EGE Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) haziran ayı olağan meclis toplantısında konuşan Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Adem Şahin, Türkiye'nin 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi bulunduğunu söyleyerek, "Bu ihracatın hangi standartlara göre yapılacağı ya da hangi ürünlere ağırlık verileceğinin kararlaştırılması için bir milli kuruluşa ihtiyacınız var. TSE'yi bu anlamda güçlendirmeliyiz" dedi.

EBSO meclis toplantısı Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci ve Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Adem Şahin'in katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantı EBSO Meclis Başkan Vekili Hakkı Attaroğlu başkanlığında düzenlendi. Konuşmasında tüm sanayicilerin ortak sorunlara sahip olduğunu belirten Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci, EBSO Başkanı Ender Yorgancılar ile birlikte Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde (TOBB) sık sık bir araya geldiklerini ve hep aynı bakış açısına sahip olduklarını dile getirdi. Keçeci, "Biz aynı bölgenin aynı sıcaklığını taşıyan insanlarız. Seçimler bitti, inşallah ülke gündemindeki sıra ekonomiye gelir" dedi. Toplantıya katılımı için Müjdat Keçeci'ye teşekkür eden EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar,

İstanbul seçimleriyle ilgili olarak 23 Haziran'da iki aday arasındaki oy farkına dikkat çekti. 31 Mart'ın ardından yenilenen İstanbul seçimlerinde oy farkının arttığını anlatan Yorgancılar, "İkinci seçimde bu kadar önemli bir farkın çıkması araştırılmalı. İstanbul sadece İstanbulların değil hepimizindir. Tarihiyle, kültürel ve ekonomik zenginlikleriyle hepimiz İstanbul hepimizin" diye konuştu.

İHRACATI ARTTIRMADA TSE'NİN ROLÜ

Toplantıda kurumunun kurumsal ve organizasyon yapısıyla ilgili bilgilere yer veren TSE Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin, 44 delegesi bulunan kurumda 25 Mayıs 2018 tarihinde yapılan genel kurulun ardından göreve geldiklerini ifade etti. Ülke genelinde yaygın bir yapıları bulunduğunu anlatan Şahin, Türkiye'nin 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi bulunduğunu söyleyerek, "Bu ihracatın hangi standartlara göre yapılacağı yada hangi ürünlere ağırlık verileceğinin kararlaştırılması için bir milli kuruluşa ihtiyacınız var. TSE'yi bu anlamda guclendirmeliyiz. Almanya, İngiltere ya da Fransa'daki gibi bir kuruluşa ihtiyacımız var. Biz ithalata bağımlı bir sanayi yapısına sahibiz. 150 milyar dolar ihracat yaparken 250 milyar dolar civarında ithalatımız var. Piyasayı hangi kurumla gözetimde altında tutacağınızı belirlemeniz gerekir" dedi.

Geçen ağustos ayında başlayan ekonomik daralmayla birlikte TSE olarak hizmet bedellerinde yüzde 25 indirime gittiklerini söyleyen Şahin 2019 yılında herhangi bir ücret artışı yapmadıklarını ve 16 aylık sürede gelirlerinden feregat ederek reel sektöre destek olmaya çalıştıklarını anlattı.

EBSO yönetiminin belirleyeceği bir tarihte sanayicilerle bir araya gelerek sorunları paylaşmak istediklerini dile getiren Dr. Adem Şahin konuşmasının ardından meclis üyesinin sorularını yanıtladı.

'FAİZ İNDİRİMİ ÜLKEMİZ İÇİN BİR FIRSAT'

EBSO Yönetim Kurulu Başkan Vekili İbrahim Gökçüoğlu, Türkiye'de son iki buçuk yılda 4 seçimin geride bırakıldığını hatırlatarak, 23 Haziran'da İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimini kazanan Ekrem İmamoğlu'nu tebrik etti. Bu seçimin ardından tüm dünya ülkelerine pozitif mesajlar verildiğini savunan Gökçüoğlu, "Neredeyse her 6.5 ayda bir yapılan seçim propagandaları kaynakların boşa harcandığını gösteriyor. Siyasi, sosyal, ekonomik çözüm bekleyen çok konumuz var. Üstüne erken seçim söylemleri yoğunlaşmakta. Oysa ki, siyasi, sosyal, ekonomik o kadar çözüm bekleyen konumuz var ki. Artık konuşma değil, hizmet zamanı. Söylemekten biz yorulduk neredeyse ama bir kez daha altını çizelim. Türkiye'nin gündemi artık ekonomi olmalı ve kalıcı adımlar atılmalıdır. Özellikle de son FED ve Avrupa Merkez Bankası'nın faiz indirimi sinyali vermesi, belki de ülkemiz için bir fırsat. ABD ile yaşanan S400 gerginliği, Doğu Akdeniz'de yaşanan doğalgaz ve petrol arama gerginliği süreci çok iyi yönetilmelidir" dedi.

Dünyada ticaretin yavaşladığını ifade eden İbrahim Gökçüoğlu, küresel ticaret savaşları ile korumacılık önlemleri ile yavaşlayan ticaretin, küresel ekonominin büyümesini de sekteye uğrattığını savundu. Dünya ekonomisi yavaşlarken, Türkiye'nin de kendi iç meseleleri ile birlikte bu sürece çok daha sıkıntılı girdiğini ileri süren Gökçüoğlu, şöyle konuştu:

"Ekonomi daralırken, maliyetler artarken, özellikle de reel kesim olarak bunu en yakından hissediyoruz. İstanbul Sanayi Odası'nın açıkladığı 500 büyük firma verileri ile 100 büyük firmamızın birçok verisinin oldukça yakın oranlarda çıkması mevcut durumu anlamak açısından kıymetli verilerdir. Sanayicimiz, geçmiş yıllarda faaliyet karının sadece yüzde 50'sini aşan oranları finansman gideri için kullanırken, 2018 yılında 100 büyük firmamızda bu oran yüzde 89, İSO 500 Büyük firmada yüzde 90 çıkmıştır. Karın bu oranlarla finansman giderine gitmiş olması sürdürülebilir değildir ve ülke genelinde alarm sayılmalıdır. Son yıllarda firmalara yardımcı olmak amacıyla kredi paketleri çıkıyor. Ama bu kredilerin ne kadarı üretime, ne kadarı KDV'si yüksek ürünlere harcanıyor tespiti yok. 2023'e kadar seçim süreci yok. Bizim yapısal reformlar yaparak planlı programlı çalışmamız lazım. O zaman başaramayacağımız hiçbir şey yok."

Nevra UÇKAÇ / İZMİR, ()

FOTOĞRAFLI