Bu sabah Manisa Emniyet Müdürlüğü tarafından 5 sivil toplum kuruluşuna yapılan eş zamanlı operasyona tepki gösteren Manisa Barosu’nun eski Başkanı ve MHP Manisa 2. sıra Milletvekili adayı Zeynel Balkız, “Bu tür faaliyetlerin bir sindirme, yıldırma faaliyetleri olduğu apaçık ortadadır” dedi.
MHP Manisa 2. sıra Milletvekili adayı ve Manisa Barosu’nun eski Başkanı Av. Zeynel Balkız, paralel yapıyla bağlantılı oldukları öne sürülen 5 STK’ya yapılan operasyonlarla insan üzerine baskı ve sindirme politikası uygulandığını kaydetti.
Balkız, “Bugün Manisa Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararı ile aralarında MASİAD, Eğitim Gönüllüleri Derneği, Aktif Eğitimciler Derneği gibi özel teşebbüsler tarafından kurulan ve tamamen işi eğitim faaliyeti olan ve sanayi ve ticaret olan 5 adet sivil toplum örgütünün iş yerlerine baskın düzenlendi. KOM polisleri tarafından evraklarını el konulmuş bilgisayarlarının imajları alınmış ve bu baskında bu derneklerin mensup olan iş adamlarının ve dernek mensuplarının son derece mağdur edildikleri bilgisi tarafımıza ulaşmıştır.” dedi.
Demokratik hukuk devletlerinde yargı kararıyla da olsa bu tür faaliyetlerin bir sindirme, yıldırma faaliyetleri olduğunun apaçık ortada olduğunu kaydeden Balkız, “Bir yargı mensubu olarak bir hukukçu olarak bu işlemin yargı kararıyla yerine getirilmiş olmasından da hicap duyuyorum. Her ne kadar yargı kararlarına saygılı olsak da faaliyetlerini tamamen işadamları ve eğitim gönüllülüğü olan mensuplarını yakından tanıdığımız bu kişilerin bu müteşebbislerin mağdur edilmelerine gönlümüz elvermiyor. Açıkça söyleyeyim bu işin bir paralel yapıyla mücadele adı altında olması, seçimler öncesinde tamamen bir sindirme ve yıldırma faaliyeti olduğunu apaçık ortaya koyuyor. Şunu ifade edebiliriz ve diyebiliriz ki, idare edenler artık kendi emellerine yargıyı kullanarak, yargı vasıtasıyla hareket etmemelidirler.” ifadelerini kullandı.
Uzun bir zamandan beri Türkiye’de konuşulan ‘İdare ile uyumlu yargı’ projesinin bugün faaliyete geçtiğini kaydeden Balkız şunları söyledi:
“Ben bir hukukçu olarak bu pozisyonu asla kabul etmiyorum. Allah nasip eder Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kendi düşüncelerimizi ve parti düşüncelerimizi temsil etme yeterliliğini yetkisini aldığımızda bu hukuksuzlukla ve bu hukuksuz anlayışla sonuna kadar mücadele edeceğimi belirtmek isterim. İnsanlar artık kendilerini güvende hissetmemektedirler. Bu baskın apaçık insanlarımızın ülkemizde yaşayan insanların hukuk güvencelerinin olmadığını gösterir. Vatanın batısındaki Manisa’da konumu bakımından da bu şekilde hukuksuzlukların olmasını asla tasvip etmiyorum ve en kısa zamanda bu arkadaşlarımızın evraklarının geri verileceğini ve böyle bir suçlamada yüz akıyla beraat edeceklerine inanıyorum. Bu davanın bu soruşturmanın akıbetine karşı peşin hükümle yaklaşmak değildir. Yapılanın hatalı olduğunu ve zamanlama bakımından da son derece manidar olduğu ortadadır.”