Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesinde yaklaşık 20 yıldır, HES’lere karşı sürdürülen yaşam mücadelesinde ortaya çıkan hukuksuzluk ve yasadışılıklara son zamanlarda yenileri eklenmeye başlandı.

Çevre ve yaşam savunucularının, bölgede başta HES’ler olmak üzere taşocakları, dere ıslahı, yayla yolları ile maden arama-çıkarma çalışmalarına karşı mücadele veren Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP) öncülüğünde başlattığı yargı sürecinde bugüne kadar 128 ayrı davada ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ kararı alındı. Ancak HES ve uzantılarındaki inşaat çalışmaları durmak bilmedi.

Yargı İptal Edip Durduruyor Ama…

DEKAP Sözcüsü Ömer Şan’ın açıkladığı verilere göre, bölgede ve yurt genelinde HES’lere karşı, çeşitli içeriklerde 160’ın üzerinde dava açılırken; bu davalardan 20’ye yakınında mahkemeler çeşitli nedenlerle ‘ret’ kararı verdi. Yeni açılan davalarla birlikte yaklaşık 50 davada ise yargı süreci devam ediyor.

Fındıklı Örnek Oldu

HES davalarının yoğunlaştığı Rize Fındıklı’da geliştirildiği ifade edilen 16 ayrı HES projesi için yaklaşık 15 yıllık süreçte HES’lere hiçbir şekilde çalışma yaptırılmazken; Fındıklı’daki mücadele ülke genelindeki diğer vadilere de örnek oldu.

Rize Çayeli’nin Senoz Vadisi’ndeki HES’lere karşı 14 ayrı dava açılarak tamamında ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ kararları alınırken; HES ve taşocağı çalışmaları nedeniyle bölge, Doğal SİT Alanı özelliğini yitirdi.

Güneysu’da yapılan ve üretime geçen 3 ayrı HES’in dışında Gürgen Vadisi üzerinde yapımı planlanan 8 ayrı HES projesi için yurttaşlar tarafından açılan davalarda Rize İdare Mahkemesi tarafından ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ kararları verildi. Kararlara karşın bazı HES projelerinde yasal olmayan şekilde çalışmaların sürdürüldüğü tespit edildi ve yurttaşlar bu çalışmalarla ilgili de suç duyurusunda bulundu.

Rafting Hayal Oldu

Rize’nin, 76 km ile en uzun vadisine sahip İkizdere Vadisi ise HES’lerin en çok yoğunlaştığı yer olurken, yapılan projeler nedeniyle doğal rafting parkuru olan ve Rafting Milli Takımının bir zamanlar kampa girdiği İkizdere Deresi ise bu özelliğini tamamen kaybetti. Toplam 26 ayrı HES projesi geliştirilen Vadi için, Ekim 2010’da alınan Doğal SİT Kararının akıbeti ise hala belli değil.

İnek Sattı Kredi Çekti

HES mücadelesi ile gündeme gelen diğer bir vadi ise Salarha Vadisinde 3 ayrı HES projesi geliştirildi ancak Vadi’nin bir kısmının suyu tünellere alınarak, Güneysu Vadisindeki bir başka HES projesine aktarıldı. Kamuoyunda ‘Yurttaş Kazım’ olarak bilinen 83 yaşındaki Kazım Delal ise, vadinin üst kısmında yer alan Küçükçayır (Andon) Köyü’ndeki HES ve taşocağı çalışmalarına karşı verdiği mücadele adeta HES mücadelesinin simgesi haline geldi.

Ahırındaki ineğini satıp, banka kredisi çekerek davalar açan ve açtığı davalarla, ‘ÇED Gerekli Değildir’ ve ‘ÇED Olumlu Raporları’ ile ‘Su Kullanım Anlaşmalarını’ iptal ettiren Yurttaş Kazım’ın iptal ettirdiği HES ve taşocaklarında da çalışmaların yasadışı ve hukuksuz bir şekilde sürdürüldüğü ortaya çıktı.

DEKAP: Su Gibi Söz de Biter!”

Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP) Sözcüsü Ömer Şan, yaptığın açıklamada ise, “Doğal yaşam alanlarımıza, yargı kararları ve bilimsel raporlarla geri dönüşümsüz zararlar verdikleri kanıtlanıp belgelenen HES'ler, yaşamı katletmeye devam ediyor! Yurttaş Kazım'ın ineğini satıp, banka kredisiyle dava açıp durdurduğu, yargı kararlarına rağmen, Ambarlık HES için sürdürülen yasadışı ve usulsüz çalışmalara bir yenisi daha eklendi! Yargı’nın ‘durdurup iptal ettiği’ buna karşın, ‘bütüncül havza planlaması yapılmadan herhangi bir işlem yapılamaz’ diye hüküm verdiği vadide çalışmalar sürüyor.  Hala yargı süreci devam eden HES’in enerji nakil hattı direkleri, Karayolunun hemen kenarındaki yaya kaldırımının tam ortasına dikiliyor! Daha ilginci, siyaset giysili HES firması sahipleri, belediyeler-muhtarlar ve köylüler üzerinde her tür baskıyı kuruyor! Firmanın enerji nakli için yol-kaldırım ortasına diktiği direkler ve nakil hatları için ÇED alıp almadığı veya Karayolları Müdürlüğünce nasıl bir izin vermiş bilinmiyor. Bu direklerden Rize Engindere’deki şalt sahasına ulaştırılacak yüksek gerilimli enerjinin çevreye, insan ve diğer canlılara vereceği geri dönüşümsüz zararların başında kanser geliyor! Daha önemlisi, tam da bugünlerde susuzluk