Âlemleri hiç yoktan yaratan, yaşatan, şekil veren, yaratmaya devam eden, öldüren, tekrar diriltecek olan, Yüce Allah’ıma sonsuz kere şükrediyor, teşekkür ediyor, hamt ediyor, dua ediyor, zikrediyor, tövbe ediyor, ibadet ediyor, sevgi, saygı duyuyor, itaat ediyorum. O’nun hak dini, İslam’ı yaşam tarzı yapıyorum. Onun en son mesajlarını, sözlerini, konuşmalarını içeren, Kur’ân’ı Kerim’i, peygamberimiz gibi, peygamberimize uyarak, örnek alarak,  bilgiyle, bilinçle, yaşıyorum. Yaratılış gayemin farkındayım.

Yüce Allah’ımdan ümidimi asla, katiyen, kesinlikle kesmiyorum. Cenabı Allah’a inanıyorum, güveniyorum, saygı, sevgi ile itaat ediyorum. Beni, annemi, babamı, atalarımı, akrabalarımı, hısımlarımı, tüm mümin ve Müslümanları affetmesini, bağışlamasını, merhamet etmesini, mağfiret etmesini, acımasını, rahmeti ile merhamet etmesini, arz ediyorum, diliyorum, niyaz ediyorum, dua ile temenni ediyorum.

 Bizlere rahmeti, merhameti ile iyilik etmesini, cennetine koymasını, işlerimizi kolaylaştırmasını, sağlık, esenlik, iman, İslam nasip etmesini, önemle niyaz ediyorum. Tüm insanlara, varlıklara, Rahman adı ile merhamet etmesini, hayırlar nasip etmesini dua ile istiyorum.

Yüce Allah’ımın Güzel ad ve sıfatları ile bize iyilik, hizmet, yardım, merhamet etmesini, can-ı gönülden diliyorum. Allahü Teâlâ’ya, peygamberler gibi veliler gibi mazlumlar gibi masumlar gibi çocuklar gibi dua ediyorum.

Allah’ımızın güzel adlarından; Afuuv: “Bağışlayan,” anlamındadır. Bizleri bağışlamasını diliyorum.

Gaffar; “günahları örten” anlamındadır. Bizlerin günahlarını örtmesini, yok etmesini, niyaz ediyorum.

Halim; “yumuşaklık gösteren,” anlamındadır. Bizlere yumuşak, sevgi ile ince davranmasını arz ediyorum.

Rauf; “şefkatli anlamındadır.” Bizlere yumuşak davranmasını yalvararak, istiyorum.

Rezzak; “rızık verici “ anlamındadır. Bizlere helal, yetecek kadar, mubah, meşru olan rızıklar vermesini, iki âlemde vermesini, temenni ediyorum.

Tevvap; “ tövbeleri kabul eden,” anlamındadır. Bizlerin tövbelerini kabul etmesini yalvarıp, yakararak arz ediyorum.

Şafi; “şifa veren” anlamındadır. Bizlere sağlık, esenlik, şifa vermesini, maddi, manevi anlamda vermesini dua ile ısrarla istiyorum.

Veli; “Müminlerin velisidir.” Bizleri koruyup, kollamasını, gözetmesini, sahip çıkmasını içtenlikle arz ediyorum. Zalimlerin, münafıkların, kâfirlerin, gâvurların, gaddarların her türlü kötülüğünden korumasını; önemle, ısrarla diliyorum. Allah’ımdan hiçbir an; ümidimi, umudumu kesmedim, kesmiyorum, kesmeyeceğim, inşallah.

Allah cc. Zümer Suresi 53. Ayette mealen buyuruyor: “ De ki, “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden- merhametinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

Nisa Suresi 40. Ayet: “ Şüphesiz Allah ( hiç kimseye) zerre kadar haksızlık etmez. Yapılan çok küçük bir, iyilikte olsa, onun sevabı kat kat artırılır. Kendi katından büyük bir ödül verir.”

Al-i İmran 108. Ayet: “ İşte bunlar Allah’ın, sana, hak- doğru olarak okuduğumuz ayetleridir. Allah, âlemlere- yarattıklarına hiç zulüm- haksızlık istemez.”

Mümin Suresi 30 -31. Ayet: “ İman etmiş olan adam dedi ki: “ Ey kavmim! Şüphesiz ben, Nuh kavmi, Âd kavmi, Semut kavmi ve onlardan sonra gelen toplulukların başına gelen olayların, sizin başınıza gelmesinden korkuyorum. Allah, kullarına asla zulmetmek istemez.”

Yunus Suresi 44. Ayet: “ Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez- haksızlık etmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler- haksızlık ederler.”

Duhan Suresinin ilk ayetlerinde Yüce Allah’ımız cc. Buyuruyor: “ Şüphesiz biz, insanları uyarmaktayız. Bir rahmet olarak, peygamberler göndeririz.”

                Âlemlerin Rabbi, halikı olan Yüce Allah’ı sevmeyenden, saygı duymayandan, kabul etmeyenden, İslam dinine ilgi duymayandan, peygamberini hor- hakir görüp, dışlayandan, Müslüman olmaz. Kâfirler, müşrikler, münafıklar, ateist, deistler, putperestler, bunun için mümin ve Müslüman olamamışlardır.

                Son peygamberimiz Hazreti Muhammet Mustafa as. Olmazsa, olmazdır. Kur’an, ona vahiy yolu ile Cibril aracılığı ile geldi. O ezberledi. İnsanlara tebliğ etti. Anlattı, söyledi, açıkladı, öğretti. Yazdırdı. Eğitti. O olmasaydı, insanların, Kur’an’dan haberi olmazdı. Kur’an ibadetlerini de yaşamasını bilemezdi. “Allah cc. Peygambere uyun, onu örnek alın, diye defalarca buyuruyor.”

                Peygamberimiz as. Kendi sünnetine uyanlara dua ediyor. “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek mümin olamazsınız. Aranızda selamı yanı barışı yayın buyuruyor.”

                Hazreti Muhammed Mustafa sas. Peygamberimiz buyuruyorlar:

                “ Mümin, iman yönünden en olgun olanı, en güzel ahlaklı olanıdır, buyuruyor.

                Sizden biriniz, kendisi için istediğini, din kardeşi içinde istemedikçe, gerçek mümin olamaz, buyuruyor. 

                Beni, diğer insanlardan daha çok sevmedikçe, gerçek mümin olamazsınız, buyuruyor.

                Sizden birinizin arzusu, benim size bildirdiğim Kur’ân’a uygun olmadıkça, gerçek mümin olamaz, buyuruyor.

                Müminin özelliği; iman, ihsan, teslimiyet, tevekkül, şükür, sabır olmalıdır.

                Hakiki- gerçek mümin, emniyet- güvenlik ve güven verendir.

Gerçek müminin başta gelen özelliği; adalet ve ihsandır- bağışta bulunmadır.

Gerçek mümin, herkesle güzel geçinir. İltifat eder. Başkalarına sıcak ve yumuşak davranır. Kendine yapılan haksızlıkları affeder.

Mümin ile geçinmek kolaydır. Kavgacı ve gürültücü değildir.

Hakiki mümin sözünde durur. Başkalarına acır ve merhamet eder.

Hakiki mümin, başkalarını kırmaz, incitmez, yaralamaz, küçültmez, dedikodu yapmaz, kötü sanı da bulunmaz, gizlilik araştırmaz, yalan söylemez, iftira atmaz, kardeşlik duygularını zedelemez. Birlik ve beraberliği bozmaz.

Hakiki mümin, alış-verişte, tartıda, ölçüde, ticarette; hile, aldatma, kul hakkı yeme yapmaz.

Hakiki mümin, komşusu ile iyi geçinir.

Hakiki- gerçek mümin, hata, yanlış yaptığında, özür diler, gönül alır. Allah’a tövbe eder.

Mümin, diğer müminlere destek olur.

Hakiki mümin, Allah cc. Yolunda infak eder, karşılıksız verir.

Hakiki mümin; sabırlı, hilim- yumuşaklık sahibi, öfkesine hâkim olan, sözünde duran, affedici, güvenilir, faydasız işlerden, boş işlerden yüz çeviren olmalı.

Hakiki mümin, merhametli, iyiliği emreden, kötülüğü yasaklayan, kötülükten sakındıran olmalı.

Hakiki mümin, günahlarda ısrar etmemeli.

Hakiki mümin, komşularıyla; güler yüzlü, tatlı dilli, kusur işleyince affeden, ihsanda bulunan, hastalığında yanında olan, cenazesinde bulunan, iyi muamelede bulunan olmalı.

Peygamberimiz, imkânı- olanağı olanın, nikâh ile evlenmesini istiyor.

Kişi, evleneceği eşinin dindar olmasını, İslam ahlaklı olmasını, İslam’ı ölçülerde yaşamasını, yalancı olmamasını söylüyor. Eş adayı istemelerinde nezaketli, saygılı, edepli, sünnete uygun yapılmasını istiyor. Gereksiz konuşma ve karar değiştirme olmamasını istiyor. Nikâhın açık, herkese duyurulan, insanların çağrılması ile yapılmasını söylüyor. Kadınlarla iyi geçinmek, iyi davranmak, sabretmek, kaba ve kırıcı olmamayı öneriyor.

Düğünde aşırı masraf- gider yapılmasını, Kur’ân ve sünnete uygun yapılmasını tavsiye ediyor.

Hanımlara; iyi, güzel, nazik, kibar, iyi huylu, hoşgörülü, hoş, kinsiz davranılmasını öneriyor. Hatalara karşı kızılmamasını, öfkelenmemesini, sevgi ile davranılmasını, ikramda bulunulmasını istiyor.

Sağlığın korunmasını, gerektiğinde en iyi şekilde tedavi- iyileştirme yapılmasını, erkeklerin sünnet olmasını, bilgili olunmasını istiyor. Tedavi olunmasını isterken, haramlarla tedavi olmamayı istiyor.

İnsanların çoğu sağlık- sıhhat ve boz zamanın kıymetini bilmiyor. Bunda aldanıyor. Bu iki nimeti çok iyi değerlendirmeli.

Çevreyi kirletmeyin. Çevreyi ve suları kirletenler lanetlenmiştir.

Hastayı üç gün geçmeden yoklamayınız- ziyaret etmeyiniz.

Temizlik imanın yarısıdır.

İçkiden sakınınız. İçki her kötülüğün anahtarıdır.

Size denk olan kadınla evleniniz.

Oruç tutunuz ki, sıhhat- sağlık bulasınız.

Seyahate- geziye çıkınız. Sağlık bulursunuz.

Günde iki defadan fazla yemek; israftır ve hastalıktır.

Daima taze yemeklerden yiyiniz.

Çok çiğneyiniz, yavaş yiyiniz.

Yemekten önce ve sonra ellerinizi, ağzınızı yıkayınız. Diş temizliği yapınız.

Yalnız yemek yemeyiniz.

Hamt ve şükür etmeden sofradan kalkmayınız.

Karanlık evde oturmayınız.

Suyu üç yudumda içiniz.

Yemeğe ve suya üflemeyiniz.

Zeytinyağı ve baş şifadır. Soğan ve sarımsak şifadır. Kabak yemek sağlık için yararlıdır. Hurma yemek sağlık kazandırır. İncir şifalıdır. İnek sütü şifadır.

Aç iken soğan yemeyiniz.

Yemekleri soğuk yiyiniz. Sıcak yemek yemeyiniz.

Yumurtayı yıkamadan suda pişirmeyiniz.

Yemeklerde sebze, meyve yiyiniz.

Oturarak giyininiz.

Yemek yediğin zaman az ye! Kolay hazmedeceğin yemeklerden yemeye çalışınız.

Çocuğa, bebeğe; annesinin sütünden daha yararlı ve hayırlı bir süt yoktur.

Ey Allah’ın kulları! Tedavi olun. Allah cc. Hastalıkların tedavi ilacını, devasını da yaratmıştır.

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa asv. Buyuruyor: “ Ramazan ve Kurban bayram gün ve gecelerini, iyi şekilde ihya eden müminlerin; kalbi, kalplerin öldüğü gün, ölmez.”

Sevgili peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Dünya geçici bir nimettir. Dünyanın en değerli nimeti ise iyi/ saliha bir kadındır.”

Değerli liderim, önderim, sevgili peygamberim asv. Buyuruyor: “ Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.”

( Bu hadisi şerifler, 4000 sünnet ve adapları adlı eserden kısaltılarak, hadislerin anlam ve özelliği bozulmadan, derlenmiştir. Bu değerli eseri yazan; Ahmet Gültekin ve Nuri Dunay kardeşimize çok teşekkür ediyorum. Allah cc. Razı olsun, diyorum. Geçmişlerine ve kendilerine dua ediyorum.)

Bugün, 27.04.2022 günü akşamıdır. Yanı bugün, Kadir Gecesidir. Kadir Gecesi; mübarek, bereketli, hayırlı, faydası çok ve bol, feyizli bir gecedir. Kadir Gecesi; 1000 aydan, 83,4 yıldan daha fazla sevap kazandır. Bu durum, Kadir Suresi’nde ayetlerle anlatılmaktadır. İslam dininin kıymet, değer verdiği 10 gece vardır. Bu 10 geceyi çok iyi değerlendirmek gerekir.

Bu on gece şunlardır: Muharrem ayının ilk gecesi olan Hicri yılbaşı, İslam dinin değer verdiği bir mübarek gecedir.

Aşure günü kıymetlidir.

Mevlit kandili değerlidir, önemlidir.

Regaip gecesi değerli, kıymetlidir.

Miraç kandili değerlidir.

Berat kandili kıymetlidir.

Kadir gecesi değerlidir.

Ramazan Bayramı değerli, önemli, kıymetlidir.

Arife günü değerlidir.

Kurban Bayramı değerlidir.

Recep, Şaban, Ramazan ayları, üç aylar dediğimiz bu aylar, değerlidir.

Ramazan orucu farz olan bir oruçtur.

Cuma gecesi ve Cuma günü değerlidir.

Bu gece ve gündüzleri çok iyi değerlendirmemiz gerekir.

Biz, mümin ve Müslümanlar, dinimizi; Kur’ân’dan, peygamberimizden, İslam âlimlerinden öğreniyoruz. İslam âlimi demek; hem İslam ilimleri hem de pozitif bilimleri bilen, samimi dindar kişilerdir. Cahil cühela, bozguncu, bozuk ve hain kişilerin; söz, yazı ve davranışlarına değer, önem, kıymet vermiyoruz. Onlar dış düşmandan çok daha etkili, tehlikeli, zarar- ziyan vericidirler. Dış kâfirlerin içteki münafık mankut köleleridirler.

Mümin ve Müslüman, imanın şartlarını ve İslam dininin şartlarını; samimiyetle, bilgiyle, bilinçle, özenle, isteyerek yerine getirir. İmanın şartlarına, Bakara Suresi 177. Ayete ve tüm Kur’ân’ı Kerime inanır ve peygamberimizi örnek alarak yaşar.

 İslam dinine iman edip, imanın gereğini yapmaya; azimle, gayretle devam etmeli. Allah cc. Bizlerin, 35 kez namaz kılmamızı ayetlerle istemektedir.

Lütfen! İnternete giriniz ve Allah cc. hangi ayetlerle vakit namaz kılmamızı, Cuma namazı kılmamızı istiyor, öğreniniz.

Peygamberimiz Hazreti Muhammed sas. Namaz hakkında şöyle buyuruyor:

“ Namazın dindeki yeri; başın vücuttaki yeri gibidir.

Kıyamete, mahşerde insanların ilk sorguya çekileceği ibadet; namazdır.

Düzgün namaz kılanın, namazı kabul edilir.

Namaz kılanın ahirette sorgusu kolay olur.

İmandan sonra en büyük görev; namaz kılmaktır.

Her peygamberin, ümmetine son vasiyeti; namaz kılmalarıdır.

Namaz kılmak çok önemli, değerli, farz olan bir ibadettir. Namaz kılmamak çok büyük günahtır. Küfre düşmesi kolaydır!

Namaz kılmayan, Allah’ın kızgınlığını görür.

Kalp, namaza hazır şekilde olmalı. Kalp namaza hazırlandıktan sonra kılınmalı.

Namazı kasten kılmayanın diğer ibadetleri de hoş, güzel, değerli olmaz.

Namaz kılmayanın iman ile ölmesi zayıf bir ihtimal- olasılıktır.

Namaz kılmayanın kalbi kararır, katılaşır, diğer günahları da kolayca işler.

Münafıklara namaz kılmak çok zor, ağır gelir!

Bizler, akıllı, zeki, uyanık, dikkatli, öngörülü, basiretli, bilim ve din ilimleri bilip, yaşayan olmalıyız.

Hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, düzgünlük, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, Allah cc. Ve de peygamber sav. Yolundan bir milimetre ayrılıp, sapkınlığa asla düşmemeliyiz. Bidat, hurafe, batıl, küfür yoluna düşüp; kapkara, zifiri karanlık içine düşüp, bocalamamalıyız.

Gözlerimiz, kulaklarımız, dilimiz, ağzımız, beynimiz, kalbimiz, ruhumuz; Allah’tan başka yerlere yönelmemeli. Zalimleri ve hak- hukuk, insanlık, varlık düşmanlarını, insanlık ve varlık düşmanlarını, asla dost edinmemeliyiz. Onlara zerre kadar destek olmamalıyız. Maddi, manevi destek olmamalıyız ki, onların işlediği günahlarına ortak olmayalım. Zalime destek veren, işlediği günahına ortak olur! Hayır, iyilik, hakça iş, işlem yapana, destek veren; işlediği sevaba ortak olur. Bizler iyilikleri desteklemeliyiz. Kötülükleri azaltıp, yasaklamalıyız.