Şırnak merkeze bağlı Kumçatı beldesinde 1850’li yıllara uzanan tarihi bir değirmenin küllerinden doğan coğrafi işaretli tahin üretimi, KOSGEB’in makine ve girişimcilik destekleriyle yeniden hayat buldu.
Şırnak merkeze bağlı Kumçatı beldesinde 1850-1860 yılları arasında kurulan su değirmeni KOSGEB desteği ile restore edilerek, doğal yöntemler ile coğrafi işaretli tahin üretimi yapılmaya başlandı. Geleneksel su gücüyle çalışan taş öğütme sisteminde, katkı maddesiz yüzde yüz doğal tahin üreten işletmede, Türkiye’nin 81 ilinden ve Avrupa’dan taleplere yetişmek için ara vermeden tahin üretimi gerçekleştiriliyor.
KOSGEB’in stratejik desteğinin bu geleneksel mirası modern bir başarı hikayesine dönüştürdüğünü belirten KOSGEB Şırnak İl Müdürü Ömer Güngör, "Bize, burayı daha restore etmeden önceki halini gösterdi. Bu işletmeyi, tekrar aktif hale getirmek istediğini söyledi. 1850-1860’lı yıllardan kalma bir değirmen. KOSGEB’den bu konuda bize bir destek çıkar mı diye sohbet ettik. Biz de KOSGEB desteklerini anlattık. KOSGEB’in makine demirbaş anlamında bir desteğin olduğunu, girişimcilik destek programımız, iş geliştirme desteğimizin buna uygun bir model olduğunu, eğer böyle bir işletmeyi faal hale getirecekseniz destek sunabileceğimizi ilettik. Onlar da kolları sıvadılar ve başladılar. Çok şükür şu an neticelenmiş hali ile buradayız" dedi.
"Bu üretim geleneksel değil tamamen doğal"
Güngör, bölgenin coğrafi işaretli susam ve tahin mirasına dikkat çekerek, "Bulunduğumuz yerde susam coğrafi tescilli bir ürün ve burada üretimi gerçekleştirilen tahin de coğrafi tescilli. Ayrıca Kumçatı tahini ile bilinen bir yer Kumçatı beldesi. Doğal olarak böyle bir ürünü ülke içinde ve yurt dışında insanlar talep edecektir. Talep edildikçe de üretim konusunda onlara gerekli hizmeti sunacağız. Yurt dışına satışlar oluyor, yurt içinde çok çok fazla talep gördüğünü görüyoruz. Çünkü el değmemiş, dışarıdan herhangi bir katkı maddesi bulunmayan bir üründen bahsediyoruz. Eski bir üretim yönetimidir. Suyun çarklarını çevirdiği bir değirmen. Eski bir kavurma modeli, eski bir öğütme modeli ile yüzde yüz doğal bir tahinden bahsediyoruz. Özellikle belirtmek istiyorum, geleneksel bir üretim değil, tamamı ile doğal bir üretim" diye konuştu.
İşletmeci Selahattin Demir, restorasyon öncesi zorluk çektiklerini kaydederek, "Biz ne yaptık burada, kültürümüze sahip çıktık, kültürümüzü yaşattık ve markalaştırdık, restorasyonumuzu yaptık. Türkiye’nin 81 iline gönderiyoruz. Taleplerimiz var. Avrupa’dan da talepler var. Biz insanların bunu tatmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
Bölgenin sulak arazilerinde ekimi yapılan susamlar ile tahin üretimi yapılıyor
Demir, üretim sürecini şöyle anlattı: "Susamlarımız, kendi sulak arazilerimizde ektiğimiz susamlarımız. Hasadı yapıldıktan sonra buraya getiriyoruz. Temizleme işleminden sonra taşta döverek soyuyoruz, taşta kavurduktan sonra yine taşta öğütüyoruz. Bütün aşamalar geleneksel ve o kültüre bağlı olarak yapılıyor. Tamamen su ile çalışıyor değirmenlerimiz. Elektrik yok, makine yok. KOSGEB bize destek oldu. KOSGEB’in makine desteği vardı bize. Paketlememizin tamamını KOSGEB destekledi. Zaten coğrafi işaretli bir ürün yapıyoruz. Türkiye’de yöntemi ile, mahreç alan tek ürün. Bazı yerler susamı ile alıyor. Ama biz geleneksel, doğal yöntem ile coğrafi işaret almış bir ürün yapıyoruz."
İşletmede, elektrik ve makineye sıfır bağımlılıkla, sadece su gücü ve taş teknolojisiyle üretim yapılarak çevre dostu bir model sunuluyor.





