Ben Çayın Çocuğuyum. Babam çay işçisi annem çay üreticisi ve ben çay paraları ile okudum avukat oldum. Çay paraları sayesinde kazandım. Şimdi kazandığımı toplumla paylaşıyorum. Rize’ye ve Çaya bir vefa borcum var. Bu borcumu da Rize ve Rizeliye ödemek zorundayım. Çayda sömürü son bulsun diye çay üreticisi çay paralarını peşin alsın diye bir çok kez çay üreticisi ve çay işçisinin haklarını savundum. Hak arama mücadelelerinde yanlarında oldum. Ama benim çay işçisi ve çay üreticisinin haklarını savunmam, hak arama mücadelelerinde yanlarında olmak zamanın iktidarının pek hoşuna gitmedi diye bir çok ceza aldım. O cezalar benim onurum ve gururum olmuştur. Aldığım cezanın mahkeme kararı duvarımda hala asılıdır. Bak kardeşim ben 20 yıldır Çaykur Rizespor’da Asbaşkan, yönetici avukat olarak görev yaptım. Her koşulda Rizespor’un hizmetinde oldum. Bu dönem zarfında birçok fedakarlıklarda bulundum. Rizespor’umuz düşse de ben onu hiç terk etmedim. Çayın kitabını yazdım. Çay üzerinde oynanan kirli oyunları anlattım. Çayın ve Çaykur’un özelleştirileceğini yıllar önce kaleme aldım. Çayın filmini yaptım. “Çaylar Şirketten” isminde bir belgesel film yaparak çaydaki dönen dolapları anlattım. Çaya sahip çıkmamız gerektiğini anlattım. Rizespor’un tarihini anlatan “Buhti’nin Düzünden Günümüze Kadar Çaykur Rizespor Tarihi” ve bu tarih sayfalarında görev alan Rizeli büyüklerimizi anlattım. Dereleri talan eden zihniyetle mücadele ettim. Derelerimizi kurutan HES’lerle mücadele ettim ve bu mücadelem doğamız derelerimiz özgür akana kadar devam edecek.