Dünyada sudan sonra en fazla tüketilen içecek olan çay hemen hemen tüm toplumlarda yaygın bir şekilde içiliyor. İnsan hayatında vazgeçilmez bir yeri olan çayın bazı rahatsızlıkların oluşumunu engellemesinin yanı sıra antioksidan kapasiteyi de artırdığı biliniyor. Çay bitkisinin yaprakları, içerdiği flavanoller sayesinde güçlü antioksidan aktiviteye sahip olup, birçok hastalığın oluşum ve gelişimini önleyebilmektedir. Daha önce yapılan çalışmalar, çayın genetik yapısına, tipine ve çevre şartlarına bağlı olarak fenolik madde miktar ve kompozisyonunun, dolayısıyla antioksidan aktivitesinin değiştiğini göstermişti. Bu gerçekten yolan çıkan Ulusal Çay Konseyi Genel Sekreteri Oğuzhan Civelekoğlu bir proje hazırlayarak, antioksidan yönünden güçlü çaylar üretmeyi hedefliyor.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı; Prof. Dr. Fatih Seyis ve Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı; Yrd. Doç Dr. Yusuf Şavşatlı’nın danışmanlığını yaptığı proje ile farklı bitkilerden toplanan tohumların yetiştirilmesiyle ortaya çıkacak varyasyondan fayda sağlamayı hedef alındı. Planlanan bu çalışmanın ilk aşamasında Rize Pazar ilçesinin yüksek, orta ve alçak kesimlerinde 100 farklı bitki (genotip) den 5 numune toplanarak yetiştirildi.Yetiştirilen yaklaşık 500 bitkiden 120 tanesi seçilerek 2,5 yaprak olacak şekilde hasatı yapıldı. Hasat edilen taze yapraklar eşit koşullarda kurutulduktan sonra antioksidan aktiviteleri belirlenmeye başlandı.

Proje Sorumlusu Ulusal Çay Konseyi Genel Sekreteri Oğuzhan Civelekoğlu “antioksidanların, içinde daha yüksek seviyede barındıran çayların tüketimi ile doğal yollarla vücuda alınması sağlıklı beslenme adına şüphesiz büyük önem taşımaktadır. Çalışma sonucunda öne çıkan materyaller, ıslah çalışmalarında da kullanılabilecek önemli bir kalite özelliğine sahip olacağından bunlar önemli gen kaynağı olarak da değerlendirilebilecektir.” Dedi.

HABER: ARZU ERBAŞ