1968/69 lu yıllar sevgili Osman Can'ı önceki yıllardan Günaydın gazetesinin muhabiri olduğunu bilir yazılarından tanırdım ama diğer gazetecileri ne görmüş nede tanırdım. Bunlardan biride Yavuzer Tarlan'dı.

Orta okul 2. sınıf öğrencisiyim ve Tercüman gazetesi Rize muhabiri olarak büyük bir heyecanla haberler yazıyor gazeteye gönderiyordum. Bazen güncel özelliği olan haberleri de telefonla gazetenin ilgili servislerini arayarak yazdırıyordum. Tıpkı diğer gazete muhabirleri gibi. Ertesi gün veya birkaç gün içerisinde gazetecilik deyimiyle imzamla yani ismimle yayınlanan haberlerımle bu mesleği daha çok severek yapmam adına bir teşvikti benim için.

1968/69 lu yıllar sevgili Osman Can'ı önceki yıllardan Günaydın gazetesinin muhabiri olduğunu bilir yazılarından tanurdım ama diğer gazetecileri ne görmüş nede tanırdım. Bunlardan biride Yavuzer Tarlan'dı. Tercüman gazetesinden önce ilkokul 5. sınıfa giderken merhum Mustafa Ardal ağabeyimle oğlu Bora vasıtasıyla tanışmış ve sahibi olduğu Zümrüt Rize ve rahmetli Şemsettin Çepni ile rahmetli Nihat Karadereli'nin sahibi oldukları Yeni Rize gazetelerine muhabirlik yapardım.

Bugün toprağa verilecek olan Hürriyet gazetesi, AA ve TRT muhabiri ve Rize temsilcisi merhum Yavuzer Tarlan'ı çok merak ederdim çünkü hergün değilse bile gün aşırı Hürriyet'e haberi çıkar bende büyük bir keyifle okurdum. Tercüman gazetesi muhabiri olduğum zaman Rizespor Türkiye 3. liginde oynuyordu. Maçları izlemek ve yazmak için eski stadyumda basın tribünü olmadığı için gazetecilerin oturduğu kapalı tribünde ilk kez oturmuştum. İçlerinde en genç bendim çekingen ve heyecanlıydım. Maç başlamadan önce bir kişi yanıma oturdu bana dönerek kibarca "sen gazetecimisin" dedi, bende kendisine "hayır ben muhabirim" dedim. Bu kişi kimdir diye düşünürken elini uzatarak ben Yavuzer Tarlan deyince o an heyecanım tavan yaptı.

Aradan geçen 53 veya 54 yıl sonra kendisiyle tanışmamızı hiç unutmamışın. Tanışmamız dan birkaç gün sonra eski belediye parkının önünde karşılaştık parkta oturup çay içtik sohbet ettik kendisini daha iyi tanıma fırsatı buldum. Konuşmamızın en önemli anı ise bana "ben sporu sevmiyorum ve pek anlamıyorum, sen bu spor işini biliyorsun herhalde yazdığın yazıları okuyorum. Sen bana spor haberlerinde ve maçları yazmamda yardımcı ol bende diğer haberlerde sana yardımcı olayım kabul edermisin" deyince aklıma bir söz geldi "Allah'tan bir göz istedi Allah verdi iki göz" bu teklifine adeta çakıldım. Evet spor yazılarım iyi idi ama diğer haberlerde bocalıyordum. Birkaç gün geçti kendim için yazdığım haberlerin aynısını bazı değişikler ve oynamalar yaparak onun imzasını kullanarak haberleri kendisine vermeye başladım. Konuşmamızdan 2 veya 3 maç sonra kendisi maçlara gelmemeye başladı veya bazı maçlarda görğnüp gidiyordu. Maç haberlerini Hürriyet Samsun bürosuna yazdırmaya başladım. Sporu sevmediğini büro şefi rahmetli Uğur Gürsoy ve yardımcısı Avni Demir bildikleri için beni önermişti onlarda kabul etmişti. Ama maç ve diğer spor haberleri kendi imzasıyla yayınlanırdı.

Tercüman gazetesinden 3. yıın sonunda ayrılarak Milliyet gazetesnin Rize muhabiri ve temsilcisi olmuştum. Her iki gazetede çalışırken çok büyük yardımların gördüm. Spor haberleri dışındaki haberlerde öğretmenimdi sevgili Yavuzer Tarlan ağabeyim. Sadece bana karşı değil herkese samimi ve dürüst davranır, sevecen ve hiç kimseyi kırmazdı. O dönemlerde merhum gazeteciler Şakir Topaloğlu, Mecit Can, Metin İslamoğlu, Hasan Kır, Osman Gürel, Eyüphan Azal, Necati Tuzcu ve büyüklerimiz Mustafa Ardal, Şemsettin Çepni, Ercan Kazmaz Nihat Karadereli, Vural Kazmaz'ı da yazımın bu bölümünde rahmetle yad ediyorum mekanları cennet olsun inşallah. Sevgili üstadım ve değerli Yavuzer Tarlan ağabeyimi yaklaşık 5 yıl önce Osman Can, Recep Ali Aksoylu ve Fikret Arifoğlu ile birlikte Rize'deki evinde ziyaret ettiğimizde karşılıklı olarak çok mutlu olduk ve duygulanmıştık.

Rahatsız olduğu için ziyareti kısa tutmanıza rağmen anılar havada uçuşmuştu... Daha sonraki yııarda birçok kez telefonla aradım ama sadece 2 kez görüşebildik. Ama bu arada kardeşi TC Yusuf Tarlan haberler alıyordum Yaz sezonunda Rize'ye gittiğimde ziyaret etmek istedim ama ziyaretcilerini görünce heyecanlandığı ve duygulandığı için ailesinin kararına saygı duyarak görüşemedim. Sevgili üstadım değerli ağabeyim vefatından dolayı ailece büyük bir üzüntü duyduk. Sevgili Tarlan ailesine, Rize basın camiası ile sevenlerine sabır ve başsağlığı dilerim. Can ağabeyim seni her yönünle çok özleyeceğim. Çıkmış olduğun bu ebedi yolculuğuna yüce rabbim gani gani rahmet eylesin, yerin ve mekanın cennet olsun inşallah.