İzmir Ekonomi Üniversitesinde (İEÜ) “NASA’nın Uzay Yolculuğu” konferansına katılan NASA Ames Araştırma Merkezi Görev Sistemleri Yöneticisi Jay Trimble, “Artemis projelerinin Apollon projelerinden temel farkı daha kalıcı ve sürdürülebilir bakış açısıyla gerçekleştirilmesidir. Artemis 1, atmosfer dışı bir misyon olarak gerçekleştirildi. Artemis 2 ise önümüzdeki sene insanlı ilk uzay aracını içeriyor. Artemis 3’te de aya ayak basmayı ve orada kalıcı bir insan varlığı oluşturmayı planlıyoruz” dedi.

NASA Ames Araştırma Merkezi Görev Sistemleri Yöneticisi Jay Trimble, İEÜ Konferans Salonu’nda lise düzeyinde yaklaşık 400 öğrenciye “NASA’nın Uzay Yolculuğu” hakkında bilgi verdi. Trimble, “Dünyanın birçok farklı noktasında uzay görevlerine olan ilginin arttığını görüyoruz. 1960’larda aya ilişkin proje Apollon’du ve Apollon’un amacı aya ayak basmaktı. Bu proje çerçevesinde birçok aşama gerçekleştirildi. Benzer bir gelişim süreci Artemis için de geçerli ama çok daha hızlı ilerleyecek. Artemis projelerinin Apollon projelerinden temel farkı daha kalıcı ve sürdürülebilir bakış açısıyla uzay görevlerinin gerçekleştirilmesidir. Artemis 1, atmosfer dışı bir misyon olarak gerçekleştirildi. Artemis 2 ise önümüzdeki sene insanlı ilk uzay aracını içeriyor. Artemis 3’te de aya ayak basmayı ve orada kalıcı bir insan varlığı oluşturmayı planlıyoruz” diye konuştu. Konferansta, İEÜ Rektörü ve TÜBİTAK Uzay Araştırmaları Destek Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Aşkar ve İEÜ Mühendislik Fakültesi Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve TUA Başkanı Danışmanı Dr. Fabrizio Pinto da öğrencilere uzay çalışmaları ile ilgili bilgi aktarımında bulundu.

Türkiye’deki çalışmalar hız kazandı

İEÜ Rektörü ve TÜBİTAK Uzay Araştırmaları Destek Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Aşkar, Türkiye’deki çalışmalarla ilgili şunları söyledi: “Şu anda milli teknolojiler geliştirme aşamasında çok önemli bir noktaya geldik. Daha önce Türksat adını verdiğimiz bir dizi uydumuz vardı. Sanıyorum 2024 sonu, 2025 başında Türsat zinciri uydusunu yerli yapım olarak uzaya göndermiş olacağız. Bu uydu teknolojilerini üretebilmek ve işletebilmek ayrı bir güç. Türkiye, bu teknolojilere sahip olduğunu dünyaya göstermiş olacak. Uzay istasyonuna bir Türk astronotun gönderilmesi ile ilgili eğitimler de yakın zamanda tamamlanmış olacak ve yıl sonu ya da önümüzdeki yılın başlarında Türk astronotları Uluslararası Uzay Üssüne giderek orada bazı deneyleri yapar hale gelecek. Türkiye’nin yürüttüğü bir diğer projemiz de aya uydu göndermek. Gezegenler arası seyahatte belirli bir yörüngeye girmek, o yörüngeden çıkmak, cismin yörüngesine girmek ve hesapları yapabilmek güçlü bir birikim istiyor. Türkiye de bu birikime sahip. Ay programı çerçevesinde Türkiye bunu da gösterecek. Önce Türkiye etrafında yörüngeye girecek. Daha sonra yörüngeden çıkacak, ayın etrafında yörüngeye girecek ve daha sonra ayın yüzeyine sert iniş yapacak. Bu yolda giderken de uzayla ilgili detaylı fotoğraflar çekecek.”

Ay programı

Konferans hakkında değerlendirmede bulunan Aşkar, “NASA’dan gelen konuğumuz, NASA’nın ay programının başlattığını ifade etti. Ay yüzeyinde gidecek bir aracın tasarımı ile ilgili bizlere bilgi verdi. ‘Son zamanlarda aya gitmekle ilgili programlar niye rafa kaldırıldı?’ soruları vardı. Görünen o ki NASA, ay programını yeniden canlandırmaya karar vermiş” ifadelerini kullandı.