Müslümanların iki âlemde huzurlu, mutlu, rahat, başarılı, hayırlı durumda olmaları için, akıllarını çok iyi kullanmaları gerekir.

Akıl, Yüce Allah’ın insanlara verdiği, en büyük nimettir. İslam dini, akıllı olan insanlara gönderilmiştir. İslam dinine inanıp, yaşam tarzı edinenler, akıllı kabul edilmiştir. Aklını iyi kullananlar, iki âlemde güzel yaşama sahip olurlar. Aklını iyi kullanmayanların üstüne, dünyada pislik yağar. Ahirette de sonsuz cehennem azabına uğrarlar.

Akıllı insan, dünyada ve ahirette zarara- ziyana uğramaz.

Akıl; düşünme, kavrama, anlama, anlatma yetisidir. Akıl, başka bir deyişle us, Yüce Allah’ın insanlara bahşettiği çok önemli, en önemli bir nimettir. Akıllı insan doğru anlar, anlamlandırır, doğru ve gerçeği kabul eder, kavram oluşturur ve bunlara göre hükmeder. Akıl, doğru anlayıştır. Akıl doğru algılamadır. Akıl anlamadır. Düşünme yeteneğidir. Konuşma yeteneğidir. Doğru davranma yeteneğidir. Akıl, zekâdır, zihindir, bellektir. Doğru ve gerçekleri kabul etmektir. Kalp, beyin, ruh ve dimağda dosdoğru düşünmedir.

Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın yarattığı tüm varlıklar içinde; en akıllı, zeki olanı, insandır. Akıllı, zeki insan; Kur’ân, peygamber, İslam dinini kabul eder. Zaten İslam dini, akıllı insanları sorumlu tutar.

Akılı insan, İslam dini, bilimle, hikmetle, hak ve hakikatle davranır.

Akıl, iki âlemde zarar görmemeyi sağlar, oluşturur. Akıl bize dosdoğru yolu gösterir.

Akıl ile hak ile batılı,

Doğru ile yanlışı,

Yalan ile doğruyu,

 Yararlı ile zararlıyı,

 Güzel ile çirkini,

Olumlu ile olumsuzu ayırt ederiz.

Sağlıklı ile sağlıksızı fark ederiz. Akıl ile iki zıt- ters- karşıt nesneyi, varlığı birbirinden ayırt ederiz. Aklını doğru kullanamayanlar, doğru ve gerçek olanı tercih edemez. Gidip zararlı, kötü, çirkin, yararsız, bozuk, sapık, sapkın, şer olanı tercih eder. Bunu da bir meziyet, maharet kabul eder. Dünya insanlarının çok büyük çoğunluğu, hak ve hakikati hiçbir zaman kabul edememiştir.

Aklın düşmanı; bencillik, kibir, batıl, küfür düşüncedir.

Akıl ile zekâ birbiri ile bağlantılıdır ama farklı kavramlardır.

Akıllı insan, Yüce Allah’ın önemli, değerli, yararlı, iyi dediğine; evet der ve kabul eder. Kötü, çirkin, yalan, yanlış, olumsuz dediğine de; evet der ve kabul eder.

Zekâ etik bir anlam taşımaz. Zekâ IQ testi ile ölçülebilir. Her insanda farklı zekâ boyutu vardır. Zekâ, okumakla, beyni işletmekle, beyni çalıştırmakla gelişir, artar. Zekâ, beynin algılama, sorunu çözme, problemlere çare bulma hızıdır.

Her akıllı insan, zeki olmayabilir.

 Her zeki insan da, akıllı olmayabilir.

En önemlisi hem akıllı hem de zeki olmaktır.

Akıl doğru ile yanlışı ayırt eder. Bize seçtiği doğru yolla, doğruyu gösterir.

Akl-ı selim- sağduyu ile doğru ile yanlışı ayırt edip, doğruyu seçeriz.

Zekâ, insanın düşünme, akıl yürütme, nesnel gerçekleri algılama, doğru sonuç çıkarma, doğru sonuca ulaşma, yetenekleri beceriye dönüştürme, sorun çözmeyi başarmayı doğru yapar. Zekânın çoklu zekâ kuramı vardır. Zekâ zihinsel işlevdir. Zekâ soyut bir kavramdır. Zekâ çeşitlerinin tümünü kullanma becerisini elde etmeli.

İslam güzel ahlaktır.

İkiyüzlü iflah olmaz.

Kibir şeytandandır.

Allah’a ruhumuzun verdiği sözü unutmayalım.

Müslüman her güzel, hayırlı işe besmele ile başlamalı.

Allah’tan daim bir sağlam, sağlıklı, ilahi iman istemeli.

Allah’ın emirlerini yapmamaktan korkan bir kalp, beyin istemeli.

Güçlü bir dini yaşama istemi istemeli. Sağlık ve güzel, yararlı uzun ömür istemeli. Uzun ömür hakta olanlar için nimettir. Sapıklıkta olanlar için külfettir.

Allah’a şükretmeli, hamt etmeli, ibadet etmeli, tövbe etmeli, zikretmeli, iyilik etmeli. Allah’a takva- muttaki Müslüman olmalı.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Cennetin anahtarı namazdır.” “ İşte beş vakit namazda böyledir. Allah bu namazlarla günahları yok eder.” “ Sizin en hayırlınız ailesine en güzel şekilde davranandır. Ben aranızda ailesine en güzel davranan kişiyim.” “Aranızda bekârları evlendirin.” Nikâh benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse, benden değildir.” “Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi, kişiye günah olarak yeter.”

Peygamberimizin en büyük mucizesi; Kur’an’ı Kerim’i vahiy yolu ile alıp, insanlara bildirmesi ve yaşamasını öğretmesidir.

Kur’ân, insan lazım olan her bilgiyi kısa ve öz alarak insanlığa sunar. Peygamberimiz bu bilgilerin nasıl uygulanacağını açıklar ve eğiterek, öğretir. Kur’an bazı bilim dalları konusunda da kısa, öz bilgiler verir. Bilgilerin araştırma, inceleme, gözlemleme ile genişletilmesini ister. Kur’ân; biyoloji, astronomi, jeoloji, fizik, tıp, insanlar topluluğu, bilim konusunda bilgiler verir.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ İlim- bilim için yola koyulan kimse, dönünceye kadar Allah korumasındadır.”

Zümer suresi 9. Ayette Allah cc. Buyuruyor: “ Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”

Araf suresi 35. Ayet: “ Cahillerden yüz çevir. Sakın cahillerden olma.”

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Müslümanın elinden ve dilinden insanların zarar görmediği kimsedir.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Allah katında komşuların en hayırlısı, komşusuna en güzel davranandır.” “ Komşusu aç iken tok yatan kimse, hakkıyla iman etmiş sayılmaz.” “ Komşusunun kötülüğünden güvende olmadığı kimse cennete girmez.”

Ankebut suresi 45. Ayet: “ Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülüklerden alıkoyar.”

Müslümanın sadece İslam ilimleri bilmesi yeterli değildir. Sadece dini ilimleri bilenlerin, konuşma ve yazmaları yanlış, eksik olmaktadır. Müslüman dini ilimlerin yanında; sosyal, sözel, sayısal, teknik, fen ilimleri de mutlaka ama muhakkak bilmelidir.

Bir kuş, uçak düşünün. Tek bir kanadı olsa, uçamaz. İnsanın bir ayağı, bir kolu olsa, görev ve işlerini tam ve kolay yapamaz. İnsan bilimde de böyledir. Hem dini hem pozitif ilimleri bilmelidir.

Örneğin; okullarda öğretilen bilimleri de öğrenmelidir. Hatta okul dışında olan bilimleri de kitaplardan öğrenmelidir. Önce güzel bir dil, Türkçe bilip, konuşmalı ve de yazmalıdır. Türkçe yanında yaygın olan yabancı dillerden de bilmeli. Türk Dili ve Edebiyatını bilmeyenden, başarı beklenemez.

Tarihi bilmeli.

Coğrafya bilmeli.

Matematik, cebir, geometri fizik, kimya bilmeli. Bu bilimleri okulda almalı, görmeli.

Biyoloji, sağlık bilgisi, tıp bilmeli.

Felsefe bilmeli. Psikoloji bilmeli.

Yabancı dil bilmeli.

Görsel sanatlar bilmeli.

Müzik bilmeli.

Spor yapmalı. Spor bilgisine sahip olmalı. Amatör ve profesyonel spor yapmalı.

Mantık bilmeli.

Sosyoloji bilmeli.

Sosyal bilim, halk ile ilişkiler, uluslararası ilişkiler, hukuk hakkında yeterli bilgiye sahip olmalı.

Ekonomi, iktisat, ekonomi bilmeli.

Dünya tarihi bilmeli.

Osmanlı Türkçesi bilmeli.

Türkiye Yakın Tarihini bilmeli.

Teknik, teknoloji, iletişim bilgisine ve diksiyona sahip olmalı. Çağa uygun bilgi, birikim, donanıma sahip olmalı.

Eğer okulda görmediğiniz bilim dalları varsa, il ve İlçelerde bulunan halk kütüphanelerinden yararlanabilirsiniz. Pek çok bilim dalında kitaplar bulunmaktadır. Üniversite de okunan ders kitapları da bulunmaktadır.

Allah cc. Tevbe suresi 119. Ayette mealen buyuruyor: “ Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.”

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ En akıllı, Allahü Teâlâ’dan en çok korkan, Onun emir ve yasaklarına en güzel uyandır.”

(“ Allah indinde en kıymetliniz, aklı en üstün olanınızdır.”

“Akıllı olan kimse, iman eder.”

“Akıllı şu kimsedir ki, Allah ve peygamberini inanır ve ibadetini hakça yapar.”

“Aklın çokluğunu, Allah korkusundan anlarız.”

“Akıllı olan, Allah’a ve Resulüne inanıp, ibadetlerini güzelce yapar.”

“Akıllı kimse nefsine uymaz. İbadetlerini yapar. Ahmak olan nefsine uyar. Günah işler. Sonrada Allah affeder, diye ümit eder.”

Aklını artır ki, Allah’a yakınlığın artsın. Haramlardan sakın. Farzları yap. Akıllı olursun.”

“Günah işleyenin bir aklı gider. Bir daha geri gelmez.”

“Günah işlemek, zamanla insanı küfre sürükler!”

“Üstün olmanın ölçütü akıldır. Aklı olan ve aklı doğru kullanan daha üstündür.”

“İnsanlar akılları oranında iş yapar. Ona göre ödülünü alır.”)

Bizler öncelikle kendimiz akıllı- uslu, zeki, kıvrak zekâlı olmalıyız. Aklımızı ve zekâmızı doğru işletmek- çalıştırmak için gayret etmeliyiz. Bu konuda kitaplar okumalıyız. Okumak, zekâyı geliştirir.  Unutkanlık, dikkatsizlik, hiperaktiflik, düşünceleri ve bilgileri unutmak gibi zafiyetler oluşmamalı. Konsantrasyon kaybı olmamalı. Düşünceleri ve bilgileri toparlayabilme becerisi geliştirmeli. Dikkat problemi olmamalı. Öğrenci ve insan çok çeşitli işlerle, ilgi olaylarıyla, dünyanın işleri ile ilgilenip, kendini dağıtmamalı. Kız- erkek peşine düşmemeli. Oyun, eğlence, gezme, tozma yapmamalı. İşin ucunu kaçırmamalı. Huzursuzluk, endişe, keder, gerginlik, kavga, tartışma, münakaşa, düşman edinme, sinirlilik, korku ve kaygı duyma içine girmemeli. Karamsar, kötümser, ümitsizlik içine düşmemeli. Çaresizliğe düşememeli. Fiziksel acizlikler, zafiyetler, hastalıklar göstermemeli. Bunun içinde, yaşamı normal akışında sürdürmeli. Hayatı normal akışın dışına çıkarmamalı.

İnfitar suresi 5. Ayette Allah cc. Mealen buyuruyor: “ Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip, ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan, cömert Rabbine karşı seni aldatan nedir?”

Bu ayetteki, soruya nasıl yanıt vereceğiz?

Bir insanın kafasının, beyninin çok, iyi, doğru işlemesi- çalışması için, bazı kritereler vardır. Biz örneklerle, kafası- beyninin doğru, iyi, yararlı, iyi çalışmasının etkenlerini, değerlerini açıklayalım:

1-      Materyalistlerin, ideolojik sapkınlıkta olanların, İslam dininin bilgilerini değerlendirmeyenlerin; beyni doğru, iyi, yararlı işlemez. Bu materyalistler, İslam dininin değerlerine önem, değer vermedikleri gibi, bilimin gerçek doğrularına da önem ve değer de vermezler. Özellikle solcular- komünistler böyledir. Beyinleri doğru işlemez. Hep yalan ve yanlış içindedirler. Bunun için çok haram- günah, suç işliyorlar. İyi bir lider de çıkaramıyorlar. Hayalleri yanlış, niyetleri kötü, duyguları olumsuz, düşünceleri yalan ve yanlış olunca; hareket, davranış, eylemleri de yanlış, zararlı, kötü, çirkin, olumsuz olmaktadır. En çok bu solcu materyalist komünistlerden terörist, terör örgütü çıktı ve 1991 yılından sonra, komünizmin yıkılmasından sonra bile hala çıkmaktadır. Beyinlerini doğru kullanılmayanlar, kullanılmaktadır.

2-      Bir de radikal İslamcılar denilen kesim vardır. Bu radikal İslamcılar ne İslam dinini doğru öğrenmişler, anlamışlar. Ne de bilimin verilerine kıymet vermektedirler. Bunları da emperyalistler, Siyonistler alabildiğine kullanmaktadırlar. Komünist terör örgütleri gibi radikal İslamcılarında terör örgütleri bulunmaktadır. Tüm dünyada bulunmaktadır. Bunların vatana, milletlere, devletlere zarardan- ziyandan başka verdikleri hiçbir artı değer bulunmaktadır.

3-      Bu iki kafasız, beyinsiz, kalpsiz, gönülsüz kesimden uzak durmalı. Onlara her an hakkı hakikati, dini, bilimi anlatmaya çalışmalı. Kötülüklerden alıkoymalı.

4-      Müslüman, İslam dini ile bilimi aklı, zekâsı ile birlikte kullanır. Kullanırsa, doğru niyet, duygu, düşünce, eylem sahibi olur. Aksi halde bozuk, çürük, kokuşmuş, yalan, yanlış, batıl, küfür, kötülük sahibi olur. Böyle olanlar dünyada her zaman sayı bakımından daha fazla olmuştur. Bugünde böyledir.

5-      İlim- bilim- bilgi bir deryadır, okyanustur. Mutlaka ama doğru bilgi sahibi olunuz. Bunun içinde özel öğrenim ve eğitim görünüz. Hemen bu bilim bilgilerini edinirken, İslam ilimlerini de asla öğrenmeyi ihmal etmeyiniz. Kuşlar iki kanadı ile uçar.

6-      İslam dinini ve bilimi mutlaka doğru, dürüst, samimi kişilerden öğrenin. Yanlış kişiler din değil, kendine mankut yetiştirir. Yanlış insanlar, bilim değil, kullanacağını insanları yetiştirir.

7-      Sizleri geçmişten geleceğe bilgilendiren dosdoğru bilgileri dürüst Müslümanlardan öğrenin.

Akıllı, zeki, öngörülü, ileri görüşlü, analitik düşünen, takva Müslüman olun. Vatanınıza, milletinize, devletinize, bayrağınıza, bağımsızlığınıza, vatan bütünlüğüne, dininize, imanınıza zarar verecek, hiçbir hal ve harekette bulunmayınız. Zararın telafisi olmayabilir. Bu vebalın, günahın altından kalkamazsınız. Her zaman Allah cc. Ve peygamberinin hoşnut olacağı- razı olacağı şekilde davranın. Zararınız olmaz. Aksi halde iki dünyanız perişan, fecaat, felaket, berbat, harap, çekilmez olur.