağır koşullarda çalışıyor. Sağlıkçılarda ağır koşullarda çalışıyor. Onlar bu çalışmaları karşılığı çok ücret istemiyor. Normal çalışma koşulu istiyorlar.”

“Devlet, 1983 yılından beri 100 milyar dolarlık özelleştirme yaptı. Kendi malını, kurumunu, kuruluşunu özel sektöre sattı. Ama pek çoğu aldığı işletmeleri işletmedi. Arazisini satarak, kâr elde etti. Üretim yapmadı. Devlet artık üretime girmeli. Üretime başlamalı. “Karma ekonomi sistemi uygulamalı. Piyasaya girmeli.” Aç göz sömürücü kapitalistlere halkı bırakmamalı. Rekabet oluşturmalı.

Ak Parti %49’5 ve %52 oranında tek başına oy alıyordu. Şimdi Ak Parti, MHP, BBP dediğimiz üç parti %52 oranında oy aldı. Yanı oyda eksilme, kayıp var. Derlenip, toplanmalı. Aklı başa almalı. Halk rahatlatılmalı.

Dün, 45 milyon nüfuslu Ukrayna’da Genel Seçim oldu. Hükümette olan parti ve diğerleri bir komedyene karşı yenildiler. Hiçbir siyasi çalışması, deneyimi olmayan bir komedyen kişi, diğer partileri %73 oranında oy alarak geride bıraktı. Halk demek ki; bıkmış, usanmış, dertlenmiş. Çıkış yolu olarak bir komedyene sarılmış. Denize düşen yılana sarılır misali gibi bir durum olmuş. Ülkemizde de bu gidişle Recep İvedik, İnek Şaban, Maho gibileri tercih edilir. Halk, bizde de terör uzantılarına, terör yanlılarına sarılmaya başladı. Terör yanlıları %47 oranında oy aldı! Bu konuda bilgi sunacağım.)=

=  ( CHP anlayışı- zihniyeti, İttihat ve Terakki – Jön Türkler 1989 yılında kuruldu. Darbesini, Osmanlıya, millete, insanlığa 1908- 1918 yılları arasında vurdu! CHP, bu terör örgütünden kaynak, ilham, düşünce alır. Jön Türkler dedik de, sakin Türk sanmayın. Türk olmayanlar; doğru, dürüst olmayanlar, başkalarını kandırmak için böyle adlar kendilerine takarlar. Psikolojik olarak aldatıp, kandırmak, yanıltmak, tuzağa düşürmek için bunu yaparlar. İçlerinde Ermeni taşnak, Çentik, Yahudi, Sırp, Balkan gâvuru, bölücü ateist Kürtçü, Fransız, İngiliz, yabancı istihbarat örgütleri, iç ve dış mason, alçak, kahpe, kalleş, adi bölücü, yıkıcı hainler vardır. Osmanlıyı, hükümeti ile birlikte yıktılar. Başta İngiliz ve Fransızlar, Ermeni ve kripto Yahudiler rol aldı. 2. Abdülhamit Han Hükümeti 1909 yılında yıktırıldı. Ama halka en büyük darbe vurulması için Osmanlı devleti Birinci Dünya Savaşına sokuldu. Ardından pek çok savaş başladı. 5 milyon kilometre kare toprağımız ile birlikte 4 milyon halkımız kırdırıldı. Bu 4 milyon halkın 2 milyonu Balkan halkımız, 2 milyon kadarı da Anadolu halkımız oldu. Türk Milleti, Türkiye halkı, Osmanlı diye bir durum bırakılmadı.

1923 yılında T.C. Devleti kuruldu. Aynen gelip, Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde de başrol oynadılar. Halk sefil, çaresiz, aç, çıplak, evsiz, susuz, ışıksızdır. Erkek, adam diye bir durum kalmamış. Evlerde dul kadınlar ve yetim çocuklar vardır. Şimdi bu terör örgütü mensupları, CHP adı altında bu fakir, yoksul, kimsesiz, çaresiz, aç, çıplak insanlara, hasta insanlara, zalimliği, zulmü yapmaya başladılar. Kalkınma adına her pisliği yaptılar. Muasırlaşma- çağdaşlaşma, modernleşme adına; dinine, imanına, iffetine, fazilet değerlerine, insanlığına, mabetlerine, ezanına, ibadetine, din öğrenmesine, kültürüne saldırdılar. İttihatçılar artık CHP ile iş yapıyordu. O dönemi yaşayan anne, baba, dede, nine ve çevremizdeki insanlar çok kötü bir yaşantılarının olduğunu söylüyorlar. Faşizmi, komünizmi, vahşeti, dehşeti yaşadıklarını anlatıyorlar.

1950 yılına kadar tüm faşistlikleri, komünistlikleri yaptılar. 1930 yılındaki seçimde olduğu gibi bunlara halk oy ve destek vermedi. 1930 yılında halkın %30 oyunu aldıkları gibi hep %30 oyun altında kaldılar. Sadece 1977 seçiminde yine 1946 yılındaki gibi hile, sahtecilik, sahtekârlık yaparak %45 oy aldılar. Ama bu da hükümet kurmalarına yetmeyince, AP- Süleyman Demirel’in milletvekillerinden rüşvet ile Güneş Motel’de anlaşarak 11 milletvekili alarak hükümet kurdular. Bu CHP ve yandaşları, yoldaşları hükümet olduklarında, kıtlık ve terör arttı. Hükümette olmadıklarında askeri cunta darbesinin olmasına gayret ettiler. Terörü artırdılar. Hep bir alçak hain kalleş kahpe adi katil katliamcı gibi hareket ettiler. Günümüzde bile PKK uzantısı siyasi parti ile Fetö ile işbirliği içindedirler. Her terör örgütüne açıktırlar. “Terör örgütü CHP’den, CHP, terör örgütlerinden beslenmektedir.”

CHP ve ortakları terör uzantılarıdır. Onlarla ittifak halinde müttefik olarak 5 siyasi parti; 31 Mart 2019 da seçime girdi. Öte yandan da üç gün önce Irak sınırındaki sınır karakolumuza 100 PKK’lı, havanın sisli- puslu, gece oluşundan yararlanarak; roket, lav silahı, el bombaları ile saldırdı. Kullandıkları görünmez şemsiye ile silahları ile bütünü ile Amerika silah ve mühimmatı kullandılar. Dört askerimiz çatışmada şehit oldu. Erhan, Yener, Murat, Şevket askerlerimize Allah’tan rahmet, merhamet diliyoruz.

Asker şehitlerimizden bir tanesi Ankara, Çubuk İlçesi bir köyünde toprağa verildi. CHP lideri Kemal’de bu cenazeye tayfası ile habersiz katıldı. O köyden alan ve şehidin dayısı denilen 75 yaşındaki Osman denilen hısımı, Kemal’e bir yumruk attı. Şimdi Türkiye bu yumruğu konuşuyor.

Müslüman birey, toplum;  anarşi, şiddet, terör yapmaz, yapmamalı.

“CHP ise 1968- 1980 yılları arasında anarşi, şiddet, terör yapmış. 10 bin insanımızın katledilmesine neden olmuştur. Teröre açık, net destek vermiştir.

 1978 yılından günümüze kadar geçen 41 yılda PKK terörü ile arasına hiçbir kesinti kurmamıştır.

1991 yılında PKK- Hadep ile ortaklık yaparak, TBMM’ne milletvekillerini taşımıştır.

2013yılı Gezi olaylarını- terörünü tüm yurtta desteklemiş. 80 İlimizde 3,5 milyon kişi ile terör yapmışlar. Sekiz kişinin ölümüne neden olmuşlar. Bu olaylarda CHP Genel Başkanı Kemal ve Milletvekilleri vardı. CHP’li meslek odaları, 86 sol illegal terör örgütü vardı. Tüm ülkeyi yakıp, yıkarak, harabeye çevirmişler.

15 Temmuz 2016 da yapılan Fetö darbecilerini bünyelerine almışlar. Hala savunuculuğunu yapmaktadırlar.

Ülkemizde 1978 yılından beri PKK terör yapmaktadır. CHP milletvekilleri bu PKK terör örgütü mensupları- teröristler öldüğünde, cenazelerine gitmektedir. HDP ile açık her türlü ortaklık yapmaktadırlar. PKK- YPG Suriye kolu terör örgütü değil diyen, CHP Başkanıdır. Bunları defalarca yazdım. Halk bunların ittifakına %47 oranında oy vermiştir. Bu yazdıklarımın sözlü, yazılı, görüntülü arşivlerini televizyonlardan pek çok defa izlemekteyiz. Eksik yazarım ama yanlış yazmamaya azimle gayret ediyorum.

“CHP milletvekilleri hem PKK terörist cenazelerine gitmektedir. Hem de asker, polis, sivil şehitlerimizin cenazelerine bazen katılmaktadır. Halk artık bunu yememektedir. Halk artık görmektedir. Halk artık sağduyu ile hareket ettiğinde, bunların hain ve katil yanlısı, koruyucusu olduğunu anlamaktadır.”

“ Deniz Gezmiş adlı kişi bir illegal sol – komünist terör örgütü lideridir. 1971 yılında diğer terörist arkadaşları ile idam edilmiştir. Bu terör örgütleri, 1968- 1980 yılları arasında terör yaparak, 10 bin insanımızın öldürülmesine neden olmuştur. CHP lideri Kemal, Deniz Gezmiş’in mezarına, ölüm yıldönümünde çiçek bırakmıştır.” Öyle hem teröristlerle birlikte ol, hem katillerle, hem maktullerle- öldürülenlerle birlikte ol! Yemezler.

İstanbul BŞ. Belediye Başkanlığına Ekrem İmamoğlu adında bir kişi seçildi. Beylikdüzü Belediye Başkanı iken, İstanbul BŞ. Belediyesinin başkanı oldu. 1960- 1974 yılları arasında Kıbrıs Türklerine EOKA terör örgütünü kışkırtarak, katliam yaptıran Başkipos Makaryos heykeli dikmekle ünlüdür. İki gün önce diyor ki; “HDP- PKK Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’in politikalarını baştan beri çok beğeniyorum. Takdir ediyorum.” Takdir ettiği, beğendiği kişi, 15 bin kadar asker ve polisimiz katlettirmiş. 40 bin kadar sivil halkımızı katleden, PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olan partinin genel başkanıdır.

CHP, milli, yerli, manevi, ilmi, insani, dini olan her şeye karşı tepki verir. Yıkmaya, yok etmeye çalışır. Çünkü kendileri laik ve seküler bir siyasi parti olduklarını söylüyor. Her türlü ahlak, etik yapıya, eğitime, öğretime, yaşantıya karşıdırlar. Ama  “ LGBT ENSES cinsi sapık sapkınlarla birlikte Ramazan ayında İstanbul, Ankara’da özgürlük yürüyüş yaparlar. Bu yürüyüşe CHP+ HDP+ solcu komünistler katılır.” Müslümanlara yasak getirmede, okumalarını sınırlandırmada, devlete- kamuya memur almamada direnirler. Mahkeme kararlarını aldırırlar.

Bendeniz, babam, dedem ve sağduyulu halkımız CHP’nin ve yandaşlarının hiçbir zaman iyi, güzel, doğru, dürüst, yararlı, olumlu bir davranışını görmemişler. Bunlar her zaman karışıklık, kargaşa çıksın diye hareket ederler. Çubuk’a gidişleri de haber vermeden olmuş. Olay olacağını sezen diğer CHP’liler ayrılmış. Kemal K. Kalmış.

CHP hep anarşi, şiddet, terör olaylarına zemin hazırlamış. Askeri cunta darbelerini hazırlamış. Teşvik etmiştir. Bütün terör olaylarının içindedir. Bütün darbelerin destekçisidir. Şer odaklarla işbirliği içindedir. 27 Mayıs 1960 askeri cunta kanlı darbenin de hazırlayıcısıdır. Sadece Demokrat Partililer idam edilmiş. Asılmıştır. 1959 yılında Uşak, 1960 yılında kayseri olayları vardı. İsmet İnönü 3 seçimi kaybedince, halkı tahrik etmiştir. Bu olaylar o gün ki gazetelerde geniş yer almaktadır.

1993 yılında Sivas Madımak oteli ve olayların çıkarılması, 1978 Kahramanmaraş olayları da CHP’liler tarafından halka sövgüler yapılarak, kışkırtılarak, olaylar çıkarılmıştır. İki olayda da iktidarda, hükümette CHP vardır. Sivas’ta Aziz Nesin, halkın dinine, imanına, kutsal değerlerine hakaret etmiştir. Çıkan olaylarda otelde 33 kişi yanarak, ölmüştür. 1978 Kahramanmaraş olaylarında da vali CHP’lidir. Hükümette CHP vardır. Komünist terör örgütü halkı terör ize etmiş. Halka saldırmıştır.

1950 öncesi zaten kıyım, vahşet, dehşet saçan bir devlet, karşı duran bir halk vardı.

HDP lideri Demirtaş, 2013 yılı Kurban Bayramı’nda, kurban eti dağıtan gençleri katlettirmek için, PKK’lıları kışkırtmış. Diyarbakır’da 53 kişiyi işkencelerle katletmiştir. Bu kalleş alçak kahpe adilerin yaptığı dehşet veren vahşetler yazmakla bitmez. Bunlar nerede bir suç, günah, haram varsa, destek olmaktadırlar. Zaten yapanlarda CHP’ye destek vermektedirler. CHP’de onlara destek olmaktadır.

Halkım ve insanlık şunları çok iyi bilmedir: “ CHP, şimdiye kadar milletim, insanlık adına, İslam ve Müslümanlar adına iyi, güzel, doğru, yararlı, değerli, önemli, hayırlı, olumlu bir yasa, işlem, uygulama çıkarılsa, engellemiştir. Anayasa Yüksek Mahkemesi’ni kendi noteri gibi kullanmıştır. Her hak, hukuk, hakkaniyetli yasayı iptal ettirmiştir.”)=

Her caniyi- katili, katliamcıyı, zalimi, zulmedeni, eleştiriyorum. Kınıyorum. Lanetliyorum. Kahrolmaları için dua ediyorum. Halkıma bu zalim gâvurluk edenleri, anlatmaya çalışıyorum. Halkımın ve insanlığın sıratı müstakime, hidayete ermeleri için hak yolu göstermeye çalışıyorum.