Annesi ve yakın akrabalarıyla birlikte Ankara’dan IŞİD saflarına katılmak üzere Suriye’ye giden 15 yaşındaki Türk çocuk hayatını kaybetti.
15 yaşındaki Türk çocuğun babası, oğlunun annesi ve yakın akrabalarıyla beraber terör örgütü IŞİD’e katılmak için sınırı geçerek Suriye’ye gittiğini iddia etti. İddiaya göre, Ankara’nın Sincan ilçesinde din almaya başlayan çocuk Suriye’de savaş uçaklarından atılan bombalarla hayatını kaybetti.
16 yıl önce anne Fatma Yılmaz ile baba Mehmet Büyükbaş özel nedenlerden boşandı. Enes annesi ile beraber Ankara’da yaşıyordu. 1 yıl önce okumayı bırakan Enes, Ulus’taki Samanpazarı’nda bir toptancıda ailesine katkı sağlamak için çalışmaya başladı. Daha sonra yakın çevresinden etkilenen Enes, Suriye’de yaşananların ardından dayısının yönlendirmesiyle Sincan’da bir süre din eğitimi aldı. Yaklaşık 10 kişilik Yılmaz ailesi bir süre önce 15 yaşındaki Enes’le beraber IŞİD saflarına katılmak için Suriye’ye gitti. Baba Mehmet Büyükbaş oğlunun Suriye’de olduğunu telefonda öğrendi. Ankaralı Enes’in ailesiyle birlikte başladığı macerası ölümle sonuçlandı.
Mehmet Büyükbaş, İHA’ya yaptığı açıklamada, 16 yıl önce eşimden ayrıldığını hatırlatarak, "15 yaşında bir çocuğum var. Ara sıra annesinin yanından gelip gidiyordu. 1 yıl önce Samanpazarı’nda işe girdi. Bana Sincan’da ilim öğrendiğini söyledi meğerse orada eğitiyorlarmış çocuğu. Daha 15 yaşında. Arapça öğreniyormuş. Suriye’ye IŞİD’e gitmiş" dedi.
"NE HÜKMÜ VAR CENAZENİN, OĞLUN ŞEHİT OLDU"
Mehmet Büyükbaş, başından geçenleri şöyle anlattı:
"Gittiklerinden haberim olmadı, kandırılmış. Aldılar, gittiler çocukları, ailece komple gitmişler. Dayısının telefonuna ulaştım, aradım, ’Nerede öldü, nasıl öldü’ diye sordum. O da ’Ne hükmü var cenazenin oğlun şehit oldu’ dedi. Kendi oğlu da 5 ay önce vefat etmiş. Benim oğlum da vefat etti onlar şehit zaten o ölmedi’ diyor.
Karakola gittim, onlar beni çocuk şubeye orası da terörle mücadeleye yönlendirdi. 6 aydır bir haber alamıyorum. Son olarak Kobani’de hayatını kaybettiği duyumunu aldım. Dayısı, annesi, teyzesi, anneannesi, dayısının çocukları sınırı geçmişler. Emniyet güçlerine telefon numaralarını da verdim. Ama ilgilenen olmadı. Sincan’da dayısının telefonunu buldum, aradım. Enes’in, kendi oğlunun ve eniştesinin vefat ettiğini söyledi. Kendi de omzundan yaralanmış. Oğlunun birinin ise bacağından yaralandığını söyledi. Bize o şekilde bilgi verdi. Ben de tekrar savcılığa dilekçe verdim. ’Oğlumun ya ölüsü ya da canlıysa getirilmesi’ diye."