Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımına gitmesine ilişkin AB Merkez Bankası’nın negatifliği tolere edebileceğini belirterek, “İlla ki kör göze parmak sokar gibi son gelişmeler bittikten sonra bundan sonra karar alalım diye beklemek anlamsız. Bu gelişmeleri önceden görüp tedbirler almak gerekiyor. Denizli’nin Tavas ilçesindeki Pınarlar kasabasında bir tütüncü ailenin çocuğu olarak bunu geçen sene söyledim. Ancak ciddiye alınmadık” dedi.
Bu yıl ikincisi düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası Anadolu Buluşmaları, İzmir’de geniş katılım ile başladı. Sunuculuğunu Oylum Talu’nun yaptığı etkinliğe Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin yanı sıra İzmir Valisi Mustafa Toprak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, oda ve borsa başkanları, üniversite rektörleri, akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Yaptığı konuşmada FED’in faiz sinyali vermesi yönündeki açıklamasını değerlendiren Zeybekci, bu durumdan Türkiye’nin olumsuz etkilenmesinin yanı sıra Avrupa Merkez Bankası’nın bu olumsuzluğu telafi edeceğine dikkat çekti. Zeybekci şunları söyledi:
“Amerikan Merkez Bankası açıklama yapmadan önce ‘sabırlı’ kelimesinin kullanılıp kullanılmayacağı ile ilgili yaratılan fırtına yapmadan önce eğer ‘sabırlı’ olmayı kaldırırsa, faiz artırımı ile ilgili yakın bir gelecekte beklenti yaratılırsa ABD dolarının çok hızlı artacağı şeklinde öngörüler vardı. Yaklaşık 1 yıldan beri bu konularla ilgili dilimiz döndüğünce öngörülerimizi paylaşmaya çalışıyoruz. Bugün de gördüğümüz gibi dolarda bir düşüş yaşanıyor. Bu beklenen bir şeydi. Çünkü aynı zamanda Amerikan ekonomisinde doların aşırı değerlenmesinden kaynaklanan rahatsızlıklarını da dile getiriyorlardı diğer taraftan. Doların değer kazanması, Amerika’da sermayenin artması, yatırımların,üretimin, kapasitenin artması. Peki kapasite arttı, üretim arttı. Ama Amerikan ürünü, Avrupa ürünü ucuzlarken onun karşısında rekabet imkanını kaybederse bunun sonuçlarını da hesaplamak lazım. Dün bununla ilgili cevapları almakla son derece mutluyuz. Türkiye açısından bakarsak, FED’in 2013 sonu itibariyle almış olduğu kararla Amerikan dolarının 4 trilyon civarındaki likiditeden dönerek parasal daralmaya doğru gitmesi, faiz artışıyla ilgili beklenti yaratılmasının Türk ekonomisi için negatif beklenti yaratacaktır ama Türk ekonomisini AB Merkez Bankası’nın tam tersi yönde parasal genişleme, faiz indirimi yönündeki açıklamaları çok daha fazla etkileyecektir. Amerika’dan etkilendiğimiz negatifi fazlasıyla nötralize ederek pozitife çevirecektir. Bu söylediğimizin hala arkasındayız. AB Merkez Bankası’ndaki 2016 ilkbaharına kadar 1.6 trilyon avroluk parasal genişlemesinden en önemli şekilde etkileyeceği ülkelerden birisi Türkiye’dir. Bunu da dikkate almak lazım. İlla ki kör göze parmak sokar gibi son gelişmeler bittikten sonra demek ki gelişmeler böyle oldu, bundan sonra karar alalım diye beklemek anlamsız. Bu gelişmeleri önceden görüp tedbirler almak gerektiğini düşünüyorum.”
“KILIÇDAROĞLU’NUN ADAYLIĞINI SEMBOLİK BULUYORUM”
Gazetecilerin sorusu üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir’den adaylığını da değerlendiren Zeybekci, “Herkesin Türkiye’nin bütün şehirlerinden aday olması son derece haklıdır ve normaldir. Ama genel başkanların tabi sembolik anlamları da vardır. Demek ki böyle uygun görmüşler. İzmir’den aday olmakla ilgili tercihte bulunmuşlar. Ben hayırlı olsun diyorum. Tabi bizim 2015 Haziran ile ilgili de İzmir’de inşallah AK Parti olarak hizmetlerimizi, gelecekle ilgili projelerimizi iyi anlatarak farklı bir başarı yakalayacağımıza inanıyorum. İstanbul’dan, Ankara’dan olsa normal karşılanabilirdi. Ama İzmir demek ile belki de mesaj vermeye çalışmışlardır. Bilmiyorum ben sadece onların böyle düşünmüş olabileceğini zannediyorum” ifadelerini kullandı.
“İZMİR’DEN ADAY OLMA TALEBİM YOK”
Kendisinin İzmir’den milletvekili adayı olacağı iddialarını da cevaplayan Bakan Zeybekci, “İzmir’den adaylığı, Denizli diyince akla Nihat Zeybekci gelir, Nihat Zeybekci deyince akla Denizli gelir. Denizli ile olan ayrı bir sevdamız ve aşkımız var. Ege’yle de öyle. Böyle bir şey hayalim ve talebim yok” dedi.
Zeybekci, Türkiye’nin şu anda çağı yakalamakla ilgili gayret göstermesine rağmen başka ülkelerin ileri seviyeye daha hızlı gittiği için zorluklar yaşadığını ifade etti. Ancak Türkiye’nin büyük başarı sağladığını, 12 yılda Ar-Ge’ye ayrılan pay ile milli gelirin arttığını dile getiren Zeybekci, AB ülkelerindeki rakamlara ulaşmak için mesafe katedilmesi gerektiğini belirtti.
“TÜRKİYE’Yİ KENDİ ŞİRKETİM GİBİ PAZARLAYACAĞIM”
Türkiye’yi kendi şirketini pazarladığı gibi dünyada pazarlayacağını ifade eden Zeybekci, “2004 yılında Denizli Belediye Başkanı oldum. Bana karşı kullanılan sloganlardan biri ‘Bu belediyeyi kendi şirketi gibi yönetir.’ Bende ‘evet’ dedim. ‘Bu belediyede ne yapılacaksa kendi şirketimdeki hassasiyetin bin katını göstereceğim. Profesyonel gözle bakacağım. Belediyenin kurumlarını müşteri memnuniyeti anlayışı, verimliliği, karlılığı ile bakacağım.’ Sosyal hizmetlerde karlılık olmaz. Ama kaynakları en verimli anlamda kullanmak anlamında söylüyorum. Nasıl ki şirketimi dünyada pazarladıysam bugün Ekonomi Bakanı olarak ülkemi dünyada pazarlamam konusunda aynı noktadan bakıyorum. Bütün ülkelerle ilişkilerimize aynı menfaat mantığı ile bakıyorum” şeklinde konuştu.
“ÖZAL ‘GEORGE’ DEDİĞİNDE HOŞUMUZA GİDİYORDU”
İnovasyonu yakalamak gerektiğini, aksi takdirde kötü bir sona gidileceğini kaydeden Zeybekci, şunları söyledi:
“Bugüne kadar 60 yıldan beri büyük dost, müttefik gözüyle bakan ülkelere diyorum ki. rahmetli Özal telefon açıp da Amerikan Başkanına ‘George’ dediğinde hoşumuza gidiyordu. Ama artık o Türkiye değil Türkiye. 500 milyar dolar ticaret hacmi olan bir ülkeyiz. Bundan sonraki geleceğini sağlam ekonomik temellere oturtamıyorsa hiçbir şekilde kalıcı müttefiklik sağlanamaz. Dünyanın yeniden haritası çiziliyor. Dünyanın haritası eski ideolojik anlayış değil, bilim ve teknoloji ile çiziliyor. Mantığı da ekonomidir. Dünya bu şekilde yeniden yapılanıyor. Türkiye zamanının ruhunu yakalamak gibi bir hedef içinde. 2015 yılına kadar geldiğimiz yer başkalarının hammadde, enerji, teknoloji, tüketim alışkanlıklarına uygun fasoncu bir üretim anlayışı ile başarı sağladık. Ama hedef 2023 ise, hedef edilgen değil etken ekonomilerden olmaksa Türkiye olarak bilimi ve teknolojiyi üreten, hammadde ve enerjiyi garanti altına alan, tüketim alışkanlıklarını belirleyen, inovasyonu bitirmiş bir Türkiye olmak zorundayız. Yoksa yeniden zamanı ve çağı ıskalamak bizim için kötü bir başlangıç ya da son olur.”
“TÜTÜNCÜ AİLENİN ÇOCUĞU DİYE DİKKATE ALINMADIK”
ABD Merkez Bankası’nın faiz artırım sinyaline dair açıklamalarını sürdüren Zeybekci, “İnovasyon demek sadece bilim, teknolojide değil bankacılıkta, iflasta, yatırım mantığında, devlet yönetiminde üretilen enstrümanlar da inovasyon. Türkiye’de ekonomiyi Adam Smith ve Keynesyen mantığıyla, onlar öyle demiş diye devam edemezsiniz. Dün akşam Amerikan Merkez Bankası’nın söylediklerini bundan 2 yıl önce öngörüp o günden yola çıkarak bugün ondan önce başka bir yerde olabilmektir inovasyon. Bu böyle olacağı belliydi. 750 milyar dolarlık likiditeyi 4 dolara çıkarırken, sürdürülemez ve sonraki adımları öngörebilmek, kendi finansman ve ekonomik yanını kurgulayabilmek de inovasyondur. 2014 yılının Şubat’ında AB Merkez Bankası Başkanı’nın ‘euronun değerlenmesine müsaade etmeyeceğiz’ sözünü alıp onu harf harf irdeleyip bugünkü doların değer kazanması, o günden görüp tedbir alabilmek, bugün Türkiye’yi yönlendirmek bu bir inovasyondu. Denizli’nin Tavas ilçesindeki Pınarlar kasabasında bir tütüncü ailenin çocuğu olarak bunu geçen sene söyledim. Böyle olacak dedim. Ama nedense o köklü aile tarafından başka yerlerden gelmediğimizden pek ciddiye alınmadık. Açıkçası yeni şeyler söylemek lazım. Doğru doğrudur. Doğru, ‘AK Parti doğruysa veya CHP’li doğru söylüyorsa benim için külliyen yanlıştır.’ Bu mantıklardan uzaklaşmak lazım. Çanakkale’de bu coğrafyanın tüm insanları vardır. Kürt de vardı, Rum da, Yunan da, Alevi de, Hristiyan da, Musevi de vardı, hep beraberdik. Çünkü bir dava vardı. Bugün savaşların artık silahlarla olmadığını görüyoruz. Savaş demeyelim, yarışlar artık bilgiyle, teknoloji üretmekle oluyor. Teknolojiye, bilime sahipseniz dilediğiniz yerde üretiyorsunuz” dedi.
İSMET İNÖNÜ’NÜN SÖZLERİNİ HATIRLATTI
Dünyanın yeniden yapılandığını, ABD ile AB’nin birleştiğini ve aralarında Malezya, Yeni Zelanda gibi ülkelerin olduğu 16 ülkenin yeniden yapılandığına dikkat çeken Zeybekci, “1950’lerde İsmet İnönü, ‘Yeni bir dünya kurulur Türkiye o yeni dünyada yerini alır’ demiştir. Bu sözler o gün doğruydu. Ama bugün aynı doğruyla devam edersek hüsrandır. Yeni bir dünya kurulacak, Türkiye yerini alacak değil. Yeni dünya kuruluyorsa Türkiye o yeni dünyayı kuranlardan olacaktır. Bunu başarmak zorundayız. Yoksa yaya kalır, çağı, geleceği, zamanı ıskalamış oluruz” dedi.
“KATMA DEĞER ÜRETMEKTEN BAŞKA ŞANSIMIZ YOK”
İzmir Valisi Mustafa Toprak ise, “İZKA olarak yenilikçi projeleri desteklemeye gayret ediyoruz. Bilgiyi ve bilgiyi üreten noktaları desteklemediğimiz sürece mesafe almak mümkün değil. Bugün ülkeler arasında ciddi rekabet oluşuyor. Rekabet gücünü sağlayamamış kentlerin, ülkelerin bir adım öne çıkması mümkün değil: Dolayısıyla tüm çalışmalarımızda inovasyona odaklanarak bilgiyi üretmeye odaklanmamız gerekiyor. İnovasyonun küresel çağda hızlandığı noktada bizlerin de hareket halinde olmamız gerekiyor” diye konuştu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi de inovasyonda yapılan etkinliklerin önemli bir noktaya geldiğini, bu yıl etkinliğe 4 bin 888 kişinin online olarak kayıt yaptırdığını ve bunun önemli bir sayı olduğunu ifade etti. Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü hedeflerine ulaşmada inovasyonun önemine dikkat çeken Büyükekşi, “Bu yıl İsviçre partner ülkemiz oldu. İsviçre inovasyon dalında da çok önemli bir yerde. İnovaktifle ilgili dünyanın en rekabetçi ülkelerinden bir tanesi. Yapacağımız işbirliğinin de çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Türkiye’nin yapacağı çalışmalarda inovasyonla beslenmesi çok önemli. Dünyaya süratle değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Bu değişimin merkezinde olmamız gerekiyor mutlaka. Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü hedeflerine ulaşmak için inovasyon olmazsa olmaz şartlardan bir tanesi. O yüzden katma değer üretmekten başka şansımız yok. Bu anlamda İzmir’de yapılan bu etkinlik de çok önemli ve bu interlanddaki bütün herkese hitap ediyoruz” şeklinde konuştu.
Ege İhracatçı Birliği Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk ise, mevcut kaynakları etkin biçimde kullanmak, ekonomik kalkınmaya sürdürülebilir hale gelmesi için yenilikçi olmaya daha çok ihtiyaç duyulduğunu belirterek, “Daha çok katma değer yaratan ürünler geliştirmemiz tüm sektörler için zorunluluk. Yenilikçiliği ve inovasyonu bir kültür olarak sahiplenmemiz, inovasyonu kilit olarak görmek çok önemli. Bu anlamda etkinliğimiz önem arz ediyor” dedi.
ÇEŞİTLİ ETKİNLİK VE PANELLER DÜZENLENECEK
Swissotel’de iki gün devam edecek etkinliğe yurtdışından ve Türkiye’den davet edilen birçok uzman, konuşmacı ve panelist katıldı. Çeşitli workshoplar ile inovasyon kültürü katılımcılarla paylaşılacak. İzmir inovasyon etkinliklerinin ilk günü Kevin Ashton’un ‘nesnelerin interneti’ konferansı ile başladı. Etkinlik Embarq Türkiye Direktörü Arzu Tekir, IBM İş Geliştirme Yöneticisi Bülent Ekuklu ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Şehir ve Bölge Planlama’dan Koray Velibeyoğlu’nun konuşmacı olarak katılacağı ‘geleceğin kentleri’ paneli ile devam edecek. Günün ikinci yarısı ise moda tasarımcısı Simay Bülbül, İsviçre Tasarım Ödülleri Küratörü Michel Hueter, geleceği tasarlayan İsveçli mimar Andreas Vogler’in ‘Tasarım, Mimari ve Moda’ konulu paneli ile başlayacak. Bu senenin önemli yeniliklerinden biri de “Sıradışı Kadınlar” paneli. Panelin konukları ise Al Jazeera Türk editörü ve savaş muhabiri Ayşe Karabat, dünyadaki en iyi 50 öğretmenden biri olan Dilek Livaneli, dünya şampiyonu Tennur Yerlisu Lapa ile Türkiye’nin ilk kadın borsa başkanı Işınsu Kestelli olacak. İlk gün etkinlikleri Türkiye’nin en yeni endüstrileri arasında gösterilen ‘televizyon dizileri’ paneli ile sona erecek. TV ve Sinema Yapımcısı Mahmut Özden’in moderatörlüğünde gerçekleştirilecek panele Türkiye’nin en büyük dizi platosu yaratıcısı Burhan Özkan, dizi yapımcısı Birol Güven ve Türkiye’den dizi ihracatı gerçekleştiren Can Okan konuşmacı olarak katılacak. İnovasyon Haftası 2015 İzmir etkinlikleri 20 Mart 2015 Cuma günü de çeşitli programlarla devam edecek.