<p style="text-align: justify;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;">Kendisinin de bir çay müstahsili olduğunu belirten Başkan Özer “Müstahsil olunduğunda azı çoğu olmaz, hepsi aynıdır. O sebeple müstahsiller olarak sorumluluğumuzu bilmek durumundayız” diyerek sözlerine başladı.</span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;">Geçmişte çay sezonunun açılmasını sabırsızlıkla beklediklerini vurgulan Özer, o dönemler için şu ifadeleri kullandı: “Önceden herkes çay zamanını beklerdi. İnsanlar kışın bakkallardan veresiye alışveriş yapardı. Yaz gelince borçlar ödenirdi. İhtiyaçlar karşılanırdı, ev yapılacaksa ev yapılırdı. Bu, çocuğun oyuncağını beklemesi gibi bir şeydi. 1990’lı yıllarda Güneysu Ortaköy’de öğretmenlik yaptığım sırada çay başladığı zaman okulda öğrenci kalmazdı. Çocuklar bile çay toplamaya giderdi.</span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;">Çocukluğumda çay alım yerleri bizim için eğlenceydi, şenlikti. Şöyle bir kültür vardı herkes çayını getirdiğinde bezini açardı. Eksperi beklemeye başlardı. Eksper dolaşıp çayını beğendiklerine ‘sen getir çayını sat’ derdi. Seçme olayı vardı. Biz sadece eğlence için giderdik. Oyun için giderdik. Çay bezlerini çekmeye, dökmeye yardım ederdik.”</span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;">Bugün yeniden çocuklarımızın ve diğer herkesin alım yerlerinde o eski eğlenceli günlere dönmesini sağlamak gerektiğini vurgulayan Başkan Özer, “Çay yöremizin geçim kaynağıdır. Çay zamanı; çiftçi toplanan mahsulden, toplayan kişi toplamaktan, kamyoncu fabrikalara taşımaktan kazanmaktadır. Kuru çay üretilirken, paketlenirken en az 9-10 farklı kalemde bir gelir kaynağı olmaktadır. Kamyoncusu, işçisi hala bayram bekler gibi çay beklemektedir. Çay tek başına yöremizin dinamiğidir. Çay biterse tarımsal üretici olarak da sanayi olarak da yok oluruz. Müstahsili, işçisi, kamyoncusu, nakliyecisi hiçbir şeyi olmaz, biz de olmayız. Yani çayın yok oluşu yöremizin yok oluşu demektir. Bu yüzden çaya damarımızdaki kan gibi sahip çıkmalıyız. Çaya olan duygusal bakışımızı tekrar kazanmalıyız. Kalbe hitap eden çalışmalarla kaybedilen sıcaklığın geri döneceğini düşünüyorum” şeklinde sözlerini sürdürdü.</span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;">Başkan Özer bu yıl Çaykur Genel Müdür Vekili Yusuf Ziya Alim öncülüğünde atılan adımların çok yerinde olduğunu, vatandaşların çaylıklara girdiğini, ürünü kendilerinin toplamaya başladığını, yevmiyecilere verilen paranın vatandaşın cebinde kaldığını ve bu şekilde çaya sahip çıkıldığını sözlerine ekledi. Özer son olarak, böyle devam ederse de çayımızın yeniden canlanacağını, özlemini çektiğimiz değere ulaşacağını umut ettiğini ve kendisinin de bu duygularla “Hayde Çaya Bakalım” dediğini belirtti.</span></span></p>