Türkiye Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği (Sür-Koop) tarafından düzenlenen "2. Türkiye Balıkçılığının Sorunları ve Çözüm Önerileri Sempozyumu" balıkçılık sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getirdi.
Türk balıkçılık sektörünün sorunlarının masaya yatırıldığı Sür-Koop tarafından düzenlenen 2. Türkiye Balıkçılığının Sorunları ve Çözüm Önerileri Sempozyumu’na, balıkçılar, bakanlık temsilcileri, akademisyenler ve kooperatif yöneticileri katıldı. Antalya’da gerçekleştirilen ve iki gün süren sempozyumda, bölgesel balıkçılık ve kotalı avcılık gibi öneriler tartışılırken, yasa dışı avcılığın tamamen önlenmesi konusunda da fikir paylaşımı yapıldı. Sempozyuma katılan İzmir heyetinde yer alan Foça Merkez Su Ürünleri Kooperatifi Bölge Birlik Temsilcisi Hasan Eser de konuşma yaptı.
GENEL BAŞKAN ÖZKAYA’DAN ÖZ ELEŞTİRİLER
Sür-Koop Genel Başkan Ramazan Özkaya, açılış konuşmasında yasa dışı avcılığa, mevzuatın getirdiği ağır şartlara, sürdürülebilir balıkçılığın önemine, balıkçılık sektörünün geçmişinde yapılan hatalara ve balıkçılığın geleceğini kurtarmak için hangi adımların atılması gerektiğine değindi.
PAYDAŞLAR SÜRDÜRÜLEBİLİR BALIKÇILIKTA HEMFİKİR
Yapılan konuşmaların ardından balıkçılık alanında yaptıkları bilimsel araştırmaların ışığında bilgi ve deneyimlerini aktaran akademisyenlerin sunumları ilgiyle izlendi. Fikir jimnastiğine dönüşen sempozyumda katılımcılar, Türk balıkçılık sektörünün kurtuluş reçetesi olarak nitelendirilen sürdürülebilir balıkçılık konusunda fikir birliğine vardı.
"SÜRDÜRÜLEBİLİR BALIKÇILIK OLMAZSA OLMAZ"
Sempozyumda katılımcılara hitap eden Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Durali Koçak, "Tüm bilim adamlarımızın dünya genelinde balık avcılığı konusunda tespiti ve öngörüsü şudur; avcılık yolu ile edilen ürünlerin sınır noktasına ulaşıldı. Hiç kimse bundan daha fazla artış beklemesin. Dolayısıyla avcılıkta esas olanın kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmasıdır. Bu tespiti iyi idrak etmemiz gerekiyor. Çünkü dünyada yaşanan bu durum bizim ülkemiz içinde geçerlidir" dedi.
BÖLGESEL BALIKÇILIĞA DESTEK
Sempozyuma katılan İzmir heyetinde yer alan Foça Merkez Su Ürünleri Kooperatifi Bölge Birlik Temsilcisi Hasan Eser de, “Türkiye denizlerinde dağlarda gezen kurt sürüsü gibi balık neredeyse soluğu orada alan yüzlerce tekne var. Ancak her bir avlak sahamızın da belli bir kapasitesi var. Örneğin kendi bölgemiz Foça’ya her yıl sezon ilk açıldığında ülkenin her bir yanından yüzlerce tekne gelip avlanıyor. Bu teknelerin arasında ‘nasıl olsa burası bizim kendi meramız değil’ düşüncesiyle hunharca avlanan da oluyor. Bu anlamda 5 ay yasak dönemi boyunca çoğalan balık stoklarımız 15-20 gün gibi bir kısa sürede tükenip adeta bitkisel hayata giriyor. Normal şartlarda kendi bölgemiz balıkçılarının 7 ay sezona yayarak avlanacağı sahalar, bir ay gibi kısa bir sürede talan ediliyor. Burada şahsi fikrim; yapılması gereken plakalı sisteme yani bölgesel balıkçılığa geçmektir. İstanbul plakalı bir ticari taksi nasıl gelip İzmir’de ticari faaliyet gösteremiyorsa balıkçı gemilerimiz de kendi sınırları içerisinde avcılık yapmalı ve herkes kendi evinin bahçesinden mesul olmalıdır” diyerek, bölgesel balıkçılığı desteklediğini söyledi.
"BALIKÇILIKTA DEVRİM YAPACAĞIZ"
Sempozyum sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sür-Koop Genel Başkan Ramazan Özkaya, "Geçen yıl birincisini Bodrum’da gerçekleştirdiğimiz Türkiye Balıkçılığının Sorunları ve Çözüm Önerileri sempozyumunun ikincisini bu yıl Antalya’nın Belek beldesinde gerçekleştirdik. Burada ’balıkçılık sektörümüzü nasıl daha verimli ve sürdürebiliriz?’ sorusuna cevap aradık. Bu noktada özellikle bölgesel balıkçılık bizim için çok önemliydi. Herkes kendi bölgesinde kendi kararını almalı bütün av araç gereçleri kendileri seçmeli diye düşünüyoruz. Ayrıca azalan stokları bugünkü durumda tutabilmek için kota uygulamasına geçmek istiyoruz. Bu nedenle de balıkçılar ve akademisyenler başta olmak üzere tüm paydaşlarımızın görüşlerini aldık. Aldığımız bu fikirler ışığında Türk balıkçılık sektöründe yapmayı hedeflediğimiz devrim hazırlıklarımız devam edecek. Nihai amacımız bir dünya mirası olan denizlerimizi gelecek nesillere verimli bir şekilde aktarmak olacaktır” diye konuştu.