Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu, “2050 yılında gelişmiş kabul edilen G7 ülkeleri göreceli olarak çok ciddi anlamda bir düşüş yaşayacaklar. E7 pozisyonunda olan ülkeler de çok ciddi anlamda bir gelişmişlik ve ileri zenginlik profili ortaya koyacaklar” dedi.
ASKON’un 6. İş Geliştirme Programı Mersin’de gerçekleştirildi. ASKON Mersin Şubesi’nin ev sahipliğinde Radison Blu Otel’de gerçekleştirilen programa, ASKON Genel Başkan Yardımcıları Vedat Öksüz, Mustafa Nejat Güneri, Adnan Danışman, Sıtkı Abdullahoğlu ve Hüsnü Kazan’ın yanı sıra Mersin Şube Başkanı İbrahim Özdoğru ile ASKON şube başkanları ve üyeler katıldı. Üyeler arası ikili iş görüşmelerin de yapılacağı toplantının açış konuşmasını yapan ASKON Genel Başkan Yardımcısı Öksüz, ASKON’un yaklaşık 30 milyar TL’lik bir potansiyele sahip olduğunu bildirdi. ASKON’un üyeler arası bilgi, tecrübe paylaşımına, sinerji oluşturulmasına, yeni işbirliklerinin kurulmasına ve gelişmesine katkıda bulunacak ve destekleyecek bir ağ kurmak misyonunu gerçekleştirmek amacıyla Mersin Şubesi’nin ev sahipliğinde düzenledikleri bugünkü toplantıda ortak iş geliştirmek ve ortak alışveriş yapabilmek amacıyla bir araya geldiklerini ifade eden Öksüz, “Tek amacımız, işlerimizi geliştirmek, geleceğe daha umutla bakabilmek için ortaklıklar yapabilmek, ülkemizin ekonomisini büyütmek. Bugünkü toplantımızda bu başarıyı sağlayacağımıza inanıyoruz” diye konuştu.
“MERSİN, EKONOMİK GÜCÜNÜ TÜRKİYE’DE HİSSETTİRMEKTEDİR”
ASKON ruhunun kendileri için sadece bir fikir değil, aynı zamanda bir aksiyon olduğunun altını çizen Mersin Şube Başkanı Özdoğru ise, ASKON Mersin olarak Mersin’in sadece bir ticaret şehri değil, aynı zamanda sanayi şehri olabilmesi için de ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini kaydetti. Mersin’in ekonomik potansiyelini aktaran Özdüoğru, “Mersin, ekonomik gücünü Türkiye’de hissettirmektedir. Mersin hinterlandı etrafında bulunan işadamlarının 2014’te 1,7 milyar dolarlık ihracat, 1,4 milyar dolarlık ithalat yapması Mersin ekonomisinin gücünü ispat etmektedir. Çünkü Mersin, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun dünyaya açılan kapısıdır” ifadelerini kullandı.
“DÖVİZ KURU SAVAŞLARI DİYEBİLECEĞİMİZ GELİŞMELER BUGÜNLERDE İYİCE SICAK”
Açış konuşmalarının ardından Genel Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu, ‘Yeni Ekonomik Durum ve Yükselen Trendler’ başlıklı bir sunum yaparak, küreselleşmenin ekonomiye etkileri ve değişen ticaret anlayışı üzerinde durdu. “Küreselleşme artık damarlarımıza kadar girmiş durumda ve her hareket hepimizi ilgilendirecek boyutlara geldi” diyen Abdullahoğlu, küreselleşmeye dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların ve çok ciddi anlamda gerilim oluşturan Rusya-Ukrayna meselesinin Türkiye ekonomisine etkilerini yaşadıklarını belirten Abdullahoğlu, Suriye ve Irak’taki gerilimlerin de bu bölgede daha yakından takip edildiğini söyledi. Bugünlerde ‘döviz kuru savaşları’ diyebilecekleri gelişmelerin iyice sıcak olduğuna işaret eden Abdullahoğlu, şunları söyledi:
"Merkez Bankası artık sanki aldığı kararlarla onun seyrini değiştiremiyor ya da değiştirmiyor gibi bir pozisyon var. Ama küresel anlamda bir karşılığı var bu işin. Kim galip çıkıyor, kim mağlup oluyor, bu tarafı bizim için son derece kritik ve önemli.”
“KORUMACI FAALİYETLERDEN BİZ YİNE ZARARLI ÇIKACAĞIZ”
Küresel entegrasyonlar çerçevesinde yürütülen yeni ve ilginç korumacı faaliyetler olduğunu dile getiren Abdullahoğlu, “Bu korumacı faaliyetlerden biz yine biraz zararlı çıkacağız gibi gözüküyor. Onun için yeniden farklı dinamikler üretmek durumundayız. Mesela en son Amerika ile Avrupa Birliği arasında yapılmaya çalışılan anlaşma içerisinde sanki yine çırak çıkacağız gibi gözüküyor. Dolayısıyla yeni ve farklı dinamizmlere ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
2008 kriziyle gelişmiş ülkelerin ciddi anlamda krize girdiklerini, Türkiye’nin de içinde olduğu gelişmekte olan ülkelerin ise nispeten biraz daha iyi bir büyüme yaşadığını aktaran Abdullahoğlu, şöyle devam etti:
“Ama onun arkasından yeniden bir sıkıntılı süreç yaşanıyor ve 2016’da yeniden ileri doğru bir atılımın gerçekleştirileceğine şahit olacağız. Küresel anlamda ticari bir durgunluğun yaşandığı bir dönemdeyiz. Bunu atlatırken takip eden mi olacağız, takip edilen mi olmalıyız, bu konu bizim önemli meselelerimizden biridir.”
“2050’DE G7 ÜLKELERİ CİDDİ ANLAMDA DÜŞÜŞ YAŞAYACAK”
Dünyadaki bazı sabitelerin kesinlikle değişeceğini, aynı yerde kalmalarının mümkün olmadığını kaydeden Abdullahoğlu, 2050 yılında gelişmiş kabul edilen G7 ülkelerinin göreceli olarak çok ciddi anlamda bir düşüş yaşayacaklarını, E7 pozisyonunda olan ülkelerin de çok ciddi anlamda bir gelişmişlik ve ileri zenginlik profili ortaya koyacaklarını öne sürdü. Bunun kendi kendine olması ve gelişmesi gibi bir alternatifin söz konusu olmadığına dikkat çeken Abdullahoğlu, işadamlarını bu konuda uyararak, “Mutlaka o işin hakkını verecek şekilde bir atraksiyon yapmamız gerekir. Arkadaşlarımızın daha lokal meselelere yoğunlaştıklarını fark ettik. O lokal meseleler bizi bugün ve yarın meşgul eder, bugünkü ve yarınki sorunlarımızı çözer ama biz bir taraftan önümüze bakarken, kesinlikle bir taraftan ufka gözümüzü dikmek ve ülkemizin tamamıyla alakalı projeksiyonlar ortaya koymak zorundayız. Ülkemizin tamamındaki gelişmeler bizi gerçek anlamda refaha ve zenginliğe doğru taşıyacaktır. Bunu asla gözden uzak tutmamamız gerekiyor" dedi.
Dünyadaki ekonomik değişimi de rakamlarla anlatan Abdullahoğlu, ‘ilginç bir gelişim trendi’ olarak nitelediği değişimi şöyle anlattı:
“Dünyanın gayri safi hasılası 1990’da 3 trilyon dolar, 2014’te 72 trilyon dolar. Şimdi 75 trilyon dolarları konuşuyoruz. Tüm dünyada böyle müthiş bir zenginleşme faaliyeti devam ediyor. Bu gelişmelerin bizi çok yakından ilgilendiren meseleler olduğunun her zaman ayırdında olarak hadiselere bakmak zorundayız.”
Dünyada giderek artan ekonomik bağımlılığa da dikkat çeken Abdullahoğlu, ABD ve Çin arasındaki ekonomik ilişkiye işaret ederek, “Biz de küresele ayak uydurmak zorundayız. Biz de ekonomik pozisyonlarımızı almak zorundayız” diye konuştu.